Paylaş
Muhalif seçmenin, “Abi, kurban olayım aday olma” tarzı cümleler yazdığını görürsünüz.
*
Yalvarıyor seçmen.
Konu ne olursa olsun hep aynı yakarış:
“Kurbanın olayım aday olma.”
*
Neden böyle?
Çünkü muhalif seçmen, Kılıçdaroğlu’nun Erdoğan’ı yenemeyeceğine kesin biçimde inanmış durumda.
*
Haksızlar mı?
Valla değiller, billa değiller.
*
Bunun için zirilyon tane gerekçe sayılabilir ama ben sadece şu son örneği vermekle yetineceğim:
*
Kılıçdaroğlu, Londra temaslarını sürdürürken KRT adlı CHP yanlısı kanala çıktı. Sunucu arkadaşımız, “Sekiz saat nereye gitti diye hep soruluyor. Bu kez başka bir adaya gitme durumu olur mu?” diye bir soru sordu.
Kılıçdaroğlu, bu soruya acayip bozuldu. “Ben şimdilik iyi akşamlar diyeyim” diyerek yayını terk etti.
*
Bunun futboldaki karşılığı tam olarak şu: Top ayağına gelmiş, dokunsa gol olacak. Topu taca gönderip sahadan çıkıyor.
Mesela o soru karşısında...
“Ne sekiz saati kardeşim? Ne demek istiyorsun sen? İktidar yanlılarının ortaya attığı bu spekülasyonlara niye prim veriyorsun? Benim her şeyim ortada” falan dese... Durumu lehine çevirmiş olacak.
*
Talihsizlik şurada:
*
Kemal Kılıçdaroğlu...
Hem iktidara gollük paslar veriyor hem de ayağına gelen gollük pasları gole çeviremiyor.
*
“Abi ne olur, kurban olayım aday olma” diye inleyen muhalif seçmenin bu inlemesine gel de hak verme.
AMBERİN ZAMAN ŞİMDİ DE CHP MİLİTANI OLMUŞ
KEMAL Kılıçdaroğlu, Londra’da gazeteci Amberin Zaman’la buluşmuş.
*
Buluşur.
Kendi bileceği iştir.
Bir şey demem.
*
Fakat Amberin Zaman’ın bu buluşma fotoğrafına yazdığı notla ilgili bir şey demezsem olmaz.
Şöyle yazmış:
*
“Sayın Kılıçdaroğlu ile Londra’da bir araya gelip sohbet etmek çok yüreklendiriciydi gerçekten. Her şey çok güzel olacak.”
*
Paylaşımının sonuna da bir “uçan balon” emojisi kondurmuş Amberin Zaman.
*
Amberin Zaman, enteresan bir gazeteci.
Hangi siyasi çizgiyi destekliyorsa, o siyasi çizginin militanı oluyor.
İşte şimdi de “CHP militanı” olmuş.
*
Hiç gocunmasın bu nedenle Amberin Zaman.
Çünkü bu memlekette AK Parti hariç hangi partiyi desteklersen destekle asla “tarafsız gazeteci” imajın zedelenmez.
POLİS BANDOSU
POLİS Akademisi Bandosu, mezuniyet töreninde bir konser verdi geçtiğimiz günlerde.
Bu konserde AK Parti’nin “Türkiye Yüzyılı” için bestelenen şarkısını çalındı.
*
Kısa ve net tavrımı açıklıyorum:
*
Bu çok yanlış. Polis, hiçbir siyasi partinin türküsünü söylememeli.
EYVAH! ÖZGÜRLEŞTİRECEKMİŞ
BIDEN, “İran’ı özgürleştireceğiz” demiş.
*
Irak’a demokrasi getirdiler. Ülke bir daha kendine gelemedi.
Afganistan’ı kurtarmaya kalktılar. Afgan halkı eskisinden bin beter.
Libya’yı özgürleştirdiler. Paramparça oldu Libya.
İran’ı özgürleştirmeye kalktıklarında İran’ın ne hale geleceğini tahayyül bile etmek istemiyorum.
*
İnsanlık alemi şunu anladı:
*
En korkunç diktatörlük bile ABD’nin özgürleştirmesinden daha iyidir.
KADIN VALE
VALELERİN mesleki yeterlilik belgesi sahibi olmaları zorunlu hale getirilmişti ya...
Süreçler tamamlanmış, yeterlilik belgeleri verilmeye başlanmış.
Ve iyi haber:
Bazı kadınlar da valelik için gereken belgeyi almaya hak kazanmış.
*
Hep beraber hayal edelim:
*
Togg’un Anadolu kırmızısı otomobilini almışız. Gıcır arabamızı bir valeye emanet edeceğiz. Valenin kadın olmasını mı erkek olmasını mı tercih ederiz?
*
Ben gözüm kapalı kadın valeye emanet ederim arabamı. Çünkü kadınlar, araba konusunda erkeklere göre çok daha fazla itimat telkin ediyorlar.
VİZYON BELGESİNDE KALMAMALI
CUMHURBAŞKANI Erdoğan, “Türkiye Yüzyılı” vizyonunu açıklarken...
Siyasetteki yeni hedeflerini şöyle ortaya koymuştu:
*
- Kimlik siyaseti yerine birlik siyaseti...
- Kutuplaştırma siyaseti yerine bütünleştirme siyaseti...
- İnkâr siyaseti yerine kucaklama siyaseti...
- Tahakküm siyaseti yerine özgürlük siyaseti...
- Nefret siyaseti yerine sevgi siyaseti...
*
Eğer sözde kalmazsa... Eğer hayata geçerse... Eğer kararlılıkla arkasında durulursa...
Muazzam bir sonuç çıkar.
*
Yoksa bu kahrolası kutuplaşma yiyip bitirecek bizi.
SIFIRDAN YÜZ KİLOMETREYE 4.8 SANİYE
TOGG, sıfırdan yüz kilometreye 4.8 saniyede çıkıyormuş.
*
Arabaya meraklı tiplerden değilim.
Buna rağmen elektrikli araçların sıfırdan yüz kilometreye ulaşma süresinin kısalığı, beni bile etkilemiş durumda.
*
İlk hedefim şu:
Elektrikli aracı olan bir arkadaş bulacağım ve “Ver de bir tur atalım” diyeceğim.
Paylaş