CHP mitingi için uyarı yayınlayan ABD ne yapmak istedi
ABD Büyükelçiliği, CHP’nin Maltepe Mitingi ile ilgili bir uyarı yayınladı.
ABD vatandaşlarına yönelik bu uyarıda...
- Aman dikkatli olun.
- Olaylar çıkabilir.
- Ortalık karışabilir.
- Maltepe’den uzak durun.
- Polis müdahale edebilir.
Falan diyordu.
*
CHP’nin Maltepe Mitingi, barış ve huzur içinde tamamlandı.
ABD Büyükelçiliği’nin yaptığı dayanaksız uyarı, resmen fos çıktı.
*
ABD Büyükelçiliği, fos çıkan bu uyarısıyla...
Aynı anda hem Kemal Kılıçdaroğlu’nun hem de Türkiye’yi yöneten AK Parti iktidarının canını sıkmayı başardı.
*
ABD’nin attığı her adımın arkasında derin manalar arayan biri değilimdir.
*
Ama ABD’nin bu adımla...
“AK Parti’yi de istemiyorum Kemal Kılıçdaroğlu’nu da istemiyorum” demek istediğine dair derin bir mana çıkarmadan edemedim.
*
Bu Amerika böyledir işte.
Komploya en uzak kişileri bile komplocu yapar.
CHP İÇİN HARİÇTEN GAZEL OKUMAYA GEREK VAR MI?
GÖRDÜĞÜM şudur:
*
CHP’yi yönetenler, Kemal Kılıçdaroğlu ile kazanacaklarına inanmışlar.
Bu sefer makus talihi yeneceklerini düşünüyorlar.
20 yıldır ilk kez böyle bir fırsatın ellerine geçtiğine çok kuvvetli bir inanç geliştirmişler.
Bütün riskleri göze almışlar.
Bunu denemekte ısrarlılar.
*
Bu durumda bizim gibi siyaset gözlemcilerine, yani hariçten gazel okuyanlara düşen...
“Gençler birbirlerini görmüş, sevmiş” tavrı sergilemektir.
*
Karar alıcı makamda değiliz.
Sonuçlardan sorumlu değiliz.
Kazansa bize ne, kaybetse bize ne?
*
Yani demem o ki rolümüzü fazla abartmayalım.
GOOGLE'I MASAYA OTURTMAMIZ ŞART
GEÇENLERDE Hürriyet Ekonomi Müdürü Sefer Levent, çok kapsamlı bir yazıyla Google’ın Avrupa’daki medya kuruluşlarıyla nasıl masaya oturmak zorunda kaldığının hikâyesini anlattı.
Google, Avrupa’daki 300 medya kuruluşuna “telif hakkı” çerçevesinde ödeme yapmayı kabul etti.
*
Peki ya Türkiye’de?
Ödeme falan yok. Sıfır. Emeğimizi sömürüyor resmen Google. Tek kuruş ödeme yapmadan.
*
Google’ın Türkiye’deki medya kuruluşlarıyla da masaya oturması şart.
Bunun için atılması gereken tek bir adım var:
Telif Yasası’nda gerekli düzenlemeleri yapmak.
*
Meclis’teki tüm partilerimize sesleniyorum:
Lütfen şu işe bir el atın. Telif Yasası’nda değişiklikler yapın. Biz de Avrupa’daki medya kuruluşları gibi Google’la masaya oturma hakkını elde edelim. “Her şeyin bir bedeli var” şarkısının Türkiye’de de geçerli olduğunu öğrensin Google.
BİLLUR KALKAVAN
HAYATIMDA hiç karşılaşmadım kendisiyle. Türkiye’nin hayat dolu simgelerinden biridir benim için.
Biraz marjinal, azıcık çatlak, çokça bilgiç bir tip...
Ta 90’lardan beri böyle.
*
O hep uzakta bir yerde dursun, ara sıra ortalığı karıştıran ve herkesi şaşırtan çıkışlar yapsın isterim.
Hayatın bir devamlılık içinde sürdüğünü hissetmek...
Temel gayem bu.
*
Kanser olduğunu öğrenince, Hamdi Alkan ile çektirdiği fotoğrafı görünce...
“Eyvah” demem, tamamen bu yüzden.
*
Neyse ki erken teşhis söz konusuymuş.
Atlatır inşallah.
KAZADA CAN VEREN ÜÇ GENCİN ARDINDAN SERGİLENEN NEFRET
AK Parti Gençlik Kolları’nın düzenlediği Adana’daki şölene katılan üç genç, geçirdikleri trafik kazasında hayatlarını kaybetti.
*
Bununla ilgili muhalefet liderlerinin başsağlığı mesajlarının altına yazılanları görünce insanlığımdan utandım.
*
O aşağılık mesajları yazan güya iktidar muhalifleri...
Hiç şiir okumamış gibi kötüydüler. Bir köpeğin başını hiç okşamamış gibi kötü. Hiç bayram şekeri dağıtmamış gibi kötülük saçıyorlardı. Çocukla hiç çocuk olmamış gibi kötüydüler.
İYİ PARTİ’NİN YENİ KAMPANYASI
“ÖMER’in Yolu” kampanyasının ardından yeni bir kampanya başlatmış İYİ Parti.
“Az Kaldı” ana sloganıyla.
*
“Ömer’in Yolu”, gerçek bir iletişim faciasıydı.
Yeni kampanya ise...
Başı sonu belli yapısıyla, ne dediğinin tam olarak anlaşılmasıyla, umutlu mesajları öne çıkarmasıyla, parlak görselleriyle çok daha iyi.
*
Kıssadan hisse: Faruk Acar’dan aman uzak dur İYİ Parti.
ARTIK BELEDİYECİLİK BÖYLE OLMALI
SİNCAN denilince benim aklıma...
28 Şubat sürecinde tankların yürütülmesi gelir.
*
Sincan Belediye Başkanı Murat Ercan’la yaptığımız sohbetin ardından...
Sincan denilince artık aklıma başka şeyler gelecek.
*
Önce eczacılık okumuş Murat Ercan. Sonra hukuk okumuş. Yüzde 68’e yakın oyla kazanmış belediye başkanlığını. Sağlam siyasi analizler yapan, objektif olmayı başaran, gerçekçilikten milim ayrılmamaya özen gösteren bir kişilik Murat Ercan.
*
Sincan’a neler yaptığını dinlerken... “Artık belediyecilik bambaşka bir hal almış” dedim içimden.
Sincan Belediyesi, sokaktaki dostlarımızı da unutmamış. Bu merkezdeki görevliler sokak hayvanları için yaş mama üretiyor. Sincan Belediyesi, sokaktaki dostlarımızı da unutmamış. Bu merkezdeki görevliler sokak hayvanları için yaş mama üretiyor.
Bebek kütüphanesi yapmış mesela... Matematik müzesi kurmuş... Gastro akademiyi hizmete açmış. Çok sayıda çatık kaşlı olmayan kütüphane yapmış. Dijital Dönüşüm Ofisi diye bir merkez kurmuş. Sokak hayvanları için yaş mama üreten bir yer oluşturmuş. Eko çiftlik adını verdiği bir çiftlik kurmuş. Çiftçiyi bilinçlendirmeyi bir numaralı görev saymış. Sıfır atık için mücadele başlatmış.
*
Eskiden belediye başkanlarıyla konuştuğumda bana hep “su/kanalizasyon/altyapı” anlatırlardı. Artık belediye başkanlarıyla buluştuğumda bana hep bu tür şeyleri anlatıyorlar. Ne güzel!
