Paylaş
Ne diye...
Konunun gündem olmasına izin verdiniz ki?
*
Ne diye...
Kahve köşelerinde bunun konuşulmasına imkân tanıdınız ki?
*
Ne diye...
Sosyal medyada sallantılara yol açtınız ki?
*
Ne diye...
Konu ciddi ciddi gündeminizdeymiş gibi bir hava yarattınız ki?
*
Ne diye...
“Kim çıkarıyor kardeşim bunu” diye anında itiraz etmediniz ki?
*
Ne diye...
Bunun üzerinden bin türlü mağduriyet devşirilmesine göz yumdunuz ki?
*
Ne diye...
“Olur mu acaba? Sahiden yaparlar mı?” falan dedirttiniz ki?
*
Vallahi de billahi de sırf merakımdan soruyorum:
Bunu niye yaptınız? Planınız neydi? Hangi taktiği güttünüz? Nasıl bir stratejiye yaslandınız?
DAR EDERİZ FALAN
AK Parti Genel Sekreteri Fatih Şahin, Ankara Büyükşehir Belediyesi çalışanlarının işten çıkarılacağına dair duyumlar almış.
*
Bunun üzerine söylediği söz şu:
“Buradan Mansur Yavaş’a sesleniyorum: Ankara’yı size dar ederiz”.
*
Mansur Yavaş’a benzer bir mesaj vermek için milyon tane ifade biçimi varken en sevimsizini bulup çıkarmış Fatih Şahin.
*
Herhalde iktidar yetkilileri arasında...
“En tehditkâr dili hangimiz kullanacağız” diye gizli bir yarışma başlatıldı.
Başka türlü açıklanamaz bu dilin bu şekilde yükselmesi.
HDP KAPISINA MI GİTSİNLER, DEVLET KAPISINA MI GİTSİNLER
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Diyarbakır’da HDP önünde “Evlatlarımızı verin” diye eylem yapan annelere şöyle demiş:
“Bir partinin kapısına değil, devletin kapısına gidin”.
*
Sanki o anneler... Son derece bilinçsiz olduklarından ve gidilmesi gereken doğru adresi bilmediklerinden HDP’nin önüne gidiyorlarmış gibi...
Sanki o anneler... Devletin propaganda oyununa alet olmaya müsait oldukları için HDP’nin önüne gidiyorlarmış gibi...
Adresi göstermiş Akşener:
HDP kapısını bırakın, devletin kapısına gidin!
*
Meral Akşener ve Meral Akşener gibi düşünenlere sesleniyorum:
*
O anneler... Çocuklarının dağdan askeri operasyonlarla değil, ikna edilerek getirilmesini istiyor olmasınlar?
*
O anneler... Çocuklarının başına bir şey gelmeden dağdan kurtulmasını arzu ediyor olmasınlar?
*
O anneler... Askeri operasyonlarla dağdan çocuk kurtarmanın mümkün olmadığının farkında olmasınlar?
*
O anneler... HDP’nin sıkıştırılmasının dağda bir sonuç doğurabileceğini düşünüyor olmasınlar?
*
O anneler... Dağa çıkış süreçlerinde HDP’nin de önemli bir rolü olabileceğini tahmin ediyor olmasınlar?
*
Hangi kapıya dayanmak gerektiğini...
Ne Meral Hanım, ne devlet, ne de uzaktan ahkâm kesenler bilir.
*
Hangi kapının doğru adres olduğunu...
Sadece ve sadece evlatlarını terör örgütüne kaptırmış bağrı yanık analar bilir.
MEVLANA’NIN 7 ÖĞÜDÜNÜ GALİBA BİZ ŞÖYLE ANLADIK
BİR: O bize “Cömertlik ve yardım etmede akarsu gibi ol” dedi... Biz kurumuş bir dere gibi olduk.
*
İKİ: O bize “Şefkat ve merhamette güneş gibi ol” dedi... Biz kapkaranlık gece gibi olduk.
*
ÜÇ: O bize “Başkalarının kusurlarını örtmede gece gibi ol” dedi, biz güneş gibi olduk.
*
DÖRT: O bize “Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol” dedi, biz dipdiri olduk.
*
BEŞ: O bize “Tevazu ve alçak gönüllülükte toprak gibi ol” dedi, biz balon gibi olduk.
*
ALTI: O bize “Hoşgörülülükte deniz gibi ol” dedi, biz bir damla olduk.
*
YEDİ: O bize “Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol” dedi, biz ise ne olduğumuz gibi ne de göründüğümüz gibi olduk.
TECAVÜZCÜ COŞKUN’UN TECAVÜZ AÇIKLAMASI
ESKİDEN “Tecavüzcü Coşkun” dendiğinde... Hepimiz güler eğlenirdik.
Ama artık gülüp eğlenemiyoruz! Çünkü artık işin şaka kaldırır tarafı kalmadı. Çünkü artık tacizden tecavüzden geçilmeyen bir girdabın içine düştük. Çünkü artık bu mesele, Türkiye’nin çözmesi gereken devasa bir mesele haline geldi.
*
Hepimiz gibi Yeşilçam’ın emektarı Coşkun Göğen de bunun farkında olmalı ki...
Yeşilçam’ın kötü adamlarını ekrana çıkararak vefasını gösteren Beyaz TV’den Tahir Sarıkaya kardeşime konuk olduğunda şöyle demiş:
*
“Taciz, tecavüz... İğrenç, korkunç bir şey! Bir sinema oyuncusu olarak sadece benim rolümdür bu... Dünyanın neresinde olursa olsun kadına el kaldırana kırmızı kart! Bizim töremizde Cumhuriyet kadınlarına asla el kaldırılmaz”.
Paylaş