Paylaş
SUN Tzu diye bir amca var. Milattan önce 6’ncı yüzyılda “Savaş Sanatı” diye bir kitap yazmış. Kitapta yer alan askerlikle ilgili taktik ve stratejileri politikaya uyarlayarak siyasetçilerimize bir dizi tavsiye çıkardım. Takdim ediyorum:
*
- Şaşırt. Şaşırtmadan kazanamazsın.
*
- Güçsüzken güç gösterisi yap. Güçlüyken mazlumu oyna.
*
- Rakibe mutlaka bir alan aç. Her taraftan sıkıştırma.
*
- Kendini de rakibini de tanımıyorsan kaybetmen kaçınılmaz. Kendini tanıyor rakibini tanımıyorsan bazen kazanır bazen kaybedersin. Hem rakibini hem de kendini tanıyorsan mutlaka kazanırsın.
*
Unutma: Sana kazanma fırsatını rakibin verir.
*
- Kaybettiğinde ne yapacağını belirle. Kaybettiğinde dağılacaksan mücadeleye girme.
*
- Bir kere zafer kazandığın taktikle her zaman zafer kazanamazsın.
*
- Rakibinin üzerine öyle bir git ki sürekli savunma pozisyonunda kalsın.
*
- Rakibine asla güçlü olduğu yerden vurma.
LİYAKAT YETER Mİ
KANALLAR arasında dolaşıyordum. Halk TV’ye denk geldim. Tartışma programına başlık atmışlar:
“Liyakat yeter mi?”
*
Merkez Bankası’na liyakatli atamalar yapıldı ya... İşte onu konuşurken “Liyakat yeter mi?” diye soruyorlar.
*
“Başka ne istersiniz ağalar?” diye sordum ve başka bir kanala geçtim.
CHP’DEN AYRILIP PARTİ KURMAK TUTAR MI
ERDOĞAN ve arkadaşları ana gövdeden kopup parti kurdular. Sonunda da başarılı oldular.
*
Bu örnekten yola çıkılarak...
Ekrem İmamoğlu’nun CHP’den ayrılıp farklı bir parti kurmasını teşvik edenler var.
*
Teşvikçilere sesleniyorum:
Vazgeçin bu işten. Ekrem Bey’in de başını yakmayın. Çünkü CHP’den ayrılıp parti kuran mümkün değil başaramaz.
*
CHP öyle bir partidir ki...
Ne onunla olur ne de onsuz.
Ne kısalır ne uzar.
Ama cebinde garanti bir yüzde 20’si vardır.
Bu garanti yüzde 20’yi hiç kimse söküp alamaz.
Yani CHP’den ayrılıp ayrı parti kuranlar, bu yüzde 20’den milim koparamazlar.
Ekrem İmamoğlu - Kemal Kılıçdaroğlu
SIKILMAK
YALNIZKEN sıkılanlar, kalabalıkta sıkılanlar, hemencecik sıkılanlar.
Size kötü bir haberim var:
*
Sadece sıkıcı insanlar sıkılır.
ESENYURT VAHŞETİNDEN ÇIKMASI GEREKEN DERSLER
- Ölenin de öldürenin de silahlı olmasına dikkat! Devlet silahlanmaya karşı önlem almalı.
*
- Aflardan, iyi hallerden, hafifletici sebeplerden uzak durmakta fayda var. “5 yıl yatar çıkarım” cümlesi, gündemden çıkmalı.
*
- Sürekli göç alan, her milletten sığınmacının yerleştiği Esenyurt gibi ilçelere neşter atmak şart. Olaylar olup bittikten sonra değil ama. Olaylar olmadan.
*
- Mafyaya özendiren, raconu kutsayan yaklaşımlara karşı her alanda savaş açılması gerekiyor. Diziydi, müzikti, filmdi falan.
*
- Uyuşturucuyla mücadelede daha da kararlı olunmalı. Bununla cesaret bulan tipler var ortalıkta. Belalarını arıyorlar.
O GÖRÜNTÜLER SOSYAL MEDYADAN ÇIKARILMALI
Esenyurt vahşetiyle ilgili görüntüler bütün sosyal medya platformlarında dolaşımda. Maruz kalmamak mümkün değil. O kadar ki çoluk çocuk da izliyor bu görüntüleri. Bu kan donduran görüntülerin bu şekilde yayınlanması hiç normal değil.
*
Yetkililerden talebimdir:
Sosyal medyadaki olay anı görüntülerine son verecek bir adım atılmalı.
KİTAPTAN OKUR GİBİ KONUŞURDU SAFA BEY
YEŞİLÇAM’ı Yeşilçam yapan isimlerden biri olan Safa Önal’ı kaybettik. Sayısız senaryo, sayısız Yeşilçam filmi öksüz kaldı.
*
Safa Önal’la tanışıp görüşmüşlüğüm var.
İlk tanışmamızda “Muhsin Bey gibi adam” demiştim.
Safa Önal
Yozlaşmanın antitezi gibiydi.
Tam bir İstanbul beyefendisiydi.
*
Böyle dediğime bakıp da geçmişe takılıp kalmış, geçmişte yaşayan biri olarak hayal etmeyin Safa Önal’ı. Yenilikleri büyük bir iştahla takip eder, her biri için hükümler verirdi.
*
En önemli özelliklerinden biri de kusursuz Türkçe konuşmasıydı. Konuşurken öznesi, yüklemi yerli yerinde cümleler kuruyordu, milim teklemiyordu. Kitaptan okur gibi konuşuyordu, o derece mükemmel.
Paylaş