Paylaş
- RECEP TAYYİP ERDOĞAN: Siyasi yarışın bir tarafında o var. Bütün muhalefet ona göre kendini ayarlamaya devam ediyor.
*
- DEVLET BAHÇELİ: Cumhur İttifakı’nın en sağlam yapıtaşı haline geldi. Erdoğan’ın adaylığının arkasında.
*
- KEMAL KILIÇDAROĞLU: İmamoğlu’nu ekarte etti. Gerçi “Mansur Yavaş” diyenler var hâlâ ama sonuçta adaylığını iyice tescillemiş durumda.
*
- MERAL AKŞENER: Bir ara “Acaba aday Akşener mi olacak?” dedikodusu çıksa da... O hâlâ “Başbakan olacağım” sözünün arkasında.
*
- BABACAN / DAVUTOĞLU: Yazın bir kenara. Bu ikisi, çok yakın bir gelecekte birbirlerine girecekler.
*
- KARAMOLLAOĞLU: Halinden memnun. Tek rakibi Yeniden Refah Partisi. Onun dışında bir sorunu yok.
*
- İMAMOĞLU: Artık kendisini tamamen belediye işlerine vurmuş durumda. Cumhurbaşkanlığı adaylığını unutma bahçesine attı.
*
- GÜLTEKİN UYSAL: Oy oranıyla siyasi gücünü kıyaslayıp keyiften dört köşe... Hayatının en güzel günlerini yaşıyor.
*
- MANSUR YAVAŞ: Kemal Kılıçdaroğlu ile de Meral Akşener ile de arayı iyi tutuyor. Ve işine bakmaya devam ediyor.
HALKIN GÜVENLİĞİ İÇİN YAPMAK ZORUNDAYDIK
GALATAPORT’un dört bir tarafına kurulan kapılara isyan etmiştim bütün büyü bozuldu diye.
*
Doğuş Grubu Yöneticisi Gür Çağdaş aradı. Dedi ki: “Haklısın. Biz de güvenlik kapılarının olmadığı, mahalleyi andıran bir yer olarak düşünüyorduk Galataport’u. Ama bazı günler 90 bin kişinin girdiği bir yer haline geldi. Dolayısıyla misafirlerimizin güvenliğini sağlamak açısından bu kapılar bir zorunluluk oldu.”
*
Söz konusu güvenlik olunca... Benim için akan sular durur.
SAHAYA İNMEK
DAHA çok AK Parti ile ilgili haberlerde, şöyle bir temaya çok sık rastlıyorum:
*
Bakanlar sahaya iniyor / Teşkilatlar önümüzdeki hafta sahaya inecek / Milletvekillerine sahaya inin talimatı verildi / Sahaya iniyorlar / Sahaya inecekler, vs.
*
Bakıyoruz Cumhurbaşkanı Erdoğan’a...
En sevdiği şey sahada olmak.
Erdoğan için “Sahaya iniyor, sahaya indi, sahaya inecek” denemez.
Çünkü bir ayağı zaten hep sahada.
*
Fakat ne yazık ki çevresindekilerin sahaya inmeye zorlanmaları gerekiyor.
Oysa...
Bakanıyla, milletvekiliyle, teşkilatıyla...
Büyük bir doğallık içinde hep ama hep sahanın tam göbeğinde yer almaları gerekiyor.
KARADENİZ YAYLASI BERRY YUVASI
BLUEBERRY yani yabanmersini trendi üzerine bir yazı yazdım.
Karadeniz’den ses geldi.
*
Meğer bizim Karadeniz Bölgemiz, tam bir berry yuvasıymış.
Ve orada her bir berry’nin kendine özgü adı varmış.
*
- Mesela frambuaza “mora” derlermiş.
- Mesela yabanmersinine “ligarba” derlermiş.
- Mesela kokulu küçük dağ çileğine “amofta” derlermiş.
*
Mora, ligarba, amofta... Ne güzel, ne hoş, söylemesi ne şeker kelimeler. Bundan böyle bu meyveleri böyle anmaya çalışacağım.
ANKAPARK ENKAZINDAN PROPAGANDA ÇIKAR MI?
ÇIKMAZ.
*
Çünkü Melih Gökçek hep şunu söyledi, hep şunu söylüyor, hep şunu söyleyecek:
*
“Yahu bırakmadınız ki Ankapark işletilsin. Mustafa Tuna geldi, boğazını sıktı. Mansur Yavaş geldi, tabutuna çivi çaktı. Böyle olunca da Ankapark, enkaz haline geldi. Bir bırakmadınız ki benim zavallı Ankapark’ımı. Önüne gelen bin tekme vurdu.”
*
Yani demem o ki...
Ankapark olayı, süper tartışmalı bir olay olarak tarihe geçmiş durumda.
*
Tam da bu nedenle...
Meral Akşener’in Ankapark enkazını dolaşıp...
“Bakın, bakın... Nasıl da paraları israf etmişler” pozları vererek enkaz propagandası yapması, en azından “cuk” oturmamış oldu.
*
Keşke Mansur Yavaş, Meral Akşener’i başkalarının enkazında gezdirmek yerine kendi projelerini gezdirmek için davet etseydi.
SAHNELERİ NASIL?
SANIRIM şu sanatçılarımızın sahnesi gayet iyidir:
*
Tarkan... Kenan Doğulu... Zeynep Bastık... Gülşen... Melek Mosso... Derya Uluğ... Mustafa Sandal...
*
Sanırım şu sanatçılarımızın sahnesinin iyi olmaya pek ihtiyacı yoktur:
*
Teoman... Ajda Pekkan... Bülent Ortaçgil... Birsen Tezel... Mazhar Fuat Özkan... Musa Eroğlu... Sabahat Akkiraz... Ümit Besen...
KADIN KIYAFETİNE KAFAYI TAKAN HİLAFETÇİ İMAM
ANKARA’da Melike Hatun Camisi’nde görev yapan bir imam var.
*
Daha önce hilafet istemiş. “Biz o makamı geri istiyoruz arkadaş” falan türü laflar etmiş.
*
Dikkat çekmeye fazlasıyla meraklı olduğunu düşündüğüm bu imam, hilafet isteğiyle yeterince dikkat çekemediğini düşünmüş olacak ki...
Bu sefer de kadınların kıyafetlerine dil uzatmış.
*
“Bak sokaklar ne hale geldi. Kasap dükkânı gibi. Et görmekten içimiz dışımıza çıkıyor artık” demiş.
*
Eğer hilafet makamı yaşasaydı...
Son Halife Abdülmecid Efendi de o makamı işgal ediyor olsaydı...
Bu imam, “Hilafet kaldırılsın. Ben böyle halife istemiyorum” diye bas bas bağırırdı.
*
Çünkü son Halife Abdülmecid Efendi, nü resimler yapan bir ressamdı ve bu imam, Halife’nin yaptığı resimlere baktığında kendini kasap dükkânına girmiş hissederdi.
Paylaş