Paylaş
-SIRF hükümeti desteklediğin için hükümetin hatalarına göz yumma.
-Sırf hükümet sahip çıkıyor diye Mısır’da Mursi’ye yapılan zulme seyirci kalma...
-Sırf MHP’liler gündem yapıyor diye Kerkük’te bombayla katledilen Türkmenlere kayıtsız kalma...
-Sırf Gezi karşıtı olduğun için polisin uyguladığı orantısız şiddeti görmezden gelme.
-Sırf Gezi yanlısı olduğun için bazı göstericilerin sergilediği şiddeti görmezden gelme.
-Sırf hükümet yanlısı olduğun için katledilen, gözü çıkarılan, yaralanan, cadı avlarına maruz kalan insanlara arkanı dönme.
-Sırf iktidarın aleyhindedir diye yalan haberlerin, iftiraların, dedikoduların peşine takılma...
-Sırf Gezi sürecine sinirlendiğin için palaya, sopaya, kabadayılığa, höykürmeye mazeret bulmaya çalışma.
-Sırf “görüntüsü yok” diye başörtülüye yapılan saldırılar için “İnanmıyorum böyle bir şey olduğuna” deme...
-Sırf hükümet karşıtları yaptı diye İstiklal Caddesi’nde açılan iftar sofrasında açık bulmak için çabalama...
-Sırf “bizdendir” diye üslupsuzluk yapıp edebi bir tarafa bırakanları ne savun, ne de görmezden gel.
-Sırf Geziciler gözden düşsün diye yalana sarılma...
Şiir de gitti
“VELHASIL onlar vurdu biz büyüdük kardeşim”.
Başbakan Erdoğan ne çok sevmişti Ece Ayhan’ın bu dizesini!
Kendilerine yönelik zulümlerden büyüyerek çıkmanın coşkusuyla ne çok okumuştu bu dizeyi...
Üstelik üstünde gayet iyi de duruyordu bu dize...
Yakışıyordu yani.
*
Geçen baktım:
Bir üniversitenin mezuniyet töreninde genç bir kadın öğrenci, elindeki pankarta bu dizeyi yazmış:
“Velhasıl onlar vurdu biz büyüdük kardeşim”.
Pankartın altında ise...
Vurularak öldürenlerin isimleri yazıyor: Ethem, Ali İsmail, Abdullah, Mehmet...
*
Bu böyledir:
Ece Ayhan’ın o dizesi, her zaman her durumda hep aynı kişilerin türküsünü çığırmaz.
An gelir, o dize bir başkasının türküsü oluverir.
Tahakkümsüzlük özlemi
BAŞBAKAN Erdoğan’ın en sık kullandığı cümle:
“Azınlık çoğunluğa tahakküm edemez”.
*
Başbakan Erdoğan’a karşı olanların en sık kullandığı cümle:
“Çoğunluk azınlığa tahakküm edemez”.
*
Pardon ama bu memlekette kimse “tahakkümsüz bir dünya” düşleyemiyor mu?
Ne yani? Ya çoğunluk azınlığa ya da azınlık çoğunluğa tahakküm mü edecek?
Neden herkes el birliğiyle...
“Kimse kimseye tahakküm etmemeli” demiyor, diyemiyor?
Dengeciyim elhamdülillah
SAFLAR sıklaştı, herkes gettosuna çekildi, izan tatile çıktı, “Ya bendensin ya ondan” doktrini devreye girdi ya...
Ne zaman hem “o tarafa”, hem de “bu tarafa” laf etmeye kalksam hep aynı tepkiyi alıyorum:
“Oooo Ahmet Bey, bakıyoruz yine dengelemişsiniz”.
*
-Sabah akşam hep bir tarafın hatalarını, yanlışlarını yazıp öbür tarafın sütten çıkmış ak kaşık olduğuna herkesi ikna etmeye çalışan biri olmaktansa...
-Zalime de, mazluma da kimlik soran aşiretçinin teki olmaktansa...
-Kendi cephesinde kocaman bir yanlış gördüğü halde o yanlışı asla yazamayan bir gettocu olmaktansa...
-Bu tarafın bütün nefretini, o tarafın da bütün sevgisini üzerine çeken bir cepheleştirme uzmanı gibi takılmaktansa...
“Dengecilik” yapmayı şeref sayarım.
Darbeye karşı olanın yapması gereken şey
“BİR daha hiçbir askeri unsur darbeye yasal kılıf bulamasın” diye darbeye yasal dayanak sağlayan madde değiştirildi.
İktidarın teklifi, CHP ve BDP’nin tam desteğiyle...
Müthiş bir gelişme...
*
Yeter mi peki? Yetmez tabii ki...
Darbenin yasal dayanağını ortadan kaldırdığınız gibi...
Darbecilerin antidemokratik kurum ve yasalarını da değiştirmelisiniz.
-Mesela yüzde 10’luk seçim barajını kaldıracaksınız.
-Mesela Anayasa’da tanımlanan gösteri yürüyüşü hakkını, sınırlayıcı yasalarla boğmayacaksınız.
-Mesela YÖK denilen kurumu darmadağın edeceksiniz.
-Mesela “tek adam” yönetimlerine geçit veren Siyasi Partiler Yasası’nı değiştireceksiniz.
*
Bunları yapmazsanız...
Size “Yeni darbeler olmasın diye elinden geleni yapıyorsun ama darbecinin düzenini kökten değiştirmeye de hiç yanaşmıyorsun” derler.
Ve pek de haksız sayılmazlar.
İnce arama kalın zulüm
BİR sivil toplum örgütünün başında yer alan 62 yaşındaki bir kadını gözaltına alıp...
-“Soyun” diye buyurmak.
-“Çamaşırlarını da çıkart” diye emir vermek.
-Çırılçıplak soyunan kadına “Eğil” demek...
-Ancak uyuşturucu kaçakçılarına uygulanan “ince arama” yöntemini uygulamak...
İnsanlık dairesinden en kalın şekilde çıkıldığının dalaletidir.
Terbiyesiz terbiyesizdir
AYIBIN partisi olmaz.
Terbiyesizliğin de...
AK Partili milletvekili ayıp ediyor, terbiyesizlik yapıyor da...
CHP’li yapmıyor mu?
AK Partili sövüyor da CHP’li sövmüyor mu?
*
Bakın işte son örnek:
CHP’li Milletvekili Yıldıray Sapan bir tweet atmış...
Güya hükümeti empatiye çağırmak istiyor...
Fakat bunu yaparken üslubunu ayarlayamıyor.
Terbiyesizlik yapıyor... Başbakan’ın kızını işin içine karıştırarak...
Düzgün bir şekilde ifade edebileceği bir “empatiye çağırma” işini, gayet üslupsuz ve edepsiz bir şekilde yapıyor.
*
Türkiye’de her türlü ayrım ortadan kalktı, artık sadece “vicdanlılar” ile “vicdansızlar” var demiştim.
Bir ilave daha yapıyorum:
“Terbiyeliler” ve “terbiyesizler” ayrımı da var.
Paylaş