Paylaş
Kim açıklamış?
“World Justice Project” adlı bir kurum.
*
Bu kurum, her yıl yayınladığı endeksle...
“Hukukun Üstünlüğü” perspektifinden bakarak ülkelerin durumunu ortaya koyma iddiasında.
*
Şöyle bir inceliyoruz endeksi...
Karşımıza şunlar çıkıyor:
*
Mesela “Temel Haklar” kategorisine bakıyoruz:
Türkiye, Afganistan’ın gerisinde. Pakistan’ın da gerisinde. Sudan’ın da gerisinde. Hatta Rusya’nın, Özbekistan’ın ve Kazakistan’ın da gerisinde.
*
Mesela “Şeffaflık” kategorisine bakıyoruz:
Rusya’nın, Türkiye’den daha şeffaf bir ülke olduğunu öne sürüyor endeks.
*
Mesela “Yolsuzlukla Mücadele” ve “Hükümet Gücünün Sınırlandırılması” kategorilerine göz atıyoruz.
Bize söylenen şu:
Çin, Türkiye’den daha iyi durumda!
*
Türkiye’nin demokrasi ve hukuk sorunları yok mu?
Olmaz olur mu?
Tabii ki var.
*
Fakat birisi bana...
“Afganistan’daki temel haklar, Türkiye’nin daha ilerisinde” derse...
Hangi ölçüye göre hareket ediyor olursa olsun...
Hangi saygın kurumsal yapıya sahip olursa olsun...
Kendisine diyeceğim tek şey olur:
*
“Yerim senin endeksini.”
KEMAL KILIÇDAROĞLU’NA DOĞRU TÜYOLAR VERİLMİŞ
ÖNCELERİ...
Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP ve muhalif tabanda cumhurbaşkanı adayı olarak benimsenmesi, çok zor görünüyordu.
*
Fakat çalıştı, çabaladı, çırpındı, polemiklere girdi, mutfağa daldı, “Ben sizin demokrat amcanızım” dedi, sosyal medyada atağa kalktı, faaliyetini arttırdı falan...
*
Ve tabandaki tepkisellik, bir tık kırıldı. En azından bazıları, eski sertlikte itiraz etmiyorlar Kılıçdaroğlu’nun adaylığına.
*
Dün “Merkez Bankası’na gideceğim” falan deyince...
İçimden şöyle dedim:
*
Kılıçdaroğlu, adaylığını benimsetmek için doğru tüyolar alıyor. Böyle giderse Kılıçdaroğlu’nun adaylığına itiraz eden pek kimse kalmaz.
İMAMOĞLU’NUN ŞARKISI: BAŞKALDIRIYORUM
EKREM İmamoğlu’nun Diyarbakır’a gideceğine dair hazırladığı afişi görünce...
Aklıma Ahmet Kaya’nın “Başkaldırıyorum” şarkısı geldi.
*
Ne diyordu şarkıda Ahmet Kaya?
*
“Başkaldırıyorum hey / Varın benim farkıma.”
*
Ekrem İmamoğlu da Diyarbakır gezisiyle CHP Genel Merkezi’ne seslenmekte:
*
“Aday olmak istiyorum hey / Varın benim farkıma.”
HİÇ ŞAŞMAZ
Nefret ettiğim ve sinir olduğum iki ayrı kişi varsa... Bu iki ayrı kişinin, muhakkak birbiriyle ölümüne dost olduğunu fark ederim. Hiç şaşmaz.
*
Ne zaman Nusret’le ilgili bir habere göz atsam... Haber, muhakkak “Nusret çok pahalı” temasını işlemektedir. Hiç şaşmaz.
*
Bindiğim her uçakta hosteslerin tüm ısrarına rağmen çantasını üst bagaja koymamak için direnen bir yolcu mutlaka çıkar. Hiç şaşmaz.
*
Ne zaman “Bu akşam evde takılıp dizi izleyeyim” desem... On üç ayrı yerden davet alırım. Hiç şaşmaz.
MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU’NUN TALİBAN’A UYARILARININ ANLAM VE ÖNEMİ
AMERİKAN yetkilileri de Rus yetkilileri de Taliban’la görüştü.
Kocaman müzakere masalarında...
Uzun uzun...
*
Herhangi bir ABD yetkilisinin, Taliban’a “Kadınların çalışma hayatına katılımını sağlayın” dediğini işitmedik.
Herhangi bir Rus yetkilinin, Taliban’a “Kız çocuklarının okumasına önem verin” dediğini işitmedik.
*
Adamların umurunda değil kadınların çalışması, kız çocuklarının okuması...
İşlerine bakıyorlar. Çıkarlarına bakıyorlar.
*
Bizim Dışişleri Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu ise...
Taliban’a her iki konuda da uyarı yapmış.
Yani sadece işine, sadece çıkarına bakmamış.
*
Çavuşoğlu’nun Taliban’a yönelik uyarılarının anlam ve önemi buradadır.
KARARSIZ ALANDA BEKLEYENLER NEYİ BEKLİYOR?
SAVUNMA sanayisinde elde edilen büyük başarılar, sağlık sisteminde kat edilen mesafeler, başta İzmir yolu olmak üzere Türkiye’nin dört bir tarafında yapılan yollar, köprüler, boğaz geçişleri, havalimanları, barajlar...
Hepsi tamam.
*
Ama artık iktidarın yeni bir hikâye yazması şart.
*
Özellikle ekonomideki tıkanıklığı giderecek, enflasyonu geriletecek, gündelik hayatta hissedilen pahalılık illetini durduracak bir umut ve güven hikâyesi...
*
Radikal, bütüncül, akılcı, sonuç alıcı adımlar atması gerekiyor iktidarın. Bir acil eylem planını deklare etmesi ve uygulaması gerekiyor.
*
Muhalefete doğru koşmak yerine kararsız alanda bekleyenler var.
Bekleyenlerin beklediği şey, işte tam da budur.
MASKE / MESAFE / ÇATIŞMA
LÜBNAN’daki iç çatışma fotoğraflarına bakarken...
Herkes gibi benim de silahlarını ateşlerken maskelerini takmayı ihmal etmeyen tipler dikkatimi çekti.
*
Bizim buralarda “Maske / Mesafe / Hijyen” diye bildiğimiz üçleme...
Lübnan’da “Maske / Mesafe / Çatışma” diye özetleniyor galiba.
*
Bu fotoğrafların altına “Fahrettin Koca bunu beğendi” yazsak... Fahrettin Koca, “Maske/mesafe tamam ama çatışma olmasın” diye itiraz eder mi acaba?
Paylaş