Paylaş
Gezi bir patlamaydı... Spontane bir patlama... Yakılan çadırların ve sergilenen hoyrat tutumların vicdanları ayaklandırması sonucu meydana gelmişti... Öyle hesaplı, öyle bilinçli bir tahrikle olacak bir iş değildir bu.
*
OLMAZ, ÇÜNKÜ...
Toplumsal olaylar aynı şekilde, aynı formatta, aynı düzlemde kendini tekrar etmez. Ne kadar zorlanırsa zorlansın, ne kadar istenirse istensin... Böyle bir şey söz konusu olmaz, olamaz.
*
OLMAZ, ÇÜNKÜ...
“Eğer devletin en tepesi ikinci bir Gezi olsun diye bu kadar uğraşıyorsa, o zaman ona istediğini vermeyelim” duygusu, muhalif kesim içinde hızla yayılan bir duygudur. Ve bu duygu, ikinci Gezi’nin önündeki en büyük engeldir.
*
OLMAZ, ÇÜNKÜ...
Toplumsal öfkeler, karşıtlıklar, bilenmişlikler, patlamalar falan... Öyle mühendislik çabalarıyla ortaya çıkmaz. Bu işin mühendisliğini yapmaya soyunanlar, murat ettiklerinin çok dışında bir sonuçla karşılaşabilirler.
ERDOĞAN NEDEN ‘TOPÇU KIŞLASI’NI YAPACAĞIZ’ DEDİ
EĞER “Gündemi değiştirmek istiyor” diyorsanız...
Size şunları söylerim:
- Gündemi değiştirecek de ne olacak?
- Değiştirmek istediği gündemi de zaten kendisi oluşturmuyor mu?
- Kendi değiştirdiği gündemi, ne diye daha belalı bir konuyla değiştirmeye kalkışsın ki?
*
Eğer “Dış politikada çok sıkıştı, dikkatleri Gezi’ye çekmek istiyor” diyorsanız...
Size şunları söylerim:
- Dış politikada sıkışma yeni bir konu mu ki?
- Bu sıkışma aylardır en tepe noktada değil mi?
- Rusya, Suriye, Mısır, İsrail politikalarında değişim adımları atılıp sıkışmışlıktan kurtulma çabası sergilenirken... Ne diye Gezi türü bir olay istesin ki?
*
Eğer “Ekonomi çok kötü, turizm felaket durumda... Gezi türü bir şey çıkarsa bu kötüye gidişe gerekçe bulmuş olacak” diyorsanız...
Size şunları söylerim:
- Gezi türü bir şey çıkarsa... Ekonomi daha da kötülemeyecek mi, turizm daha da batağa saplanmayacak mı?
- Tartışmasız bir batış durumunda kim gerekçeye bakar ki?
- Erdoğan bunları hesap edemeyecek bir lider mi ki?
*
Eğer “Diploma meselesini unutturmaya çalışıyor” diyorsanız.
Size şunları söylerim:
- Yapmayın, bunu yapmayın.
- Siz Tayyip Erdoğan’ın diploma ile ilgili iddiaları zerre kadar umursadığını falan mı sanıyorsunuz?
- Çok safsınız çok.
*
Eğer “İçsavaş çıkarmak istiyor” diyorsanız.
Size şunları söylerim:
- Yöneten o, egemen o, sözünü geçiren o...
- Hal böyle iken... Neden içsavaş çıkarsın ki?
- Var mı bunun en küçük bir rasyonalitesi?
*
“O zaman sen söyle, neden böyle yapıyor” dediğinizi işitir gibiyim.
*
Bu konuda sadece tek bir kelime söyleyebilecek durumdayım:
BİLMİYORUM.
Vallahi de billahi de...
BİLMİYORUM
İSTANBUL’UN İFTARDA SEVDİĞİM LOKANTALARI
- RAMAZAN BİNGÖL ET LOKANTASI: İftar coşkusunu ve sevincini yaşayabileceğiniz lokantalardan... Birbirinden farklı salonları ve birbirinden lezzetli yemekleriyle hep önde...
*
- BORSA: İftarın en çok yakıştığı lokantalardan... İftariyelikleri bol, yemekleri güzel, tatlıları envai çeşit... Daha ne olsun.
*
- İZAKA: Gümüşsuyu’ndaki Park Bosphorus Otel’in terasındaki lokantalar zinciri... Sushi de var, kebap da... Manzara gerçekten muhteşem... Üstelik bir ilahi grubu da canlı müzik yapıyor.
*
- KAŞIBEYAZ: Kocaman bir bahçede enfes yiyeceklerle yapılan iftarın tadına doyum olmuyor. Üstelik Kaşıbeyaz’da “görme özürlüler için mönü” gibi çok güzel bir uygulama da başlatılmış.
*
- MAHMUT USTA: Fatih’in klasiği... Ortam güzel, insanlar güzel, yemekler güzel... Bu ramazan bir iftarınızı bu sıcak, sempatik, samimi lokantaya ayırın, pişman olmayacaksınız.
*
- DİVAN: Her ramazan Divan’da mutlaka iftar yapanlar var, bunu bir gelenek haline getirenler var. Çok haklılar... Çünkü Divan, zengin açık büfesi ve rahatlığıyla insana gelenek oluşturma motivasyonu sağlıyor.
*
- DEVELİ: Özellikle Nişantaşı şubesi... Nişantaşı’nda iftarda gidilecek mekânlar arasında kesin birinci olur. Ferahlığı ve lezzetiyle bunu hak ediyor.
*
- KİLE: Etiler’deki bu lokantanın hakkı yeniyor diye düşünüyorum. Oysa Selçuklu ve Osmanlı yemeklerini modernize ederek sunan bu lokanta, daha büyük bir ilgiyi hak ediyor. Belki bir iftarda bu lokantayı keşfetmek isteyebilirsiniz.
NEDEN AMA NEDEN?
ESKİ genelkurmay başkanlarından Yaşar Büyükanıt, Milli Savunma Bakanı Fikri Işık’ın “Şehit vermeyelim diye operasyon yapmadılar” şeklindeki açıklaması için “Son derece seviyesiz bir açıklama” dedi.
*
Neden Milli Savunma Bakanı, Yaşar Büyükanıt’a “Haddini bil paşa” falan diye gürlemiyor?
NEDEN AMA NEDEN?
*
Mısır’daki darbeci yönetim, saçma sapan bir gerekçeyle Mısır’ın darbeyle devrilen Cumhurbaşkanı Mursi’ye bir müebbet cezası daha verdi.
*
Neden iktidar sözcülerinden medyasına “Eyyyy Sisi” falan diye haykırmıyor, bağırıp çağırmıyor?
NEDEN AMA NEDEN?
MHP KONGRESİNİ YAZMAKTAN SIKILDIM
NEDEN mi?
Şunlardan dolayı:
*
- Muhalifleri yazıyorsun genel merkez bozuluyor, genel merkezi yazıyorsun muhalifler bozuluyor.
- Bir muhalif lideri çok yazıyorsun, “Ona mı oynuyorsun” diyorlar. Bir muhalif lideri az yazıyorsun, “Ne yaptı sana” diyorlar.
- Çok yazıyorsun, “Ne diye bizim partiye karışıyorsun” tavrı koyuyorlar. Az yazıyorsun, “Bu konuya girmekten korkuyor musun” tutumu alıyorlar.
*
En iyisi olup bitenleri sessiz sedasız bir köşeden izlemek...
Ben öyle yapıyorum, başım da pek ağrımıyor.
Paylaş