Paylaş
“Esad’lı mı olacak, Esad’sız mı” meselesi herkesin dilinde. “Ne yani? Şimdi biz İsrail’le yeniden dost mu oluyoruz” sorusu herkesin kafasında. Barzani, Suudi Arabistan, AB falan... Kısacası “dış politika”, her zamankinden daha çok hepimizin gündeminde... Durum böyle olunca... Dış politikanın en önemli 7 konusunu siyaset bilimci Soli Özel’e sorduk, o da cevaplarıyla sisi dumanı dağıttı.
1-MUSUL’DAN RİCAT OLAYI
Niye girdik, niye çıktık
TÜRK askerleri ve tankları Musul yakınlarına girdi. Ancak ABD bastırınca çıkmak zorunda kaldı. ABD neden bastırdı?
SOLİ ÖZEL: Irak Başbakanı’nı İran’ın pençesinden kurtarmak istiyor. ABD’nin, Irak Başbakanı’nın zaten pek de olmayan gücünün sarsılmamasını istemesi bu yüzden. Olayın Obama’nın telefon etmesine kadar varmasının temel nedeni bu.
*
Yani tek amaç Irak Başbakanı’nın prestijini kurtarmak mı?
SOLİ ÖZEL: Bundan sonrası benim açımdan spekülasyona girer.
*
Peki Türkiye’yi yönetenlerin amacı neydi?
SOLİ ÖZEL: Bu olay, Türkiye’nin Rus uçağını düşürmesinin akabinde saha dışına atılmasının hemen ardından gerçekleşti. “Suriye’de kaybettiğimiz alanı Irak’ta kazanabilir miyiz” şeklindeki bir düşüncenin etkisi olduğunu düşünüyorum. Bir trafiğe de dikkat etmek gerekir: Barzani, Suudi Arabistan’daydı. Sonra Türkiye’ye geldi. MİT’e götürüldü, Genelkurmay’a götürüldü. Bunlar rüyamızda görsek hayra yormayacağımız şeyler. Türkiye, “Beni oyunun dışında görmeyin, işte bakın, Irak Kürdistan Yönetimi’nin Başkanı ile temastayım, orada hâlâ etkili bir oyuncuyum, gördüğünüz gibi 25 tank, 600 asker gönderdim, beni de oyunun içine katmak zorundasınız” demek istedi.
*
Gelebilecek tepkiler öngörülmedi mi?
SOLİ ÖZEL: Böyle bir hamleyi sağına soluna bakmadan yaptığın takdirde çok fazla oyuncunun ayağına basıyorsun, onlar da seni püskürtüyorlar. Şimdi ne oldu? Biz bundan 10 gün öncesine göre daha zayıf görünümlü bir hale düştük. Türkiye’nin ağırlığına, itibarına, ciddiyetine yazık oldu. Ben şunu anlamıyorum: Bunun nereye varacağını görmemek mümkün değil. Tepkiler belli ve senin buna direnemeyeceğin de açık. Niye kendini bu duruma koyuyorsun? Hakikaten anlamıyorum.
2-İSRAİL’LE BARIŞMA MEVZUSU
Niye küstük, niye barışıyoruz?
TÜRKİYE, İsrail’le ilişkilerini neden normalleştiriyor? Bunu nasıl yorumluyorsunuz?
SOLİ ÖZEL: Bu “iki yalnız”ın buluşmasıdır. Türkiye de yalnız, İsrail de... İki yalnız bir araya geliyor.
*
Nasıl yani?
SOLİ ÖZEL: 2010 yılında yani Mavi Marmara trajedisi yaşandığında Türkiye’nin bölgedeki konumu çok farklıydı. Türkiye çok güçlüydü, İsrail ise ciddi şekilde yalnızlaşan bir ülkeydi. Hâlâ da yalnız... Bugün Türkiye de en az İsrail kadar yalnızlaştığı için İsrail–Türkiye yakınlaşması, iki yalnızın buluşmasıdır.
*
Başka nedenleri de olabilir mi bu yakınlaşmanın?
SOLİ ÖZEL: Önümüzdeki dönemde gerçekleşecek pek çok şeyin İran’ın dünya sistemine meşru bir oyuncu olarak girecek olmasıyla bağlantılı olduğunu düşünüyorum. İran’ın bölgede hegemonik bir ülke olma arzusunu kendileri açısından tehdit olarak gören üç önemli ülke var: BİR: Suudi Arabistan... İKİ: İsrail... ÜÇ: Türkiye... Suudi Arabistan’la İsrail zaten son altı yıldır her konuda anlaşıyor ve müthiş bir yakınlık içinde. İran’ın ağırlığını arttıracak olmasından Türkiye de çok rahatsız.
İsrail ile Türkiye arasındaki barışmanın çerçevesi pek belli değil. Türkiye ılımlı mesajlar veriyor ama “henüz anlaşma sağlanmadı” demeyi de ihmal etmiyor. Siz ne düşünüyorsunuz? Nasıl bir mutabakata varılmış olabilir?
SOLİ ÖZEL: Önümüze bir metin çıkmadan şu anki verilerle konuşmak istemiyorum.
*
Bu barışma nedeniyle hükümet partisi, tabanından tepki alır mı? Gelecek tepkileri siz nasıl değerlendiriyorsunuz?
SOLİ ÖZEL: Bu işin ahlaki ve duygusal kısmı çok çapraşık. Büyük bir tepki olacak. Ama biraz da mantıklı bakalım: Türkiye, İsrail ile ilişkisi olduğu takdirde mi Filistinlilere yardımcı olabilir, olmadığı takdirde mi? Siz sinirlenip ilişkilerinizi kestiğiniz zaman sizi ilgilendirdiğini söylediğiniz konularda devre dışı kalıyorsunuz. Eğer daha önemli bir hedefin varsa içine sinmeyen birçok duruma rağmen ilişkini sürdürürsün. Diplomasi böyle bir şey... Erdoğan’la Netanyahu arasındaki duyguların daha katmerlisi Obama ile Netanyahu arasında var ama bu durum onların bir araya gelerek birtakım konuları konuşmalarına engel olmuyor. Tahammül ederek bir yerlere varmaya çalışıyorlar.
*
Bir HAMAS yetkilisinin Türkiye’den sınır dışı edileceği söyleniyor ama bu arada HAMAS Lideri Meşal, Türkiye’de en üst seviyede ağırlanıyor. Nedir bu işin arka-planı?
SOLİ ÖZEL: Meşal’in çağrılmasının anlamı “Biz sizi satmıyoruz” mesajı vermektir. İç kamuoyuna da “Biz İsrail’le konuşuyoruz ama evellallah Meşal’i de burada ağırlıyoruz” demiş oluyorsun.
3-RUSYA KRİZİ
Putin’in öfkesi ne zaman dinecek?
PUTİN öfkeli ve öfkesi dinmiyor. Ne olacak bu işin sonu?
SOLİ ÖZEL: Başbakan Davutoğlu ile Brüksel’e giden gazeteciler arasındaydım. Putin’in hakaretleriyle ilgili olarak “Bunları ciddiye alıp cevap vermek ciddiyete hakarettir” dedi. Bu iyi, güzel... Putin’e o seviyede cevap vermemek gerekir. Türkiye bu krizde alışılmışın dışına çıkarak alttan aldı, sabırlı davrandı. Fakat o uçağın düşürülmesinin Rusların indindeki karşılığı sebze ve meyve ithalatının yasaklanması ya da Antalya’ya turist göndermemekle sınırlı olmayacak.
*
Putin ne yapacak? Hangi adımı atabilir?
SOLİ ÖZEL: Uçağın düşürülmesiyle eşit sayılabilecek bir cevap verecekse Türkiye’nin tavrı ne olacak? Ben diplomasiye çok iş düştüğü kanaatindeyim. Bu işi tatlıya bağlamanın yolları aranmalı. Durumu yumuşatmanın bir yolu bulunmalı.
*
Var mı böyle bir yol?
SOLİ ÖZEL: Belki birtakım etkili insanlar, devletler araya sokulabilir. Fakat yine de Putin, kendi kamuoyuna “Ben bunun intikamını aldım” demeden konuyu kapatmayacak gibi. İmkân muhakkak vardır fakat kolay değil.
4-BARZANİ’NİN PKK ÇIKIŞI
Barzani PKK çatışması olur mu?
BARZANİ, geçtiğimiz günlerde PKK’ya karşı çok sert bir açıklama yaptı. Barzani güçleri ile PKK arasında bir çatışma çıkar mı?
SOLİ ÖZEL: Ben Barzani’nin bunu yapamayacağına inanıyorum. Kendi tabanı bile istemez bunu. Çünkü bölgede “Kürt’ün Kürt’e kırdırılması” kimse tarafından hoş karşılanmıyor. Biz bundan hoşlansak da, hoşlanmasak da PKK’nın Barzani bölgesinde bir tabanı var. Bu nedenle Barzani, PKK’yı karşısına almaya, savaş gibi bir şeye kalkışmaya kolay kolay cesaret edemez.
5-SURİYE’NİN GELECEĞİ MESELESİ
Esad’lı mı olacak, Esad’sız mı?
BİRLEŞMİŞ Milletler’den bir karar çıktı Suriye konusunda. Bakıyoruz, hiçbir şey anlamıyoruz. Esad’lı mı geçilecek, Esad’sız mı?
SOLİ ÖZEL: Diplomaside “yapıcı muğlaklık” diye bir kavram vardır. Çözemeyeceğini bildiğin konuları laf ebeliği ile taca atmak diyebiliriz buna.
*
Yani bir şey anlamamamız normal.
SOLİ ÖZEL: Normal tabii. Amerikalılar “Esad’sız bir gelecek olsa iyi olacak ama bakacağız” diyorlar. Ruslar buna henüz razı değil.
*
BM kararıyla Suriye’de nihai çözüm gelir mi gerçekten?
SOLİ ÖZEL: Ben Suriye’deki krizin üç boyutu olduğunu düşünüyorum: BİR: Yerel kriz var. Kimin neyi ne kadar kontrol ettiğini bilmiyoruz. Sahada yedi yüze yakın örgüt olduğu söyleniyor. İKİ: Bölgesel hegemonya savaşı var. İran, Suudi Arabistan, hatta Türkiye... Vekâlet savaşı yürütülüyor.
ÜÇ: Küresel güçlerin hesapları... Rusya, ABD... Hepsinin hesapları farklı...
*
O zaman anlaşmanın bu üç düzlemde de sağlanması gerekir.
SOLİ ÖZEL: Bu üç düzlemde anlaşma olmadan herhangi bir anlaşmanın tutabilmesi pek mümkün değil.
*
Bu üç düzlemden bakıldığında Birleşmiş Milletler kararının anlamı ne?
SOLİ ÖZEL: Sadece üçüncü düzlemde, yani küresel aktörler düzeyinde bir mutabakat.
6-AB İLE SICAK TEMAS
Biz yine AB’li mi oluyoruz?
AB ile Türkiye arasında bir yakınlık peyda oldu. Ne oluyor?
SOLİ ÖZEL: Bir aşk tazeleme başlangıcının nağmelerini dinliyoruz.
*
Nereden çıktı bu aşk?
SOLİ ÖZEL: Mülteci meselesi olmasaydı, bu olmazdı. Mülteci meselesiyle paniklemiş Avrupa, Türkiye’ye muhtaç. Brüksel dönüşünde Başbakan’a sorduk: “Güneydoğu’da olup bitenler, içsavaş sahneleri ve insan hakları ihlalleri iddiaları hiç gündeme geldi mi?” Başbakan, “Hayır, tersine bizi çok destekliyorlar” dedi. Basın özgürlüğü konusunu Avrupalılar unutmuşa benziyor. Mülteci meselesi her şeyin önüne geçmiş durumda.
*
Her şeye rağmen Türkiye’nin AB ile yakınlaşması hayırlı değil mi?
SOLİ ÖZEL: Tabii ki... İlişkilerin yeniden kurgulanması için bir fırsata dönüşebilir.
7-‘İSLAM ORDUSU’ MESELESİ
E hani biz mezhepçilik yapmayacaktık?
SUUDİ Arabistan öncülüğünde kurulan İslam ülkeleri koalisyonunun içinde Türkiye de yer aldı. Ne diyorsunuz bu işe?
SOLİ ÖZEL: Bu ülkeler arasında İran yok, Irak yok, Suriye yok. Hani Müslümanlıktı? Bu Sünni ittifakı... Türkiye’nin ne işi var orada? Türkiye, üç sene öncesine kadar hem Sünnilerle hem Şiilerle konuşabilen bir ülkeydi. 2011’de Cumhurbaşkanı Erdoğan Irak’a gitmiş, Necef’te Hz. Ali’nin türbesinde dua etmiş, ardından da Iraklı Şiilerin ruhani lideri Sistani ile iki saat görüşmüştü. Erdoğan, “Biz mezhepler üstüyüz, ne Şii’yiz Ne Sünni’yiz, biz Müslüman’ız” diyordu. Nereden nereye gelindi. Bu çok büyük bir trajedi...
*
Suudiler öncülüğündeki bu oluşuma ABD de destek veriyor ama.
SOLİ ÖZEL: Amerikalıların yaptıkları yanlış şeylerin sayısını ben unuttum ve sayamıyorum.
KİMDİR?
İZMİRLİ, 57 yaşında.
15 yaşına kadar İzmir’de yaşadı, liseyi İstanbul’da bitirdi. Üniversiteyi ABD’de okudu.
Alanı: İktisat, siyaset bilimi ve uluslararası ilişkiler.
Kadir Has Üniversitesi’nde ders veriyor.
Habertürk’te Dış Haberler Müdürü.
Fotoğraflar: Murat ŞAKA
DÜZELTME: Geçen hafta yayınlanan Arzu Yılmaz söyleşisinde “(Halk) Ortaya çıkan şiddet sarmalından PKK’yı sorumlu tutmuyor ancak bu şiddetin aşılıp yeniden barış ortamının tesis edilmemesinden asıl sorumlu aktörün PKK olduğunu düşünüyor” şeklinde bir cümle yer alıyordu. Bu cümlenin doğrusu şöyledir: “(Halk) ortaya çıkan şiddet sarmalından PKK’yi sorumlu tutmuyor ancak bu şiddetin aşılıp yeniden barış ortamının tesis edilmesinden asıl sorumlu aktörün PKK olduğunu düşünüyor”. Bu küçük ancak anlam farklılığına yol açan hatayı düzeltiyorum.
Paylaş