Paylaş
AK Parti Genel Başkanı’ndan bile daha fazla konuşuyor, AK Parti Genel Başkanı’ndan bile daha sert konuşuyor.
Muhalefet şaşkın, tarihte ilk kez meydana gelen böyle bir olay karşısında ne yapacağını bilemez bir hali var.
*
Cumhurbaşkanı’nın bir siyasi parti adına yürüttüğü seçim kampanyasına karşı muhalefet ne yapabilir?
*
Ben birbirinden farklı 7 taktik saptadım.
Arz ediyorum:
*
BİRİNCİ TAKTİK: “Görme, cevap verme, dikkate alma, gündeme getirme” taktiği uygulanabilir.
*
İKİNCİ TAKTİK: “Bizim muhatabımız sen değilsin, Ahmet Davutoğlu... Sen çık aradan” denilebilir.
*
ÜÇÜNCÜ TAKTİK: “Anayasal suç işliyorsun” cümlesi, bıktırana ve kulaklar sağır edilene kadar tekrar edilir.
*
DÖRDÜNCÜ TAKTİK: Ahmet Davutoğlu bir tarafa bırakılır... Doğrudan tek hedef olarak Cumhurbaşkanı alınabilir...
*
BEŞİNCİ TAKTİK: “Saray” üzerinden etkili salvolar yapılabilir. “Asgari ücret” ile “Saray” arasında öfkelendiren korelasyonlar kurulabilir.
*
ALTINCI TAKTİK: “Tarafsızlık yemin metni”, bir tür “Andımız” gibi her yerde ve her zaman dile getirilir.
*
YEDİNCİ TAKTİK: Davutoğlu ve Erdoğan... İkisi birden hedef alınır... Ayrım gözetilmez...
*
Soruyorum:
Sizce hangi taktik etkili olur?
Ya da...
Bunların dışında sizin aklınıza gelen bir taktik var mı?
Yazın bana lütfen.
Roman adaydan öğrendiğim 10 şey
CHP’nin Roman adayı Özcan Purçu’dan...
İnsanlık öğrendim, sıcaklık öğrendim, mazlum duruşunun nasıl olması gerektiğini öğrendim, samimiyet öğrendim, incelik öğrendim, ayrımcılığın nasıl alt edileceğini öğrendim, gülmeyi öğrendim, sahiciliği öğrendim.
Ama başka şeyler de öğrendim.
İşte öğrendiğim 10 başka şey:
*
BİR: Bütün Romanların kökeni Hindistan’a dayanıyormuş... Dünyanın bütün Romanları Hindistan’dan gelmiş.
*
İKİ: Romanlar eskiden mesleklerine göre ayrılırmış: Ayıcılar, maymuncular, sepetçiler, kalaycılar, elekçiler, müzisyenler, demirciler falan... Kalmamış artık bu meslekler.
*
ÜÇ: Dünyanın her yerindeki Romanlar, son zamanlarda uluslararası toplantılarda bir araya gelip ortak sorunlarını tartışıyorlarmış. Özcan Purçu bu toplantılara katılan bir isimmiş.
*
DÖRT: Dünyanın her yerinde Romanlar kendilerine “Roman” denmesini istiyor. “Çingene” denmesini istemiyorlar ve bunu aşağılayıcı buluyorlar.
*
BEŞ: Romanlar göçebelik zamanlarında çok kapsamlı Hıdrellez geleneklerini yaşatırlarmış. Şehirlerin varoşlarına yerleştiklerinden beri bu geleneğin çok azını yaşatabiliyorlarmış.
*
ALTI: Romanlar müziğe doğuştan yetenekli insanlarmış... Özcan Purçu “Bu Allah vergisi... Detoneyi hemen çakarım” diyor.
*
YEDİ: “Deli Selim” lakaplı Edirneli klarnetçi Romanların en büyük efsanesi... Onu saygıyla anıyorlar. Hüsnü Şenlendirici içinse “O popüler oldu” demekle iktifa ediyorlar.
*
SEKİZ: Kuştepe’de Romanlar arasında Menzil Tarikatı pek popüler ve pek egemen. Ancak Menzil’e bağlı Romanlar, “Oyumuz Özcan Purçu’ya” diyorlar.
*
DOKUZ: “Çılgın Cemal” lakaplı Roman müzisyen, Özcan Purçu için şarkı yapmış ve kendi imkânlarıyla bir de klip çekmiş. Tam Roman havasında... Yani 9/8’lik.
*
ON: Cumhuriyet tarihi boyunca “Roman” kimliğiyle bir tek kişi bile milletvekili olmamış. Kontenjandan aday gösterilen Özcan Purçu, Roman kimliğiyle Meclis’e giren ilk Roman olacakmış.
İbret-i âlem
DİYANET İşleri Başkanı Mehmet Görmez, pahalı makam otomobilini “ibret-i âlem” olsun diye iade edecekmiş.
*
Yani Diyanet Başkanı demek istiyor ki...
Ey devlet kesesinden pahalı otomobiller alanlar. Ey devlet kesesinden lüks konutlar inşa edenler. Ey devlet kesesinden lüks saraylar yapanlar!
Benden ibret alın.
*
Bakalım alacaklar mı?
Konuşmak ve yapmak
GÜNÜN programı:
Cumhurbaşkanı Diyarbakır mitinginde konuşuyor.
*
Başbakan Davutoğlu Ağrı mitinginde konuşuyor.
*
Cumhurbaşkanı Mardin mitinginde konuşuyor.
*
Başbakan Davutoğlu Ardahan mitinginde konuşuyor.
*
Cumhurbaşkanı Batman mitinginde konuşuyor.
*
Ve gün içinde bu hep böyle sürüp gidiyor.
*
Slogan neydi?
Kimler konuşurdu?
Kim yapardı?
Sıla ile Özcan’ın reklamına dair
İLK 30 saniyesini ben de destekledim... Ama sonra sıkıldım. Çok uzun.
*
Türkiye’nin tarzı ile Hindistan’ın tarzı aynı değil... O açıdan “yabancılık” çektim.
*
Özcan devasa oynarken Sıla’nın minimal oyunculuğu dikkatimden kaçmadı.
*
Reklamdaki oğlanlar ile kızlar, Halk Eğitim’in “dans kursu” mezunu gibiydiler.
*
Özcan, Sıla’yı bir parça aşağı, Sıla da Özcan’ı bir parça yukarı çekmiş... Meseleyi uzatmanın âlemi yok.
Paylaş