İzninizle Ali Yerlikaya’yı öveceğim biraz

Türkiye’nin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, hükümetin, AK Parti’nin imajını düşünmeseydi.

Şunu yapardı:

*

Güvenlik güçlerine...

“Vurun, kırın. Su sıkın, gaz sıkın. Göz açtırmayın, aman vermeyin. Coplarla dalın, dağıtın” diye bir talimat verirdi.

*

Böyle bir talimat verseydi Ali Yerlikaya.

İşi çok kolay olurdu.

*

Ama böyle bir talimatın ortaya çıkaracağı görüntüler...

Hem Türkiye’nin hem Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hem hükümetin hem AK Parti’nin imajını fena örselerdi.

*

Ali Yerlikaya, kolay yolu seçmek yerine zor yolu seçti.

*

Güvenlik güçlerine...

Sinirlerini sağlam tutmalarını öğütledi. Provokatörlerin oyunlarına gelmemeleri talimatını verdi. Psikolojik harbin nasıl kazanılacağını anlattı.

*

Ve bunun sonucu olarak polisimiz...

Olağanüstü bir sabırla, harika bir profesyonellikle, muhteşem bir sinir hâkimiyetiyle, müthiş bir kontrol duygusuyla...

Bu psikolojik savaşın vandallar tarafından kazanılmasına izin vermedi.

*

Bugün hepimiz polisin tutumunu göklere çıkarıp vandalların tutumunu lanetliyorsak...

Bunun tek nedeni Ali Yerlikaya’nın bu taktik ve stratejisidir.

*

Sağdan soldan gelen çatlak seslere sakın aldırma Ali Yerlikaya.

Tuttuğun yol, en doğru yoldur.

ÖZGÜR ÖZEL NEDEN TAN’I YANINA ALDI

NAMIK Tan, AK Parti hükümeti tarafından en önemli görevlere getirilmiş ve hükümetle uyum içinde çalışmış bir diplomattır.

*

AK Parti hükümeti...

Tan’a önce Dışişleri Bakanlığı Sözcülüğü görevi verdi. Sonra da Türkiye’nin Washington Büyükelçisi olarak atandı.

*

Emekli olduktan sonra siyasete CHP’den girdi Namık Tan.

*

Ve sürpriz! Özgür Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan’la yaptığı dünkü görüşmeye Namık Tan’ı da dahil etti.

*

Neden acaba?

Özgür Özel, şöyle düşünmüş olabilir mi acaba:

*

“Namık Tan, AK Parti hükümetleri tarafından en önemli görevlere getirildi. Diplomasinin çok önemli koltuklarına atadılar kendisini. Galiba kendisini pek sevmişler ve kıymet vermişler. Ben en iyisi onu yanıma alayım da ortam yumuşasın.”

SİYASETÇİNİN EN GÜZEL GÖZÜKTÜĞÜ ANLAR

KUYRUĞA girdiğinde / Minnacık ve iddiasız bir arabayla tek başına dolaştığında / Korumasız, tantanasız gezdiğinde / Ezber bozduğunda / Şaşırttığında / Karşıtlarında bile olumlu bir izlenim bıraktığında.

7 EKİM’İ KONUŞMAK ANLAMLI MI?

HAMAS, 7 Ekim’de İsrail’e saldırmıştı.

*

O gün taraflara itidal çağrısı yapmanın, Hamas’ın eylemini eleştirmenin, İsrail açısından bu saldırının yarattığı travmadan söz etmenin bir anlamı vardı.

*

Fakat aradan geçen süre içinde İsrail...

- Gazze’de katletmedik bebek bırakmadı.

- Gazze’yi yerle bir etti.

- 7 Ekim’in bin katı terör uyguladı.

- Filistin’i açlığa ve ölüme mahkûm etti.

- İnsanlıktan çıktı.

*

Artık 7 Ekim’i konuşmanın hiçbir anlamı kalmadı yani.

Bugün 7 Ekim geyiği çevirmek, Filistin’de yaşanan büyük insanlık dramını perdelemekten başka hiçbir amaç taşımaz.

OLAY KURABİYEYLE MÜŞERREF OLDUM

TARİHİ Kuzguncuk Fırını’nda 110 liraya satılan kurabiye, Türkiye’nin gündemini bayağı bir sallamıştı.

Ben de herkes gibi “110 liraya kurabiye mi olur kardeşim” diye bayağı bir söylenmiştim.

*

Tarihi Kuzguncuk Fırını, benimle temasa geçti. Birkaç kurabiye örneği göndermişler. Deneyimlerimi aktarıyorum:

*

- Bir kurabiye canavarı olarak söz konusu kurabiyelerin normal bir kurabiye boyutunda olmadığını söylemeliyim. Öyle minnacık değiller. Bayağı kallavi boyuttalar.

*

- İçine azıcık Antep fıstığı karıştırılmış kurabiyelere fazlasıyla aşinayım. Fakat “Kuzguncuk Mantarı” adı verilen bu kurabiye, tamamen Antep fıstığından yapılmış.

*

- Tarihi Kuzguncuk Fırını diyor ki: “Sadece Antep fıstığı ile yapılmış, un ve yağ bulunmayan niş bir ürünümüzdür bu.”

*

Sonuç: Bir kurabiye, normalde 110 lira olamaz ama Tarihi Kuzguncuk Fırını’nın bu kurabiyesi de pek normal bir kurabiyeye benzemiyor.

ERDOĞAN TİKTOK’U YASAKLAMAYA KALKSA

ÖZGÜRLÜKLER ülkesinin başı Biden, resmen TikTok’u yasaklıyor. Bir yasa çıkarmaya çalışıyorlar. Buna göre TikTok ya altı ay içinde ABD’lilere satılacak ya da kapatılacak.

*

Erdoğan, sosyal medya platformlarıyla ilgili en küçük bir kısıtlamayı gündeme getirdiğinde ne demişlerdi?

- Otoriter rejime bakın!

- Bu çağda böyle şey olur mu?

- İfade özgürlüğüne alenen saldırıdır bu.

*

İşin daha ilginç tarafı ise şu:

ABD, TikTok yasağını “ulusal güvenliğimiz tehdit altında” diye meşrulaştırmaya çalışıyor. İletişim platformları, insanları yönlendirme gücüne sahipmiş, bu nedenle tehlikeliymiş falan filan.

Yahu buna “milliyetçi paranoya” denmiyor muydu yakın zamana kadar?

*

Neredesiniz liberaller? Neredesiniz iletişim devriminin öncüleri? Neredesiniz bu çağda böyle şey olur mu yahucular?

BİR KEDİDEN NELERİ ÖĞRENEBİLİRSİNİZ

- Yavaşlamayı.

- Prensip sahibi olmayı.

- Rutininiz üzerine titizlenmeyi.

- Özel alanlara saygılı olmayı.

- Karşılıksız sevmeyi.

- Farklı bir dostluk türünü.

- Kuytularda gizlenmenin keyfini.

- Durup dururken coşmanın harikalığını.

- Seçici olmayı.

- Umursamaz olmayı.

- Yalnız kalabilmeyi.

- Sert şakalaşmanın tuhaf çekiciliğini.

- Merak etmeyi.