Paylaş
BAŞARIDAKİ EN BÜYÜK PAY EKREM İMAMOĞLU’NUN
İSTANBUL Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, özellikle şu iki açıdan çok başarılı oldu:
BİR: Rakip partinin kendisine karşı izlediği yanlış stratejiyi iyi analiz edip kendi lehine değerlendirmesini bildi.
İKİ: Çoktandır tek bir üsluba kilitlenmiş olan Türkiye siyasetine, yepyeni bir üslupla yepyeni bir açılım getirmesini bildi.
Bundan sonrasına gelince:
Kutlamaları abartıp zafer sarhoşluğuna kapılmazsa...
Çok konuşmayı bırakıp çok iş yapmaya odaklanırsa...
Bir de AK Parti seçmeninde bir mağlubiyet hissinin oluşmasının önüne geçebilirse...
Başarısını sürdürebilir.
İLK KEZ LİDERLİK YAPTI KEMAL KILIÇDAROĞLU
LİDER o kişidir ki...
Liderlik ettiği kesimin istek ve taleplerine teslim olarak onların arkasından yürümek yerine... Onları yeni bir fikre yönlendirmesini başarır.
Kemal Kılıçdaroğlu, şunca zamandır sürdürdüğü genel başkanlık kariyerinde ilk kez liderlik yaptı.
Liderlik ettiği kesimin bütün itirazlarına ve burun kıvırmalarına rağmen...
Ekrem İmamoğlu gibi bir ismi bulup çıkardı ve kararında ısrar etti.
Az iş değildir bu.
*
Fakat işin şu yönünü de unutmamak gerekir:
Burada sergilediği liderlik, Kemal Kılıçdaroğlu’nun geleceğini belirlemeye yetmez.
Unutmayın ki:
Ahalinin Kemal Kılıçdaroğlu algısı, hâlâ fena halde negatif.
MÜBALAĞASIZ BİR CANAN KAFTANCIOĞLU ANALİZİ
VİTRİNDE gözüktü mü Canan Kaftancıoğlu?
Hayır! Vitrinde yoktu. Vitrinde sadece Ekrem İmamoğlu vardı.
Peki başarısı nerede?
Tabii ki sandık örgütlenmesinde!
CHP İstanbul İl Başkanı olarak...
CHP’nin bu zamana kadar yapamadığı sandık örgütlenmesini gerçekleştirerek seçim gecesi ıslak imzalı sandık sonuç tutanaklarının bir merkezde toplanmasını sağladı.
Bu mesela AK Parti açısından küçük ama CHP açısından büyük bir adım!
*
Ama tabii ki rolünü de abartmamak gerekir.
İmamoğlu’nun başarı payı yüzde 60 ise, Kılıçdaroğlu’nun başarı payı yüzde 25’tir. Geriye kalan pay da Kaftancıoğlu’nundur.
EY KIZGIN DEMİRİ DAHA DA KIZDIRMAYA ÇALIŞANLAR!
DEMİR kızgın. Hem de bayağı kızgın.
Ancak bakıyoruz:
Kızgın demiri daha da kızdırmaya çalışanlar var!
Bilhassa iktidarı destekleyen kesimler arasında...
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün işte bunlara seslendi.
Hem kendisinin hem de partisinin yeni yol haritasını üç cümlede özetleyerek yaptı bunu:
CÜMLE BİR: 31 Mart’taki tartışmaları geride bırakıp gündeme odaklanılmalı.
CÜMLE İKİ: 4.5 yıllık bir icraat dönemi var.
CÜMLE ÜÇ: Dönem, kızgın demiri soğutma, kucaklaşma dönemidir.
*
Kızgın demiri daha da kızdırmaya çalışanlar, bakalım liderlerinin net biçimde ortaya koyduğu bu üç cümlelik yol haritasını doğru algılayabilecekler mi?
HALKA ‘GÜNDE 3 ÖĞÜN SİMİT YE’ DİYECEK KADAR İZANIMI KAYBETMEDİM
AK Parti Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu ile dün bir telefon görüşmesi yaptım.
Söylediklerini aktarıyorum:
*
Bazı siyasetçiler, “AK Parti 2002’de asgari ücret ile ilgili çay-simit hesabı yaparak iktidara geldi, ancak bugünkü durum 2002’den daha da kötü” şeklinde açıklamalar yapıyorlardı.
Ben bu açıklamaların doğruyu yansıtmadığını göstermek için bir mukayese yaptım.
Yaptığım bu mukayeseyi bağlamından kopararak sanki ben vatandaşa günde üç öğün simit-çay tüketmesini öneriyormuşum gibi göstermek, bana yapılmış bir haksızlıktır.
Ben vatandaşa “Günde üç öğün simit yiyin” diyecek kadar izansız değilim çok şükür.
Verdiğim örneği bağlamından kopararak farklı amaçlar için kullananlara sesleniyorum: Konuşmamın öncesine ve sonrasına bakmadan bir yorum yapmayın.
JANTİ ADAMLAR YERİNE BAYBURTLU YUSUF
BEN olsam...
AK Parti’nin itiraz belgelerinin adliye kapısına şöyle götürülmesini sağlardım:
Belgeleri birbirinden şık üç bavula koymak yerine... Kenevirden yapılmış halk işi bir büyük çuvala koyardım.
O çuvalı da janti giyinmiş üç dört takım elbiseli şahıs yerine Bayburtlu Yusuf’un götürmesini sağlardım.
Çünkü...
İtiraz belgelerini Yüksek Seçim Kurulu’na teslim etmek...
Hakaret işitme pahasına AK Parti’nin seçim broşürlerini kapı kapı dağıtmış olan Bayburtlu Yusuf’a yakışırdı.
“AK Parti’nin fabrika ayarlarına dönmesi” diyenler, sanırım biraz da işin bu sembolik tarafına işaret ediyorlar.
ŞEVKET ÇORUH’UN KAHKAHASI
KİMSENİN kahkahasına bayılmam.
Saba Tümer’in kahkahasına bile!
*
Fakat ne yalan söyleyeyim, Şevket Çoruh’un kahkahası bana iyi geliyor.
Bunun kahkahanın bağlamıyla bir ilgisi yok ama.
Paylaş