Helal olsun sana Hasan Iğsız Paşa

Paşa’nın akademisyen kızı da malum bildiriye imza atanlar arasındaymış.

*

Bu konuyu haber yapmış yeni devletin gazeteleri.
Demişler ki:
“PKK SEVİCİ PAŞA KIZI.”

*

Hasan Iğsız Paşa, avukatı aracılığıyla öyle medeni, öyle şık, öyle demokrat, öyle şahane bir cevap vermiş ki...
Bayıldım.

*

İşte Paşa’nın avukatının yaptığı açıklamadan birkaç cümle:

*

-Müvekkilimin kızı yurtdışında bir üniversitede görevli, düşüncelerinde özgür, ailesinin kendisiyle gurur duyduğu başarılı bir akademisyendir.
-Bazı konularda müvekkilimden farklı düşünmesi, onun düşüncelerine saygı duyulması gerektiği gerçeğini ortadan kaldırmaz.
-Müvekkilim çocuklarından kendisinin doğrularına itaat etmelerini değil, inceleyerek, sorgulayarak
kendi doğrularını bulmalarını
beklemiş, gelişim ve eğitimlerini
bu şekilde almalarını sağlamıştır ve bundan da hiçbir pişmanlık duymamaktadır.
-Müvekkilim söz konusu bildiriye katılmamakta ve bildiriye yönelik eleştirilerin önemli bir bölümünü paylaşmaktadır.
-Ancak bildiriye yönelik tepkilerin üslup ve boyutunun farklı düşüncelere tahammülsüzlüğün geldiği boyut itibarıyla ülkemizdeki demokrasi anlayışına yeni bir yara eklediğini düşünmektedir.

*

Eskiden askerler hoyrat, siviller demokrat olurdu ya...
Roller hakikaten değişmiş gibi.

Türkiye’de çok tutan bir politik taktiğin 7 kuralı

-BİR: Topluma asla huzur ve rahat verme, toplumu hep meşgul et.

*

-İKİ: Asla hata kabul etme, asla eleştiri kabul etme, asla yanlışlık kabul etme.

*

-ÜÇ: Asla karşıtlarının iyi yanlarını görme.

*

-DÖRT: Konuş, konuş, uzun konuş, bir daha konuş, hep konuş.

*

-BEŞ: Tekrar et, bir kere değil, on kere değil, yüz kere değil, bin kere tekrar et.

*

-ALTI: Gündemde asla boşluk bırakma, hep sen doldur, yine doldur.

*

-YEDİ: Kötü giden her şeyin sorumluluğunu yükleyeceğin bir düşmanın olsun. Asla düşmansız kalma.

Hikmet-i diplomasi

BİZ uluslararası sistemin çeperlerine doğru inceden kayarken...İran uluslararası sistemin içine doğru basbayağı yerleşiyor.

Allah razı olsun sevgili hocam

ADI: Mustafa Efe...
Görevi: Üsküdar Aziz Mahmut Hüdayi Camisi’nde imam.

*

Soğuktan üşüyen kedicikleri, caminin içine alıyor.
Onları tek tek besliyor.
Sevgisini, saygısını eksik etmiyor.
Sokağındaki bütün kedilere “Peygamber kedisi Müezza” muamelesi yapıyor.
Kediler onu, o kedileri pek seviyor.

Allah razı olsun Hafız Mustafa Hocam.
Şefkatinizle, iyilikseverliğinizle, “hayvan sevmeyen insan sevemez” düsturuna uygun davranışınızla, kedi dostları arasında onurla yer almanızla...
Hepimizi bahtiyar ettiniz.

Dört aşamada Gonca Vuslateri

-BİRİNCİ AŞAMA: “Ne güzel bir soyadı var bunun: Vuslatın askeri... Süper...” dedim ve kredi açtım.

*

-İKİNCİ AŞAMA: Az çatlak, az politik, az sivri dilli, az aldırışsız, az laf sokmacı bir tip gibi gelmeye başladı bana... Bu azlık yıldırdı beni.

*

-ÜÇÜNCÜ AŞAMA: Öyle dedi, böyle dedi falan... Kredisi bitti. Dikkatimin odağı olmaktan çıktı.

*

-DÖRDÜNCÜ AŞAMA: Artık benim için “Doktor ne yerse yesin dedi” noktasında... Oh be! Dünya varmış!

Yahu size ne oluyor, Erdoğan’ın dili yok mu?

KEMAL Kılıçdaroğlu, partisinin kurultayında Cumhurbaşkanı Erdoğan için “Diktatör bozuntusu” dedi.

*

Hükümet yanlısı yazar-çizerler, televizyonlar, gazeteler, bakanlar, milletvekilleri, hatta Başbakan Davutoğlu... Hepsi ama hepsi Kılıçdaroğlu’na cevap verme gayreti içinde.

*

Bu gayreti gören de...
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ayda yılda bir konuştuğunu, konuştuğunda iç politikaya asla girmediğini, kendisine yöneltilen suçlamalara hiç cevap vermediğini, polemiklerden hiç hazzetmediğini, hiçbir sataşma söz konusu olmadığı halde siyasi parti liderlerine ağır eleştiriler yöneltmediğini falan sanacak.

Kurultay var ya Kurultay

-UMUT veremedi.
-Ezber bozamadı.
-“Artık başka bir şey yapacaklar galiba” dedirtemedi.
-Sarsamadı.
-Etkilemedi.
-Gündem yaratamadı.
-“Vay be” çektiremedi.
-Tozu dumanı attıramadı.
-Olağanüstü koşullara olağanüstü bir yanıt üretemedi.
-Salı toplantısının bir adım önüne geçemedi.