İki villa arasındaki 10 fark

-  ÜSKÜDAR’DAKİ VİLLA: Çok değerli bir tepede...
BURHANİYE’DEKİ VİLLA: “Emekli cenneti” denebilecek bir yerde...

-  ÜSKÜDAR’DAKİ VİLLA: “Para peşin, kırmızı meşin” durumu söz konusu olmuş.
BURHANİYE’DEKİ VİLLA: Kooperatif dayanışması ve banka ipoteğiyle kotarılmış.

-  ÜSKÜDAR’DAKİ VİLLA: Kolayca paha biçilemiyor.
BURHANİYE’DEKİ VİLLA: Kolayca paha biçilebiliyor.

-  ÜSKÜDAR’DAKİ VİLLA: Alengirli havuzu az kişi tarafından kullanılacak...
BURHANİYE’DEKİ VİLLA: Alengirli olmayan havuzu çok kişi tarafından kullanılacak.

-  ÜSKÜDAR’DAKİ VİLLA: İktidarda iken alınmış...
BURHANİYE’DEKİ VİLLA: Muhalefette iken alınmış...

-  ÜSKÜDAR’DAKİ VİLLA: Yeterince büyük...
BURHANİYE’DEKİ VİLLA: Yeterince küçük...

-  ÜSKÜDAR’DAKİ VİLLA: “Yandaşları” susturmuştu...
BURHANİYE’DEKİ VİLLA: “Yandaşları” konuşturuyor.

-  ÜSKÜDAR’DAKİ VİLLA: Aynısından çok kişide yok...
BURHANİYE’DEKİ VİLLA: Aynısından çok kişide var.

-  ÜSKÜDAR’DAKİ VİLLA: Melih Gökçek’in dolaylı katkısıyla gündeme gelen villa...
BURHANİYE’DEKİ VİLLA: Melih Gökçek’in doğrudan katkısıyla gündeme gelen villa...

Şık bir pozisyon önerisi

-  Tamam, Tuncay Özkan’ı küçümse, verdiği mesajları kabul edilmez bul, Kemalist önder havası basmasına gıcık ol. Ama şunca zamandır hukuksuz bir şekilde mahpus yatırılmasına da bir kerecik itiraz et.

-  Tamam, Ergun Poyraz’ın yazdığı kitaplarda Başbakan’a iftiralar yağdırdığını söyle. Nefret suçu işlediğinden dem vur ve buna var gücünle karşı çık. Ama üç yılı aşkın bir süredir mahpus yatırılmasına da bir kerecik itiraz et.

-  Tamam, Mustafa Balbay’ın tuttuğu notlarda gazetecilik faaliyetinin ötesine geçtiğini söyle. Bu tür bir gazeteciliğe “hayır” de. Darbecilerle al takke ver külah durumuna sinir ol. Ama adamın şunca zamandır hapiste çürütülmesine de itiraz et.

-  Tamam, Mehmet Haberal’ın AK Parti düşmanlığına, ulusalcılığına falan sinir ol. “Hükümeti nasıl yıkarız?” konulu toplantılar tertip etmesine bozul. Ama sırf bu
yüzden tutuklanmasına da bir kerecik itiraz et.

Işık Paşa sert değil ama kararlıymış

İSMAİL Hakkı Karadayı Genelkurmay Başkanı iken...

Muhafazakâr çevrelerde “Yerine gelecek olan Hüseyin Kıvrıkoğlu Paşa çok müspet biri” derlerdi.

Kıvrıkoğlu geldi, “28 Şubat bin yıl sürecek” dedi ve hayaller suya düştü.

Sonra Yaşar Büyükanıt’ın “laiklik konusunda sert ve kararlı” olduğu söylendi.

Ardından İlker Başbuğ’un “laiklik konusunda çok daha sert ve çok daha kararlı” olduğu söylendi.

Şimdi de Işık Koşaner için “sert değil ama kararlı” olduğu söyleniyor.

* * *

Bu memlekette genelkurmay başkanlarının sertliklerinin, yumuşaklıklarının, kararlılıklarının anlam ifade etmediği günler ne zaman gelecek?

Gecikmeli bir yanıt

ŞAMİL Tayyar diye bir “Ergenekon canavarı” var.

Güya “darbeci avcısı”...

Oysa 28 Şubat’ta postmodern darbenin işbirlikçisi DSP’den milletvekilliği adaylığı için yırtınıp durmuştu.

En küçük bir özeleştiri vermeden, hiçbir şey olmamış gibi bugün çıkmış “darbe avcısı” pozları takınmakta bir beis görmüyor.

Neyse...

İşte bu Şamil, Habertürk Gazetesi’nde Helin Avşar’a verdiği röportajda benim köşemi “kadın tavlamak” maksadıyla kullandığımı ima eden bir lakırdı etmiş.

Kendisine yanıtım şudur:

Köşemi “başbakan ya da bakan tavlamak” için kullanacağıma “kadın tavlamak” için kullanmayı çok daha onurlu bir iş kabul ederim.

Hiçbiri diyemedi Bülent Arınç dedi

AHMET Altan diyemedi, Mehmet Altan da...

Fehmi Koru diyemedi, Ali Bayramoğlu da...

Ahmet Taşgetiren diyemedi, Nazlı Ilıcak da...

Oral Çalışlar diyemedi, Hasan Cemal de...

Liberal görmezden geldi... İslamcı sus pus oldu... Demokrat ilgilenmedi... Kısacası “öncü” olmaları gerekenler, iktidar çekişmesinin tarafı olmaları beklenmeyenler, vicdanlarını konuşturmaları istenenler sustu. Onların yerine...

İktidar çekişmesinin tam ortasında yer alan bir isim konuştu.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, çekişmeyi, iktidar tutkusunu falan bir yana bırakıp vicdanına yaslanarak konuştu ve “Tuncay Özkan’ın feryadına kulak verilmeli” dedi.

Sanırım artık diğerleri de bir şeyler söylerler.

Fehmi Koru için Bodrum tüyoları

FEHMİ Koru tatilini Bodrum’da geçirmeye başlamış. Ne güzel! Gerçi ben de “Bodrum acemisi” sayılırım ama yine de Fehmi Koru ile kıyaslanınca tartışmasız “usta” benim.

Tecrübelerimden yola çıkarak hazırladığım listeyi Fehmi Koru’nun dikkatine sunuyorum... Uygularsa “acemi Bodrum tatilcisi” imajından hızla kurtulur:

* * *

-  Tekneyle koyları dolaşırken “Ne güzel koylarımız var” demeyi unutma.

-  Bir Yunan adasına gidip gelmek ritüelini mutlaka uygula.

-  Marina’da Fatih Erkoç dinlemeyi ihmal etme.

-  “Bodrum yolları çok fena... AK Parti iktidarı burayı kasten ihmal ediyor” geyiği yap ama sessizce.

-  “20 yıl önce buralar dutluktu” edebiyatına sardırabilirsin.

-  Limon denilen mekanda günü batır.

-  Zamanını gün batımına göre ayarla.

-  Barlar Sokağı’na gidip “Burası ne kadar da demode olmuş” de.�