Paylaş
16 yaşında çocuk tutuklanınca...
Bekledim.
-Mevlana diyarından “Etme” diye haykıracak bir ses bekledim.
-Dindar şehrimizden Âkif gibi “Zulmü alkışlayamam” diye ortaya atılacak bir yiğit bekledim.
-Konya dindarlığından “Zulme rıza zulümdür” diye bir çıkış bekledim.
*
Sayın Başkan...
Beklediğim yiğitlik, beklediğim ses, beklediğim çıkış sizden geldi.
*
Dediniz ki...
-Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’na hakareti mazur görmek mümkün değildir.
-Ancak “eylem” ile “ceza” arasında orantılılığın bulunması evrensel hukuk kaidesidir.
-16 yaşındaki çocuğa uygulanan tutuklama tedbiri kanuni değildir.
-Tutuklama bu haliyle infaza dönüştürülmüştür.
-Bu tür uygulamalar temel hak ve özgürlüklere ciddi tahribatlar vermektedir.
-Bu tür uygulamalar ülkemize otoriter bir görüntü vermektedir.
-“Makul Şüphe” yasası, insan hak ve özgürlüklerini tahrip etmektedir.
*
Sayın Başkan...
Sizin şahsınızda zulmü alkışlayanlar kervanına katılmayan Konya Barosu’na kayıtlı tüm avukatlarımızı kutluyorum.
İyi ki varsınız.
Konya’nın yüzünü ak ettiniz.
Allah sizden razı olsun.
Tedbirde aşırılık dine uygun değilmiş
DİYANET’in hazırladığı cuma hutbesinde...
“Tedbirde aşırılık yüce Allah’a güveni sarsan bir davranış haline dönüşür” denmiş.
*
Dinin bu şekilde yorumlandığı bir ülkede nükleer santral yapılırsa durumun neye dönüşeceğini düşünmek bile istemiyorum.
Harika bir yıldı
FACEBOOK’un yıl sonu sloganı herkesin dilinde:
“Harika bir yıldı, bunun parçası olduğun için teşekkürler.”
*
Bizim millet, bu sloganın suyunu çıkardı.
*
Ben de milletimizin bir ferdi olarak işin suyunu çıkarma işlemine mütevazı bir katkı sunuyorum:
-Hey! Ayakkabı kutusu! Harika bir yıldı, bunun parçası olduğun için teşekkürler.
-Hey! Pahalı saat! Harika bir yıldı, bunun parçası olduğun için teşekkürler.
-Hey! Cemaat! Harika bir yıldı, bunun bir parçası olduğun için teşekkürler.
-Hey! Ak Saray! Harika bir yıldı, bunun parçası olduğun için teşekkürler.
-Hey! Osmanlıca! Harika bir yıldı, bunun parçası olduğun için teşekkürler.
-Hey! Makul şüphe! Harika bir yıldı, bunun parçası olduğun için teşekkürler.
Partiler ve mescitler
CHP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Bekaroğlu dedi ki:
“CHP Genel Merkezi’ne açılan mescit, sadece benim talebim değildi. Delegelerden de bu yönde talepler vardı. Mescidimiz faaliyette... Partililerimiz namazlarını kılıyorlar. Mescide giden parti yöneticilerimiz de var, genel merkez çalışanlarımız da... Hiçbir rahatsızlık söz konusu değil. Herkes memnun.”
*
HDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan dedi ki:
“Partimizin genel merkezinde bir mescit açılmasını talep ettim. Bunu birkaç kez gündeme getirdim... İtiraz olmadı ama arkadaşlarımız “Mescit açılacaksa cemevi de açmamız gerekir, Ezidiler için de, Süryaniler için de ibadet yeri açmamız gerekir” dediler. Bu gerekçeyle mescit açılmadı. Ama ben hâlâ istiyorum genel merkezimizde mescit açılmasını.”
Yılbaşı haram
-SEKSEN bin işçinin maaşından pahalı kol saati takmak helal...
-Yolsuzluğu hırsızlıktan daha az günah kabul etmek helal...
-Onca iddiaya karşın yargılanmamak için bin takla atmak helal...
-Düşman bellediğine karşı iftira atmak helal...
-İşçi ölümlerine karşı duyarsız kalmak helal...
-Sosyal medyada “ayet sallamak” helal...
-Kadın cinayetlerine karşı duyarsız kalmak helal...
-Şaibeli yolsuzluk paralarını faiziyle iade etmek helal...
-Haber yapan muhabirin eşini ekmeğinden etmek helal...
-Roboski’nin hesabını sormaya yeltenmemek helal...
Yılbaşı kutlamak haramsa...
We have a problem Houston!
Trileçe topuna Ankara da girdi
-GAZETELERİN Ankara temsilcileri, Başbakan Ahmet Davutoğlu ile Makedonya’ya gittiklerinde Üsküp’te trileçe yemişler.
-Üsküp’te yenen trileçe için hepsinin ortak görüşü: Harika.
-Makedonya dönüşü Milliyet’in Ankara Temsilcisi Serpil Çevikcan, gazetelerin Ankara temsilcilerini Ankara Milliyet’in karşısındaki “Kebap 44”e davet etmiş ve orada bir ustanın yaptığı trileçeden ikram etmiş.
-Sonuç? Herkesin ortak fikri: Ankara’daki iyi ama Üsküp’teki bir başka...
-Bu arada “trileçe uzmanı” haline gelmem nedeniyle... Hürriyet Ankara Temsilcisi Deniz Zeyrek ile Yeni Şafak Ankara Temsilcisi Abdülkadir Selvi, trileçeyle fotoğraf çektirip bana yolladılar.
-Hepsine afiyet olsun diyor, “İstanbul’a gelin de size en hakikisinden trileçe ısmarlayayım” mesajımı iletiyorum.
Paylaş