İstanbul’un en güzel zamanı, herkesin Bodrum’a gittiği zamandır

- İstanbul’da bugünlerde bütün restoranlar, bütün kafeler tenha... Her mekânda başköşeler senin. Her mekânda izzet ikram sana.

*

- O meşhur trafik çilesi, resmen Bodrum/Çeşme hattına postalanmış... Trafik de yok, çile de yok. Yollar bomboş.

*

- Terasların tümü açık... Ve hepsi birbirinden şahane. Güneş batırmaya fevkalade uygun...

*

- Bütün tanıdıklar, kendilerini İstanbul dışına atmış. Yabancı bir şehirde dolaşır gibi dolaşma imkânı doğmuş. Oh mis!

*

- Evlerde akan suların tazyiki bile artmış durumda. Konfor açısından yıkılıyor yani İstanbul.

ÇÖP KONTEYNERİNDEN BESLENEN MİLYONLAR

KEMAL Kılıçdaroğlu’nun sözü bu.

Milyonlarca insanımızın çöp konteynerlerinden beslendiğini söylüyor.

*

Çöp konteynerinden beslenenler yok mudur bu ülkede?

*

Koskoca ülke.

Vardır tabii ki.

Arayıp tarasan bulursun çöp konteynerlerinden beslenenleri.

*

Ama şöyle bir etrafına bakma zahmetine katlanan herkes, şunun farkına varır ki...

Bu ülkede milyonlarca insan, çöp konteynerlerinden beslenmiyor.

*

Ekonomik sorunlar yok mu bu ülkede?

*

Olmaz olur mu?

Var tabii ki.

*

Ama ekonomik sorunlar açısından...

“Çöp konteynerinden beslenme” aşaması, bambaşka bir aşamadır.

*

Gözümüz var, izanımız var.

Öyle bir aşamada değil ülke.

*

Muhalefet, tabii ki abartır.

Ama abartmanın da bir ölçüsü olmalı.

*

Çünkü abartmada ölçüyü kaçırırsanız...

Milyonların asıl sorunlarına, hakiki sorunlarına dikkat çektiğinizde...

Sizi ciddiye alan kalmaz.

ÇÖZÜM SÜRECİ YENİDEN BAŞLAR MI?

“ÇÖZÜM Süreci yeniden başlayacak” cümlesini kurmaya meraklı çok kişi var ülkede.

*

Bayılıyorlar böyle söylemeye.

Ortada somut hiçbir şey olmasa da...

“Çözüm Süreci yeniden başlayacak” deyip duruyorlar.

*

Cumhurbaşkanı Erdoğan, en son Diyarbakır gezisinde...

“Çözüm Süreci’ni biz başlattık ama sonlandıran biz olmadık. Çünkü Çözüm Süreci’ni bunların kötü niyeti, art niyeti, gizli gündemleri sonlandırdı” dedi ya...

*

“Çözüm Süreci yeniden başlayacak” cümlesini kurmaya meraklı kişilere gün doğdu.

Bilmiş bir edayla...

“Bakın, biz demiyor muyduk? İşte görüyorsunuz. Çözüm Süreci başlayacak” diyorlar.

*

Çözüm Süreci yeniden başlar mı başlamaz mı bilmiyorum ama bildiğim bir şey var:

*

Cumhurbaşkanı’nın o sözlerinden Çözüm Süreci’nin yeniden başlayacağı sonucu çıkmaz, çıkamaz.

BİR MÜCADELENİN ÜRÜNÜ: HAYVAN HAKLARI YASASI

YASAMIZ çıktı nihayet!

*

Bu yasanın çıkmasında...

Hayvan hakları savunucularının yıllardır verdikleri mücadelenin ve emeğin rolü büyük.

Hepsine selam olsun.

*

Eksiği gediği yok mu yasanın?

Tabii ki var.

Daha iyi olamaz mıydı?

Tabii ki olabilirdi.

*

Ama eksiği gediği var diye, daha iyisi olabilirdi diye...

Olmazlanmanın da alemi yok.

*

Bundan sonrasını da hep beraber getirelim:

Toplumun bilinçlenmesini sağlayalım.

Hayvanların mal değil can oldukları bilincini herkese aşılayalım.

Elbirliğiyle bunu yapalım.

SERİN SİNEMA SALONLARINA ATACAĞIM KENDİMİ

TOM biraderimizin “Görevimiz Tehlike” filmi ile en son “James Bond” filmini bekliyorum.

*

Bu ikisi gelir gelmez...

Serin sinema salonuna atacağım kendimi.

Elimde tuzu bol ve makine yağında patlatılmış mısırla.

CHP’Lİ ALTACA’NIN TÜRKÜ SÖYLEMESİNE ALKIŞ

MECLİS’TE konu: Müzik çalışanlarının durumu. CHP’li Nurhayat Altaca, Meclis kürsüsüne çıkıp “ay doooossst” diye başlamış Dadaloğlu’nun “Hakkımızda devlet vermiş fermanı” deyişini söylemeye.

Atlamışım bu olayı.

*

Açtım videosunu, dinledim. Muazzam söylüyor Nurhayat Hanım. Hakkını vererek. Sanki profesyonel sanatçıymış gibi. Özgeçmişine baktım. Müzik alanında eğitim almış mı diye. Almamış. Bravo! Tebrikler!