Hadi Haşim Abi kaldır şu barajı!

*

Düşünün:
Milyonlar bir partiye oy yağdırsa...
Ancak o partinin oyu yüzde 9’da kalsa...
Milyonların oyu çöp olur.
Daha doğrusu:
Milyonların oyu, başka partilere yazılır.
Yani alenen ve yasal olarak oy hırsızlığı söz konusu olur.

*

AK Parti, bu oy hırsızlığına tam 12 yılı aşkın süredir “Dur” demedi.
-Birinci yıl “Bunu ben getirmedim” dedi.
-İkinci yıl “Bunu ben belirlemedim” dedi.
-Üçüncü yıl “Bu benim getirdiğim bir şey değil ki” dedi.
-Dördüncü yıl “Bunu ben başlatmadım” dedi.
-Beşinci yıl “Benim bu işle alakam yok ki” dedi.
-Altıncı yıl “Biz getirmedik bunu” dedi.
-Yedinci yıl “Barajı ben koymadım” dedi.
Sekizinci yıl, dokuzuncu yıl, onuncu yıl... Hep aynı şeyleri söyledi.
Barajı kimin koyduğu unutuldu gitti... Ancak AK Parti hâlâ “Bunu ben getirmedim” demeye devam ediyor.

*

Gerçi dün Anayasa Mahkemesi’nden yapılan yazılı açıklamayla “Anayasa Mahkemesi yüzde 10 barajı kaldırıyor” haberleri yalanlandı ama ben yine de Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’a seslenmekten kendimi alamıyorum:
Hadi Haşim Abi!
Kaldır şu lanet barajı!
Eğer barajı kaldırdığın için sana kızarlarsa...
Onlara şöyle de:
“Ne kızıyorsunuz yahu! Bunu siz getirmemiştiniz ki?”

Acun, halkımıza büyük umut oldu

SIRRI Süreyya Önder’in dönemin İçişleri Bakanı
İdris Naim Şahin için yaptığı çok hoş ve siyasi tarihimize geçen “kapak gibi” bir saptaması vardı.

*

Şöyle demişti Sırrı Süreyya, İdris Naim için:
“İdris Naim Şahin’in İçişleri Bakanı olması halka umut vermiştir. Çünkü herkes, ‘Sayın İdris Naim Şahin İçişleri Bakanı olduysa ben de her şey olabilirim’ duygusuna kapılmıştır. Bu Cumhuriyet’in bunu başarmış olması az şey mi?”
Ben de aynısını...
Adriana Lima ile evleneceği yönünde yoğun rivayetler çıkan Acun için söylüyorum.

*

Sırrı Süreyya’dan aldığım ayakla şöyle diyorum:
“Acun’un Adriana Lima ile evleneceğine dair çıkan rivayetler, halkımıza büyük umut vermiştir. Çünkü herkes, ‘Acun, Adriana Lima ile evleniyorsa... Ben de herkesle evlenebilirim’ duygusuna kapılmıştır. Bu Cumhuriyet’in bunu başarmış olması az
şey mi?”

Durduramıyoruz sürekli el yükseltiyorlar

BAŞBAKAN Ahmet Davutoğlu, MHP Lideri Devlet Bahçeli’ye şöyle meydan okudu:
“Bu söylediklerini sen Tunceli’ye gidip Tunceli’de söyleyebilir misin?”

Bahçeli gitti ve söyledi. Ama kesmedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, MHP Lideri Bahçeli’ye yine meydan okudu:
“Tunceli’ye gittin ama bakalım Hakkâri’ye gidebilir misin?”

İşte tam bu aşamada Meral Akşener girdi devreye.
Ve Başbakan Davutoğlu’na seslendi:
“Sen Diyarbakır’ın Bağlar Mahallesi’nde ‘Terörist Apo, bebek katili Apo’ diyebilir misin?”

Bu işin sonu fena...
Korkarım pek yakında...
- Davutoğlu, Bahçeli’yi Konya’ya...
- Bahçeli, Davutoğlu’nu Osmaniye’ye...
- Cumhurbaşkanı Erdoğan ise her ikisini “Ak Saray”a...
Davet etmek suretiyle el yükseltecekler.

İki şey söyleyeceğim

-BİR: Tamam... Bir-iki bildi. Bir-iki dediği çıktı. Ama abartmayın. Şu “Fuat Avni” denilen “sosyal medya” sallamacısına “her şeyi bilen adam” muamelesi çekmeyin.
Adamın sıktığı palavralara “kesin bilgi” muamelesi yapmayın. Fuat Avni’nin haber alma kaynakları her geçen gün daralıyor ve kısıtlanıyor. O da çareyi... Sallamalarının oranını yükseltmekte buluyor. İşin bu kısmını sakın aklınızdan çıkarmayın.

*

-İKİ: “Erkeksen çık meydana”, “Erkeksen kıvırma”, “Erkek gibi konuş” gibi sözleri duyunca... Asabım bozuluyor. Erkekliği yücelten kadınlığı aşağılayan bu yaklaşıma öfke duyuyorum. İşte bakın: Güya sosyal demokrat lider Kemal Kılıçdaroğlu da bunu yapmış... Eleştirdiği bir eski bakana “Erkek gibi dur, kıvırma” demiş. Hiç yakıştıramadım. Ayıp.

Fethullah Gülen’e kimler taziyede bulundu acaba?

10 yıl önce değil, 5 yıl önce değil, 3 yıl önce değil, sadece 1 yıl önceydi.
Fethullah Gülen, geçirdiği bir ameliyat nedeniyle kendisine “Geçmiş olsun” diyenlere Zaman gazetesinde yayınlanan iki tam sayfalık ilanla teşekkür etmişti.
Öyle bir teşekkür ilanıydı ki bu... Yok yoktu.

*

İki tam sayfalık ilanın...
Birinci sayfasının en başında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, diğer sayfanın en başında ise Başbakan Tayyip Erdoğan vardı.
Her iki sayfada da...
İş dünyasının en büyükleri vardı.
Medya dünyasının en önemlileri vardı.
Bakanlar, milletvekilleri vardı.
CHP’den MHP’ye... Hatta BDP’ye... Siyasi parti temsilcileri vardı.

*

Aradan geçti bir yıl.
Fethullah Gülen, kardeşi Seyfullah Gülen’i kaybetti.

*

Ve şimdi benim kafamda deli sorular var:
-Bakalım Fethullah Gülen, kardeşinin vefatı nedeniyle taziyede bulunanlar için de bir teşekkür ilanı verecek mi?
-Eğer verecekse yine iki tam sayfa mı olacak? Eğer iki sayfa olacaksa sayfaların en başında hangi isimler yer alacak?
-Geçen seneki ilanda yer alanların ne kadarı bu seneki ilanda da yer alacak?
-Acaba “Size taziye dileğinde bulunuyorum ama sakın benim adımı teşekkür listesine almayın” diyen olmuş mudur?

Ve Yavuz Bingöl Çarşamba Sohbetleri’nde

CUMHURBAŞKANI Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu’nun düzenlediği etkinliklere katıldığı için yoğun eleştirilere maruz kalan sanatçı Yavuz Bingöl, eleştirilere ilk kez cevap verdi.

*

-Eleştirilere ne diyor?
-Hangi eleştirileri kıymetli buluyor, hangi eleştirileri değersiz buluyor?
-Dostlarıyla arası açıldı mı?
-Solcu geçmişiyle bugünkü duruşunu nasıl bağdaştırıyor?
-İktidardan nemalandı mı?
-Alevi bir sanatçı olarak bugünkü iktidara nasıl bakıyor?

*

Hepsi ve daha fazlası...
Yarın Hürriyet’te Yavuz Bingöl’le Çarşamba Sohbetleri’nde.