Paylaş
Hem de kırk gün, kırk gece...
*
Mesela...
Tarihi kostümleriyle Londra sokaklarından geçen atlı birlikler, eski şaşaalı günleri ihya ediyorlar.
Mesela...
Otel odalarına üzerinde “90” yazan ve Kraliçe’nin siluetini yansıtan kurabiyeler gönderiyorlar.
Mesela...
Sokak partileri falan düzenliyorlar.
*
Kraliçe ile İngiliz ahalisi arasındaki ilişki biçimi şöyle bir şeymiş:
Çok sevmek de serbest, aşağılayıp küfür sallamak da...
Çok seven yadırganmıyor, küfür eden de soluğu mahpushanede bulmuyor.
***
ÇIRILÇIPLAK BİSİKLETLİLER
AZİZ mübarek gün “Kralın Yolu” adlı havalı caddede salınırken karşıma birden çırılçıplak bir bisikletli ordusu çıkmasın mı?Tövbeler, estağfurullahlar falan...
*
Benim olayım da bu:Londra’da bin yıl yaşayıp böyle bir manzaraya tanık olmayan yüz binlerce kişi varken...İki günlük Londra gezisinde çırılçıplak bisikletli ordusuna maruz kalıverdim!
*
Görüntü o kadar tuhaf, o kadar yadırgatıcı, o kadar şaşırtıcıydı ki...Kimsenin kimseyi yadırgamamasıyla ün yapmış Londra sokaklarında herkes elini ağzına götürmüş şaşkınlık ifadeleriyle olayı izliyordu.
*
Sorup soruşturdum.Meğer bunlar radikal çevrecilermiş. Çevre katliamlarına tepki gösteriyorlarmış.Hangi tür gösteriyi yaparlarsa yapsınlar, hiç dikkat çekemiyorlarmış.
Çırılçıplak soyunup bisikletlerle kent turu yapmak hariç.
LONDRA VE YAĞMUR
BURADA yağmur yağması esas...
Yağmur yağmaması ise sıra dışı bir durum.
*
Bu yüzden...
İki damla eksik düşse...
“Bugün hava mükemmel değil mi” diyorlar.
MÜSLÜMAN BELEDİYE BAŞKANI
“SADIQ Khan” diyorlar Londra’nın Müslüman Belediye Başkanı’na...Oysa adam, bizim bildiğimiz “Sadık”.Soyadı da yine bizim bildiğimiz “Han”.
*
“Nasıl kazandı” diye sordum. Dediler ki:“İftira attılar! Müslüman diye aşağıladılar. Terörist dediler. IŞİD dediler. Ayrımcılık yaptılar. Halk da bütün bunlara tepki gösterip kendisini seçti.”
*
“Abi adamların halkı bile başka” falan dedik tabii.
*
Sadık Han’ın işi zor ama...
Mesela... Ramazan başlıyor diye yayınladığı mesaj nedeniyle... Müslümanların gönlünü kazanırken... Aşırı sağcıların tepkisini çekmiş.
Mesela.... Gay ve lezbiyenlere destek vermesi nedeniyle de... Müslümanlardan ölüm tehditlerine varan tepkiler görürken... Liberallerin kalbini fethetmiş.
EN POPÜLER RESTORANIN YÖNETİCİSİ BİR TÜRK
LONDRA’yı çok iyi bilen arkadaşımız Berk Kangal’ın davetiyle keşfettik:
Londra’nın son dönem en popüler restoranı olan Çin lokantasını...
Adı: Park Chinois...
Berkeley Street’te...
*
1930’ların Şanghay’ını anımsatan bir havası var restoranın...
Indiana Jones filmlerinden birinin Şanghay restoranlarından birinde geçen bir açılış sahnesi vardır.
Restoran, sanki oradan fırlamış gibi...
Yemekleri ise mükemmel.
Özellikle ördek, hararetle tavsiye edilir.
*
Öyle kolay yer bulunmuyor bu restoranda.
Ama size bir tüyo vereyim.
Buranın yöneticisi bir Türk.
Adı Levent Çakır...
İşini çok iyi yapan bu arkadaşı bulun, benden selam söyleyin, en kıyak masa garanti.
LONDRA’DA RAMAZAN
LONDRA’da oruç tutmak, gerçekten çok cefalı...
Düşünün:
İftar, saat 22.00 civarında.
*
Sırf bu yüzden özellikle bazı Arap Müslümanlar, ramazan ayında Londra’yı terk edip memleketlerine gidiyormuş.
*
Ama çok demokratik bir ramazan var Londra’da.
*
Bakıyorsun restoranlara:
Üç masada içkili yemek yiyenler, diğer iki masada iftar için ezanın okunmasını bekleyenler.
En küçük bir saygısızlık, en küçük bir ters bakış yok.
SİMİT SARAYI
SOKAKTA dolaşıyordum.
Sarı saçlı, mavi gözlü bir kadın geçti önümden.
Elinde bir poşet.
Üstünde “Simit Sarayı” yazıyordu poşetin.
*
Gururlandım vallaha.
İnsan yurtdışında çok milliyetçi oluyor azizim.
BİRAZ UZAKTAN TÜRKİYE
ATALAY YAKALANMIŞ: Türkiye’nin güya en zeki, en organize, en sistemli seri katili Atalay, bir minibüste yakalanmış. Bizdeki en zeki, en organize, en sistemli katilin durumu bu. Diğer katillerin durumunu siz düşünün.
*
ALTAN TAN: Yine HDP’yi eleştirmiş, yine muhafazakâr Kürtlerden söz etmiş... Ayrı bir parti kursa, sadece muhafazakâr Kürtlere hitap etse... Kaç oy alır acaba?
*
MERMİ VE KILIÇDAROĞLU: Ahmet Kaya’nın “Başım Belada” adlı bir şarkısı var. O şarkıda geçen “Neylersin ki çember daralmakta/Şimdilik hoşça kal yaban çiçeğim/Yasal mermisiyle bir komiser yaklaşmakta” bölümünü Kemal Bey için şöyle uyarladım: “Neylersin ki çember daralmakta/Şimdilik hoşça kal yaban çiçeğim/İllegal mermisiyle bir çakal yaklaşmakta.”
Paylaş