Klozet meselesinde Cumhurbaşkanı haklı

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Saray’ın klozetleri altın kaplama” derse...
Cumhurbaşkanı Erdoğan da kalkar...
“Gel kontrol et, altın kaplamaysa ben istifa ederim, değilse sen” diye meydan okur.

*

Saray bağlamında edilecek onca laf varken...
Olmayan altın klozetten laf açılırsa...
Aha da böyle üste çıkılır.

*

Kıssadan hisse:
Elinde sağlam bir veri yoksa sallamayacaksın.

Haklı ama klozete fazla abanmasa iyi eder

KLOZET konusunda “Cumhurbaşkanı haklı” dedim.
Ama bir uyarım var:
Konuya fazla abanmasa iyi eder.

*

Çünkü meydan okumayı abartırsa...
O zaman...
-Saray kaça patladı?
-Tefrişat için mobilyalar nereden getirildi?
-İngiliz, İtalyan ve Fransız malları kullanıldı mı?
-Taht gibi görünen nesnede altın tozu mu var?
-Sarayın aydınlatması ayda ne tutuyor?
-Bir aylık ısıtma bedeliyle Bayburt bir ay ısınır deniliyor, doğru mu?
-Bini aşkın odada inler ve cinler top oynamıyorsa ne yapılıyor?
Gibi sorularla karşı meydan okuma yapılır ki...
Hafazanallah... Hafazanallah...

HDP barajı aşmalıdır

-ÇÜNKÜ... “Yüzde 10” barajla bir partinin önünü kesmeye çalışanlar derslerini almalıdır.

*

-ÇÜNKÜ... Güneydoğu’nun birçok kentinde AK Parti, haksız, milli iradeye yaslanmayan ve beleş milletvekili çıkaramamalıdır.

*

-ÇÜNKÜ... Demokrasiye ve milli iradeye uygun olan budur.

*

-ÇÜNKÜ... Hakkaniyetsizliğe ve adaletsizliğe geçit verilmemelidir.

*

-ÇÜNKÜ... HDP’nin Türkiyelileşme projesi sekteye uğramamalıdır.

*

-ÇÜNKÜ... Milletin Meclisi, milletin renklerinden mahrum kalmamalıdır.

*

Bu yazdıklarımdan dolayı bana...
“Yav hani sen tarafsızdın” diye soran olursa...
Onlara “Cumhurbaşkanımız kadar olamasa da... Biz de kendi çapımızda tarafsızız” diyor ve saygılar sunuyorum.

Tımarhaneye atılacak adamı hapse atmak

GÖKÇE Fırat diye bir adam var.
Yapmadığı faşistlik, yapmadığı ırkçılık, yapmadığı ayrımcılık, yapmadığı kışkırtıcılık kalmadı.
Yayınladığı “Türk Solu” adı altındaki paçavra dergide...
-“Kürtlerden alışveriş yapmayın” cümlesini kapak yaptı.
-“Ordu göreve” diye manşet attı.
-İçsavaş kışkırtıcılığı yaptı.
Ve daha neler neler.

*

Son günlerde Cemaat’e doğru inceden dümen kıran bu adamın son marifeti şu:
Almış eline bir urgan, “Tayyip’i asacağız” diye höykürmüş.
Faşistlikten, nefret söyleminden, tehditten, kışkırtıcılıktan tutuklanmayan Gökçe Fırat, tahmin edebileceğiniz gibi “Cumhurbaşkanı’na hakaretten” tutuklanıverdi.

*

Dünyanın en ahmak casususun, yeryüzünün en aptal provokatörünün, âlemin en salak kışkırtıcısının bile yapmayacağı türden şeyleri yapan bu adamın yeri, hapishane değil, en yakın akıl ve ruh hastalıkları kliniğidir.
Buradan savcılara sesleniyorum:
Lütfen uzmanlara başvurun ve bu adamın cezai ehliyetinin olup olmadığını bilimsel olarak saptayın.

*

“Gökçe Fırat düşüncelerinden dolayı tutuklandı, niye ses çıkarmıyorsun” diye soranlara da...
Sanırım bu şekilde cevap vermiş oldum.

Fetih ile işgal arasındaki fark

-İŞGAL: Bir yere top tüfekle girip, orayı yandaş yağmalamasına tabi tutuyorsan, orada yaşayan herkesin kendin gibi yaşamaya zorluyorsan, oradaki insanların kanlarını, ırzlarını kendine helal görüyorsan... Hiç kusura bakma: Senin yaptığına düpedüz işgal denir.

*

-FETİH: Zihinleri İslam’a açabiliyorsan, nefret ettirmeyip sevdirebiliyorsan, isteyenin istediği gibi inanmasına ve yaşamasına imkân sağlıyorsan, şehri zapt etmek yerine gönülleri kendine yaklaştırıyorsan, yani bir yürek fethi gerçekleştirebiliyorsan... İşte o zaman yaptığına fetih denir.

Madem saz çalıp türkü söyleyeni aşağılıyorsun

-O zaman ne diye “Ne güzel buyurmuş Neşet Usta” falan diye çalınan sazı, söylenen türküyü nutuklarına katık ediyorsun ki?

*

-O zaman ne diye “Uzun ince
bir yoldayım/Gidiyorum gündüz gece” diye Veysel türkülerinden medet umuyorsun ki?

*

-O zaman ne diye Yozgat’a gidip “Sürmeliler diyarına selam olsun” diyerek... Yozgat Sürmelisi’ne övgüler düzüyorsun ki...

*

-O zaman ne diye Şiwan Perwer’in “Megri Megri”sini dinlerken gözyaşlarına hâkim olamıyorsun ki?

*

-O zaman ne diye mikrofon uzatıldığında “Beraber yürüdük biz bu yollarda” diye teganni yapıyorsun ki?

Diyanet İşleri’ne güncel beş soru

-BİR: Bir insan kendisini “Müslüman” olarak tanımladığı halde... Bu kişiye “Hayır, sen Müslüman değilsin, kâfirsin” diyenin İslam’a göre durumu ne olur?

*

-İKİ: İslam’da çarpıtma yapmanın, iftira atmanın, söylenmeyeni “söyledi” demenin bir hükmü var mı? Varsa nedir?

*

-ÜÇ: Bir Müslüman, Zerdüşt’ün ya da başka bir dine inanın inanma ve inandığı gibi yaşama hakkını savunmak durumunda değil midir?

*

-DÖRT: Bir insanın özel hayatına alçakça saldırmanın İslam’da bir karşılığı var mıdır? Varsa nedir?

*

-BEŞ: IŞİD denilen barbar sürüsü, eşcinsel diye insanları damlardan aşağı atıp paramparça ederek katlediyor. Bunun İslam’da bir dayanağı var mıdır?

Çarşamba Sohbetleri’nde MHP’li Ümit Özdağ var

ÖNCE AK Partili Özlem Zengin’i parlattık. CHP’nin Roman adayı Özcan Purçu’yu parlattık. HDP’li Seher Akçınar’ı parlattık...
Ve sıra geldi MHP’li Ümit Özdağ’ı parlatmaya...
Ümit Özdağ söyleşisi yarın Hürriyet’te... Kaçmasın.