Komünistleri kışkırtıyorum

ACİLCİLER... Eski tüfekler... Halkın Dostları... Enver Hocacılar... İllegaliteye kayanlar... Bakuninciler... Troçkistler... Maocular... Kurtuluşçular... Birikimciler... Kır gerillaları... Milli Demokratik Devrimciler... Mahirciler...

Kısacası bilumum yoldaşlar!

Haberiniz var mı?

Bu memlekette bırakın komünist olmayı, solculuğu bile tartışmalı CHP denilen partiyi "kıpkızıl komünist" zanneden bir "Başbakan" var...

Bu "Başbakan", CHP ile giriştiği "beyaz eşya / kuran kursu / çarşaf / kömür" konulu gündelik kavgada...

İkide bir lafı size getiriyor...

Eskiden sizin "iftira at / tutmazsa izi kalır" yöntemiyle mücadele ettiğinizi belki 282 kez dile getirdi...

Yetmedi... Geçen gün de CHP’lileri, "komünist rejimin atık malları" olarak tavsif etti...

* * *

Hey yoldaşlar...

Biliyorum, ta duvarın yıkıldığı günden beri kolunuz kanadınız kırık...

Biliyorum, kafayı çıkaracak takatiniz kalmadı...

Ama son bir kez yekinmeniz gerekiyor...

Görmüyor musunuz?

Onlarca komünist tevkifatında süründürüldüğünüz halde...

141-142’nin demir pençesinde nice zulümler çektiğiniz halde...

"Komünistler karılarını kıskanmazlar" türünden nice aşağılık iftiralara maruz kaldığınız halde...

"Komünizmle Mücadele Dernekleri" eliyle her türlü saldırıya uğradığınız halde...

Bir adama "komünist" denilerek işinin bitirildiği günleri yaşadığınız halde...

Yani konu mağduriyetse, hiçbir mağdurun yanınıza yaklaşamayacağı gün gibi aşikár iken...

"Türk / İslam sentezi"nin en gürbüz çocuklarından biri, sizleri "geçmişin kara vicdanlıları" olarak nitelendiriyor...

Bu muazzam haksızlığa yürek dayanmaz...

Kaç kişi kaldınız bilmiyorum ama Taksim’e falan çıkmaya karar verirseniz, bir haber sarkıtın yeter, orada olurum...

El kırılması kol çıkması

SAĞ elimde kırık oluştuğu haberini "Sen misin Tayyip Bey’e dil uzatan... Allah işte böyle cezanı verir" diyerek yorumlayan çok muhterem AKP müritleri...

Eğer benim elimin kırılması...

"Hazreti Fatih Tayyip Sultan Hazretleri"ne dil uzatma cüreti göstermem nedeniyle...

Adli İlahi’den gelen bir ikaz ise...

Tayyip Bey’in bundan 12 sene evvel, bir futbol maçı sırasında...

Kolunun çıkması...

Ve hatta o günden sonra, o kolun bir daha hiç yerine oturmaması da bir tür "İlahi ikaz" sayılamaz mı?

Mesela Tayyip Bey’in, Erbakan Hoca Hazretleri’ne yönelik muhtemel isyanına karşı "erken manevi uyarı sistemi" çalışmış olamaz mı?

Ya da kol çıkma olayını bir de böyle okuyamaz mıyız?

Ne dersiniz?

Kılıçdaroğlu’nun yolsuzluk dosyaları

VARAN BİR: 11 yaşındayken arkadaşlarıyla Munzur Çayı’nın kenarına piknik yapmaya gittiklerinde... Bütün çocuklar çayda çimerken "bizimki", arkadaşı "Piç Hüsnü"nün evden getirdiği köftelerden birkaçını, kimselere çaktırmadan aşırmıştır...

VARAN İKİ: 12 yaşındayken komşuları Çedene Abdullah’ın bahçesindeki erik ağacından erik çalmış, Çedene’nin "hırsız var" diyerek olaya müdahale etmesi sonucu kaçmış, kaçarken ayak bileğini burkmuştur...

VARAN ÜÇ: 13 yaşındayken mektepte sıra arkadaşının hiç kullanılmamış kurşun kalemini gizlice yürütmüştür... Gıcır kalemin yerine kullanılmaktan bitap duruma düşen külüstür kalemini koyarak ne denli mahir bir hırsız olduğunu kanıtlamıştır.

VARAN DÖRT: 14 yaşındayken çıraklık yaptığı bakkalın, kendisini sınamak için yere attığı káğıt parayı cebelezzi yapmış ve sınavdan çakmıştır. Bakkalın "sınama parası"yla kendisine kaymaklı dondurma aldığı öne sürülmektedir.

VARAN BEŞ: 15 yaşındayken "okuyup adam olsun" denilerek gönderildiği yatılı mektepte, yoksul ailesinin "bir ay boyunca harcasın" diye yolladığı parayı, üç günde ezmiş, bu nedenle sefil günler geçirmiştir... Bu da bütçe idaresinden zerre kadar çakmadığının en önemli kanıtıdır... Oysa Kadir Abi, aynı yaşlardayken, zengin ailesinden gelen parayı kendisine sermaye yapıp işletmiş, böylece "para parayı çeker" kuralına bir kez daha geçerlilik kazandırmıştır.

(Devamı gelecek / Maskeler düşecek)
Yazarın Tüm Yazıları