Paylaş
*
Christiane ablamız da sözünü hiç sakınmamış, sormuş da sormuş.Mesela şöyle sormuş:“Erdoğan ve AKP, Türkiye içinde ve Türkiye dışında... Anlayışsız, zorba, otokrat, ayrılıkçı, kavgacı ve paranoyak diye tanımlanıyor... Ne dersiniz?”
*
Böyle bir soru CNN’in Türk olanında sorulsa...Abdurrahim Boynukalın yerden söktüğü koca taşı kaptığı gibi soluğu bizim binanın önünde alır ve kırılmadık cam çerçeve bırakmazdı.Fakat soru, CNN’in Türk olmayanında sorulunca...Abdurrahim dahil kimseden “çıt” çıkmadı.
*
Böyle bir soru, CNN’in Türk olanının Nevşin bacısı tarafından sorulsa...Hükümet yanlısı medyanın bütün sürmanşetleri “Nevşin işinden atılsın, Türkiye’den sürülsün, hatta yetmez recmedilsin” diye inlerdi.Fakat soru, CNN’in Türk olmayanının Christiane ablasından gelince...Yandaş medyanın tümü dut yemiş bülbül kesildi maşallah...
*
Başbakan Ahmet Davutoğlu, CNN’in Türk olanında böyle bir soruyla karşılaşsa...“Siz konuyu yanlış anladınız galiba. Bana soru sormayacaksınız, cevaplarımı sorulandıracaksınız” bakışı fırlatırdı.Fakat soru, CNN’in Türk olmayanından gelince...Böyle bir soru dünyanın en normal sorusuymuş gibi davranmış ve “Herkes bizi eleştirebilir. Basın özgürlüğü bizim için kırmızı çizgidir” diye yanıt vermiş.
*
Bizim talihsizliğimiz işte burada...Bizim CNN’de maalesef “Türk” var.
Beş gazeteden dördü...
BAŞBAKAN Ahmet Davutoğlu, CNN’e verdiği röportajda...Türkiye’de en çok satan beş gazeteden dördünün açık bir şekilde hükümete karşı kampanya yürüttüğünü söylemiş.
*
En çok satan dört gazete şunlar: Hürriyet, Posta, Zaman, Sözcü...
*
Bu gazetelerden Sözcü için “Hükümete karşı açıkça kampanya yürütüyor” denilebilir. İttifak bozulduktan sonra Zaman için de belki böyle bir nitelemede bulunmak mümkündür.
*
Fakat Hürriyet ve Posta için “Hükümete karşı açıkça kampanya yürütüyor” demek için ya insaf sahibi olmamak ya da kampanya nasıl yapılır bilmemek gerekir.
Polisin büyük talebi: 3600 gösterge
SALDIRIYA uğradığım günden beri iki polis tarafından korunuyorum ve günlerim en çok bu iki polisle muhabbetle geçiyor.İddia ediyorum: Beş haftada polisin sorunlarını en iyi bilenlerden biri haline geldim.
*
Polislerin devasa sorunları var ama en büyük sorunları özlük hakları sorunu. Polisin geliri çok düşük... Gelirin artması için “ek gösterge” gerekiyor. 3600 gösterge şart. 3000 gösterge falan hiçbir derde derman olamıyor.
*
Aynı işi yapan, aynı bakanlığa bağlı askerlerin bu sorunları, ta 1995 yılında çözülmüşken... Polisin bu sorununu ciddiye alıp çözen yok. Üstelik 2007 yılında başbakan olan Tayyip Erdoğan tarafından söz verilmişken.
*
Gecesi gündüzü olmayan, doğru dürüst izin yapamayan polise, üvey evlat muamelesi yapılmasına derhal son verilmeli.
Garantör Başbakan
BAŞBAKAN Ahmet Davutoğlu, CNN’e verdiği röportajda şöyle demiş:“Eğer bir gazeteciye, köşe yazarına ya da entelektüele bir saldırı olursa onları ben savunurum. Buna garanti veriyorum.”
*
İngiltere’nin Kıbrıs’ta garantör devlet olması gibi... Davutoğlu da bizim için garantör yetkili olmuş.
*
Garantörümüze iki anımsatmada bulunmak istiyorum:
*
-BİR: Hürriyet’e yönelik saldırıyla ilgili davada bir milim ilerleme kaydedilmediği gibi Adburrahim Boynukalın’ın parti içinde pişpişlenmesi devam etmekte.
*
-İKİ: Bana yönelik saldırıda rol alan sanıklardan biri, adli kontrol şartlarına uymadığı halde ceza almadı. Ayrıca olayın içyüzü hâlâ aydınlatılmış değil.
Başörtüsü ve kelepçe
BAŞÖRTÜLÜ Cemaatçi kadınlara kelepçe vurulmuş.Bu olur muymuş?Böyle zulüm görülmemişmiş...
*
Başı açık solcu kadınlara kelepçe vurulsa...Dünyanın en normal uygulaması olarak gören zihniyet, söz konusu başörtülü Cemaatçi kadınlar olunca “zulüm, zulüm, zulüm” diye haykırıyor.
*
Bunların meseleleri kelepçe falan değildir, kelepçe takılanın kılığı kıyafetidir.
7 Haziran Uhud 1 Kasım Hendek
GAZİANTEP Belediye Başkanı Fatma Şahin, şöyle demiş:“Bizim için 7 Haziran Uhud Savaşı, 1 Kasım ise Hendek Savaşı gibidir.”Müminler, Uhud’dan ders aldılar ve Hendek’i kazandılar ya... Gönderme oraya yapılıyor.
*
İyi güzel de Fatma Hanım...Siz Peygamber’in müminler ordusu olunca... CHP’ye, MHP’ye, HDP’ye, SP’ye, BBP’ye oy veren milletimiz, Peygamber’in ordusuna karşı savaşan hain müşrikler ordusu mu oluyor?
*
Bu milletin yarısına böyle kötülük, böyle ayrımcılık, böyle aşağılama yapılır mı? Ayıptır, günahtır, yazıktır yahu.
İstiklal kazandırıyor
İSTANBUL Belediyesi’nin 2016 bütçesinde İstiklal Caddesi’nin yenilenmesi için 15 milyon lira ayrılmış.Bakalım bu sefer hangi müteahhidimiz zengin edilecek?
Alooo! Atanıza hakaret ediliyor
İSTANBUL’un Kadıköy taraflarında kim oldukları belirsiz birileri duvara “İstanbul’da zulüm 1453’te başladı” diye yazmıştı da...“Atalarımıza hakaret ediliyor” diye başta Tayyip Erdoğan olmak üzere tüm devlet ayağa kalkmıştı.
*
Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın uçağından inmeyen Akit adlı gazetenin televizyonu, Atatürk’ün ölümü üzerine “Zulüm 1938’de sona erdi” dedi...Fakat bırakın Cumhurbaşkanı’nı, Başbakan’ı... Devletin herhangi bir tüyü bile kıpırdamadı.
*
Sonra da “Milletin yarısı niye bizi hiç sevmiyor” diye yakınmalar falan.
Paylaş