Dört trajik şahsiyet

Haberin Devamı

ERDEM BAŞÇI: Ekonomide belirsizliklerin olumsuzluk yaratabileceğini, para politikasının gelecekte gevşeme ihtimalinin doğmasının yerli paranın değer kaybetmesine yol açacağını, kısacası ekonominin a’sını, b’sini ve c’sini anlatmak zorunda kalması nedeniyle.

HAKAN FİDAN: Ülkede taktik ve stratejik açıdan atılacak adımların belirlenmesinde en önemli işlevi gören bir kurumun başında olduğu halde... Kendi kişisel kariyerini belirleme hususunda taktik ve stratejik açıdan neden olduğu fiyasko nedeniyle...

AHMET DAVUTOĞLU: “Hakan Fidan’a siyasette ihtiyacım var” diyerek Hakan Fidan’ı büyük bir sevinç ve heyecanla selamlamışken... Siyasette ihtiyacı olduğu bu şahsın elinden kayıp gitmesine tek bir ses ya da tek bir nefesle bile karşı çıkamaması nedeniyle...

Haberin Devamı

ALİ BABACAN: Ekonomi politik adına ne biliyorsa onun tam zıddını büyük bir özgüvenle haykıran Yiğit Bulut gibi bir danışmanın sorgulayıcı bakışları karşısında, kendisini savunmak zorunda kalması nedeniyle...

Daha onurlu, daha erdemli daha ahlaklı olmak için

- “HAKİKAT olup olmadığına zerre kadar önem vermeden bir yalana omuz verdik, özür dileriz” demek, olmayanı oldurmaya çalışmaktan çok daha akıllıca bir iştir.

*

- “O gün işimize öyle geliyor diye bir yalana abandık, pardon” demek, olmayan bir olaya görsellik katmak için uğraşmaktan çok daha onurlu bir iştir.

*

- “Bir yalana ‘çıplak üst’, ‘bandana’, ‘deri eldiven’, ‘bebek fırlatma’, ‘çiş’ gibi fantastik ve inandırıcılığı zedeleyen unsurlar kattık, hatalıyız” demek, bir yalanı gerçekmiş gibi göstermeye çabalamaktan çok daha kolay bir iştir.
- “Biz siyasi çıkarlarımız uğruna göz göre göre bir yalanı havalandırırız” demek, zekâya hakaret eden masallar anlatmaktan çok daha mertçe bir iştir.

*

- “Kandık, inandık, söyledik, kanıtlayamadık, tek bir kare bile ortaya koyamadık, tek bir kanıt bile çıkaramadık” diye özeleştiri vermek, yalanı yeni yalanlarla dallandırıp budaklandırmaktan çok daha erdemli bir iştir.

*

Haberin Devamı

- “Günahınıza girdik, günahınızı aldık” demek, günahlara girmeye devam etmekten, günahları almayı sürdürmekten çok daha ahlaklı bir iştir.

Cem Yılmaz’a laf sokacaklara 3 tavsiye

- BİR: “Nasıl olsa bana bir tweet’lik uzakta, dur şuna bir laf sokayım” diyerek ayar vermeden önce şunu düşün: Ya adamın boş vaktine denk gelir de sana cevap vermeye kalkarsa?

*

-İKİ: “Abi imajın gün geçtikte daha çok bozuluyor, kendine dikkat et” diye laf sokmadan önce şunu düşün: Karşındaki Gülben Ergen değil.

*

-ÜÇ: “Ben seni ilk sahneye çıktığın günden beri takip ediyorum” diyerek önce topu yumuşatıp sonra çakma kurnazlığına kapılmadan önce düşün: Bu adam sahnede seyirciyle anlık diyaloglarında çok fena tokatlıyor ve parasının büyük kısmını bu yoldan kazandı.

Haberin Devamı

Önseçime giren ünlü CHP’liler

- AYKUT ERDOĞDU: Son dönem öne çıkan CHP’lilerden... En mühim meseleleri en basit tarzda anlatmasıyla, samimi öfkesiyle, halka yakın üslubuyla dikkat çekiyor.
(İstanbul 2. Bölge)

*

- ÖZGÜR ÖZEL: Özellikle Soma faciasının ardından dikkat çeken bir isim oldu... Soma’yı kaza olmadan önce gündeme getiren, kazadan sonra da gündemden düşürmeyen isim... (Manisa)

*

- MUSTAFA SARIGÜL: Önseçime giren en tanınmış CHP’lilerden... Popüler siyasetçilerden... Bu açıdan kendini tanıtmasına pek gerek yok ama o yine de kapı kapı dolaşıyor... (İstanbul 2. Bölge)

*

- İLHAN CİHANER: CHP’nin ağırbaşlı, vakur ve anlık heyecanlara pek kapılmayan sağduyulu hukukçusu... Her konuda işin en olmayacak yönüne işaret etmesiyle meşhur... Üstelik kapı gibi mağduriyeti de var. (İstanbul 3. Bölge)

*

Haberin Devamı

- MUSTAFA BALBAY: Büyük mağduriyetine yaslanarak “Kontenjan isterim” diye tutturabilir ve karşılığını da muhtemelen alabilirdi. Ama o, önseçime girip üyelerin oluruyla aday olmayı istedi. (İzmir)

*

- OSMAN KORUTÜRK: Diplomasiden geldi. Dışişlerini bilir, büyükelçiliği bilir, bürokrasiyi bilir ama örgüt işlerinden anlamaz. Buna rağmen “kontenjan” beklemek yerine önseçime girmeyi tercih ederek takdir kazandı. (İstanbul 1. Bölge)

*

- DENİZ BAYKAL: “Koskoca genel başkan, önseçime giriyor” dedirterek... “Kemal Bey kendisine Antalya birinci sırayı teklif etmesine rağmen önseçime girmek istedi” dedirterek... Göz doldurdu. (Antalya)

Erol Büyükburç için

- HAYAL meyal hatırlıyorum “Haydi Gençlik Hop Hop”u...
- “Little Lucy”i ise çok sonra keşfetmiştim.
- “Bir Başka Sevgiliyi” şarkısını ilk ne zaman dinlediğimi hatırlamıyorum.
- “Kara Kaş Gözlerin Elmas”ı dinlediğimde... “Ne güzel söylüyor” diye mırıldanmıştım.
- “Yalan Gözler”i söylerken takındığı Elvis Presley edasına hasta olmuştum.
- “İnleyen Nağmeler”de müthiş bir sahne şovuna tanıklık etmişliğim vardır.

*

Haberin Devamı

Kısacası...
Saksı değildi Erol Büyükburç...
Eskinin güzel günlerinden bugünün manyaklarına adapte olamamıştı sadece.
Allah rahmet etsin.

Yazarın Tüm Yazıları