Paylaş
Dolaylı, kapalı, kameralar karşısında yaşanmayan, net olmayan, ürkek bir ilişki.
*
Özgür Özel’in HDP’nin yeni versiyonu DEM’le kurduğu ilişki ise şöyle:
*
Açıktan, doğrudan, şeffaf, görünür, kameralar karşısında, net bir ilişki.
*
Peki Kemal Kılıçdaroğlu bilmiyor muydu HDP ile şeffaf ve açık ilişki kurmayı.
Tabii ki biliyordu.
Ama endişeleniyordu.
“Şehit haberleri geldiğinde kamuoyu bize tepki gösterir” diye endişeleniyordu. “İktidar bu bloku bu ilişkiyi bize karşı kullanır” diye endişeleniyordu.
*
Endişelerinde hiç de haksız sayılmazdı Kılıçdaroğlu.
İktidar bloku, dolaylı ve ürkek ilişkiyi bile kendisine ve partisine karşı sonsuz kullanmıştı.
*
Şimdi cevabını aradığımız soru şu:
Kemal Kılıçdaroğlu’nun yaşadığı bu deneyim ortadayken...
Özgür Özel, neye güvenerek HDP’nin yeni versiyonu DEM’le açık ve şeffaf ilişki kurmaya kalkıştı?
*
Sorunun cevabını veriyorum:
*
Hiçbir şeye.
*
Çünkü görüyorum ki şeffaf ilişki konusunda...
Kamuoyunu ikna edecek bir argümanı yok. Ahalinin kafasının yatmasına yol açacak bir izah biçimi yok. Toplumun bu konuyu mesele etmemesini sağlayacak bir planı yok.
*
Özgür Özel’in şehit haberlerinin gelmesiyle birlikte yaşadığı bocalamanın temel nedeni işte budur.
ERDOĞAN’IN MERAL AKŞENER’İ ARAMASI
Türkiye şehitlerin yasını tutarken Cumhurbaşkanı Erdoğan, İYİ Parti Lideri Meral Akşener’le bir telefon görüşmesi yaptı.
*
Erdoğan’ın Akşener’i aramasının siyasi açıdan iki amacı olabilir:
*
- BİR: Terör konusunda İYİ Parti’nin CHP’den ayrışmasını daha da netleştirmek.
*
- İKİ: CHP’nin DEM’le baş başa kaldığı mesajının altını kalın biçimde çizmek.
TERÖR NOTLARI
- Mustafa Destici’nin siyasi farklılıkları terör konusu üzerinden açıklamaya çalışan sosyal medya paylaşımı, yanlış anlamalara çok müsait. Destici’nin iç cepheyi bir ve beraber tutmak için çabalamasında yarar var.
*
- Güvenlik zirvesinde Türkiye’nin güney sınırlarında bir “teröristan” kurulmasına izin vermeyeceği vurgulandı. “Teröristan” kelimesini, iletişim tekniği açısından çok güçlü, çok anlaşılır ve çok etkileyici buldum.
BARBENHEİMER VAKASININ YERLİ VERSİYONU YAŞANIYOR
Geçen cuma günü iki yerli film girdi vizyona:
*
BİR: Kolpaçino. İKİ: 3391 Kilometre.
*
Bu iki film gişede rekorlar kırıyor.
Hatta bana gelen bilgilere göre...
2008 yılından beri ilk kez iki yerli film ilk günden yüz bin sınırını aşmış.
*
- KOLPAÇİNO: Malum oğlan çocuğu filmi. Gırgır, şamata, küfür falan.
*
- 3391 KİLOMETRE: Tam bir kız filmi. Tam genç işi. 18 yaş aşk filmi.
*
Barbie ve Oppenheimer de içerik olarak birbirinden epey farklı iki filmdi. İkisi de aynı anda sinemalarda gösterime girdi. İkisi de gişe rekortmeni oldu. “Barbenheimer” dalgası da buradan çıktı.
*
“Kolpaçino” ile “391 Kilometre” filmlerini tek bir sözcükte toplayamadım.
Toplayabilsem çok janjanlı bir şey olacaktı ama neyse.
PANCAKE’İ GÖZLEME DİYE ÇEVİRMEYE SON
Amerikan filmlerinde ne zaman “pancake” kelimesi geçse altyazıda mutlaka “gözleme” diye çevrildiğini görüyoruz.
*
Mesela şöyle:
*
Sabah saatleri. Mutfağa girmekten ayrı bir zevk duyan Amerikan aile babası, kahvaltı için pancake yapmaktadır.
İşini bitirdiğinde aile fertlerine şöyle seslenir:
*
“Kahvaltıda pancake var. Hadi uyanın.”
*
Bizim altyazıcılar, işte bunu şöyle çeviriyorlar:
*
“Kahvaltıda gözleme var. Hadi uyanın.”
*
Pancake ile gözleme arasında lezzet, görüntü, mantalite açısından herhangi bir alaka olsa hiç mesele etmeyeceğim.
Ama yok. Hem de hiç yok.
TAM BABASININ OĞLU
Efsane valilerimizden merhum Recep Yazıcıoğlu’nun oğlu Mehmet Kemal Yazıcıoğlu, MHP’nin Tokat Belediye Başkan adayı olmuş.
*
Mehmet Kemal’in fotoğrafına şöyle bir bakınca...
Babasına ne kadar da benzediğini fark ettim.
Edası, tavrı, tipi, duruşu, yüzü, vücut dili...
Her şeyi fena halde babasını andırıyor.
ZEKİ MÜREN’İN KENDİNİ SAVUNMA ŞANSI YOK Kİ
Bülent Ersoy, Zeki Müren’e vermiş veriştirmiş.
Neler demiş neler.
“Acımasız” demiş. “Kıskanç” demiş. “Çalışanlarına kötü davranırdı” demiş.
*
Keşke Zeki Müren yaşıyor olsaydı da...
Bülent Ersoy’un bu söylediklerine cevap verseydi.
Ama yaşamıyor ve maalesef cevap verme şansı yok.
*
Bülent Ersoy’un bu inceliği göz önünde bulundurması sizce de çok daha şık olmaz mıydı?
Paylaş