Firecilerin yaptığı yiğitlik sayılır mı?

En yukarıdan en aşağıya kocaman bir makine gibi hareket eden partide, en tepeden işaret edilen yönde değil de en tepenin hiç hoşlanmayacağı yönde oy kullanmak.

*

Bu nedenle...
Bırakın 52 fireyi, 48 fireyi falan...
Tek bir fire bile bir büyük cesarete, bir büyük yiğitliğe, bir büyük kahramanlığa işaret eder.

*

Diyeceksiniz ki:
“İyi ama firecilerin tamamı, ‘üç dönem kuralı’ nedeniyle bir daha milletvekili olma umudu taşımayanlardır. Yani vicdanlar, ancak kişisel ikbal söz konusu olmayınca devreye girebilmiştir. Bunun neresi yiğitliktir?”

*

Sakın böyle demeyin.

*

Çünkü...
En yukarıdan en aşağıya dişlilerini tıkır tıkır çalıştıran o muazzam makine, “üç dönem kuralı” nedeniyle bir daha milletvekili olamayacak olanlara çeşitli dünyalıklar vaat etme potansiyeli taşımaktadır.
Ufukta milletvekilliği yoksa...
-Ballı yönetim kurulu üyeliği ihtimali vardır.
-Birkaç ihaleyle abat edilme ihtimali vardır.
-Bir yerlere yönetici yapılma ihtimali vardır.

*

“Üç dönem kuralı” nedeniyle bir daha milletvekili olamayacak olanlar, Yüce Divan oylamasında oylarını, en tepenin işaret ettiği yönde kullanmayarak...
İşte bu dünyalıkları ellerinin tersiyle itmiş oldular.
Hiç de az şey değildir bu.

*

O yüzden...
Çekinmeyin.
“Bakanlar Yüce Divan’a gitmelidirler” diye oy kullanan bu yiğitleri alkışlayın.

‘Başkanlık sistemi’ diye tutturanlara şaşırıyorum

NE diyorlar?
Şunları diyorlar:
-Başkanlık sistemi şart...
-Başkanlık sistemi gelirse uçarız.
-Reisimiz başkan olmalı...

*

Bu lafları işiten de...
En tepemizde bulunan Cumhurbaşkanımızın...
-Elinin kolunun fena halde bağlı olduğunu...
-Kimseye sözünü geçiremediğini...
-Gerektiğinde “korkutucu” olamadığını...
-Parlamentoya hâkim olamadığını...
-Tepeden tırnağa her şeyi kontrol edemediğini...
Sanacak.

*

Sırf “Tayyip Erdoğan başkan olsun” diye “başkanlık sistemi” diye tutturanlara soruyorum:
Allah aşkına söyleyin: Erdoğan başkan olunca, şu anda yapamadığı neyi yapabilir olacak?
Söyleyin, söyleyin...
Bakın Allah’ın adını verdim, lütfen söyleyin.

Adaletin bu mu dünya?

NİĞDE’den çıkan önemli ozanlarımızdan Ali Ercan, “Adaletin bu mu dünya” türküsünde şöyle der:
“Adaletin bu mu dünya,
Ne mal verdin ne yâr dünya,
Kötüleri silsen dünya,
İyileri öldüren dünya.”

*

Türkünün son iki dizesini şöyle değiştiriyorum:
“Egemen Bağış’ı güldüren dünya,
Ali İsmail’in annesini ağlatan dünya.”

Mehmet Ali Şahin’e 700 binlik test sorusu

AK Parti Genel Başkan Vekili Mehmet Ali Şahin diyor ki:
-Asgari ücretin daha yeni bin liraya çıktığı bir ülkede bir siyasetçi 700 bin liralık saat alamaz kardeşim.
-700 bin liralık saati kolunda taşıyamaz.
-Bu siyasi etik açısından son derece yanlış bir davranıştır.

*

Mehmet Ali Şahin için bir test sorusu hazırladım.
İşte soru:

*

Aşağıdakilerden hangisi siyasi etik açısından daha sorunludur:
-A: Bir bakanın koluna 700 bin liralık saat takması.
-B: Bir bakanın koluna taktığı 700 bin liralık saatin parasını başkasına ödetmesi iddiasıyla karşı karşıya kalması.
-C: Bir bakanın koluna taktığı 700 bin liralık saatin parasını başkasına ödettiği iddiasının mahkemeye taşınmasına engel olunması...

*

Çok merak ediyorum:
Mehmet Ali Şahin bu şıklardan hangisini işaretleyecek acaba?

TÜSİAD’ın yeni başkanına kısa mektup

SAYIN yeni Başkan...
-Ya diklenmeden dik durun ya da temenna edip eğilin... İkisinin arası olmaz.
-Ya söylediğinizde, fikirlerinizin arkasında ısrarla ve inatla durmasını bilin ya da dükkânı kapatın... İkisinin arası olmaz.
-Ya aklınızdan geçenleri sonuna kadar söyleyin ya da hepten suspus olun... İkisinin arası olmaz.
Saygılarımla.

Gülden Aydın’a Cizre teşekkürü

SON günlerin en çok merak edilen sorusu şu:
Cizre’de neler oluyor?

*

Cizre’ye gidip olayları araştıran Hürriyet’in kıdemli muhabiri Gülden Aydın, dün Hürriyet’te “10 soruda Cizre’de neler oluyor” başlıklı geniş kapsamlı bir haber yayınladı.
Tarafsız, önyargısız, gerçeğin bütün yönlerini ortaya koyan, misyonsuz, eksiksiz, yönlendirmesiz enfes bir haberdi bu.

*

“Cizre’de neler oluyor” sorusuna aradığım tüm cevapları verdiği için Gülden Aydın’a sonsuz teşekkürler.