Çelik: Fazıl Say’a dava açmayacağız

ÜNLÜ sanatçı Fazıl Say’ın açıklamalarına yönelik en sert ve en yadırgatıcı tepki, Milli Eğitim Bakanlığı’ndan gelmişti...

Milli Eğitim Bakanlığı adına yapılan açıklamada...

Fazıl Say’ın Bakanlık uygulamalarıyla ilgili gerçek dışı beyanlarda bulunduğu belirtiliyor ve bu konuyla ilgili olarak Fazıl Say aleyhinde dava açılacağı kamuoyuna duyuruluyordu...

Dün Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik ile bu konuyu konuştum...

* * *

Bakan Çelik’i, Fazıl Say’a karşı hayli yumuşamış gördüm...

Öncelikle...

Bakanlığın bazı ders kitaplarında Fazıl Say’ın "Türkiye’yi yücelten sanatçılar" arasında sayıldığını söyledi...

Ardından da ekledi:

"Aslında biz Fazıl Say’ın Türkiye’de müzik eğitimi konusunda her türlü görüş ve düşüncelerine açığız."

Peki ya Milli Eğitim Bakanlığı’nın ünlü sanatçı için açtığı dava?

Bu davanın durumu neydi?

Bakan "Açmadık" dedi...

Ve ekledi:

"Vazgeçtik... Böyle bir dava açmayacağız."

Hüseyin Çelik, Say’ın yaptığı açıklamalar içinde özellikle "Milli Eğitim Bakanlığı sanatı okullardan dışlıyor" açıklamasına alındığını belirtti...

Böyle bir olgunun kesinlikle söz konusu olmadığını söyleyen Bakan, "Tam tersine... Biz sanatın eğitimdeki etkinliğini arttırmak için adımlar atıyoruz" dedi...

Bakan, buna rağmen Fazıl Say’dan böyle bir suçlamanın gelmesinin kendilerine açık bir haksızlık olduğunu da sözlerine ekledi...

Peki neden davadan vazgeçildi?

Bakan’ın bu soruya yanıtı şöyle:

"Meseleyi büyütmeye gerek yok... Fazıl Say önemli bir sanatçımızdır... İşin mahkemeye intikal etmesi gerekmez... Hem zaten yaptığımız açıklamalarla, dava açılacağının belirtilmesiyle kamuoyu Say’ın iddialarının doğru olmadığını öğrenmiş oldu... Bu nedenle işi uzatmayacağız."

İKİ TAVSİYE

ŞAHANE BİR FİLM "Kabadayı"nın zehirlediği bünyeyi temizlemek Woody Allen Baba’ya düştü... Son zamanlarda cinayet işlerine sardıran Woody, "Maç Sayısı"ndan sonra bu kez "Cassandra’nın Rüyası" filmiyle avladı bizi... Tadı damağımızda kalan "Maç Sayısı"nın ardından bu filmde de cinayet işine sardırmış Woody... Ancak bu kez Dosto Baba’nın "Suç ve Ceza" romanına selam durarak işin içine entelektüel bir boyut da katmış... Ne diyelim... Allah razı olsun kendisinden...

HÜSREV HATEMİ’NİN ANILARI Hatemi hocaların rint meşrep olanı (Dikkat: hukukçu olanı değil, tıpçı olanından söz ediyorum) Hüsrev Hatemi’nin daha önce küçük bir anı kitabı çıkmıştı... Sular seller gibi okuduğum, "Keşke bitmese" diye iç geçirdiğim bu kitabın ardından, bir bayram sürprizi gibi, postadan yeni bir Hüsrev Hatemi’nin anı kitabı çıktı... Üstelik öncekine göre daha oylumlu, daha doyurucu bir kitap bu... Dergah Yayınları’ndan çıkan "Anılar" kitabı sayesinde bayramı bayram gibi geçirmek bana nasip oldu... Darısı sizin başınıza!

Ülker, Godiva Ve İsmet Özel

ÜLKER ’in ünlü çikolata markası Godiva’yı satın almasının ardından "Godiva" adının nereden geldiğine dair tarihi öykü basınımızda çok yazılıp çizildi...

Benim aklım en çok usta gazeteci Güneri Civaoğlu’nun yazdığı hikayeye yattı...

Civaoğlu’dan aktarıyorum:

"Godiva, adını İngiltere tarihinden alıyor. Godiva adlı çok güzel bir genç kız, Orta İngiltere’de yaşlı bir kontla evlendirilir. Coventry kentinin mutlak hákimi Chester kontu Leofric’le... Adam zalim. Yoksul halka vergi üstüne vergi bindiriyor. Lady Godiva, kocasından halkın sırtındaki ağır vergileri hafifletmesini ister, kont ise ona ’Bu kadar desteklediğin yoksul halk, bakalım seni seviyor mu’ der ve bir test önerir: ’Atının sırtında çırılçıplak, kentin sokaklarında dolaşacaksın ama halktan, evlerine kapanmalarını ve sen at sırtında çıplak geçerken sana bakmamalarını isteyeceksin. Bu isteğine uyarlarsa, seni gerçekten seviyorlar demektir. Ben de vergileri sıfırlayacağım.’ Lady Godiva, muhafazakár ve dindardır. Buna rağmen sırf halkı için kontun önerisini kabul eder. Bembeyaz bir atın üstüne çırılçıplak biner. Kızıl uzun saçlarıyla göğüslerini örter. Görülür ki halk, Lady Godiva’nın fedakárlığını algılamış ve evlerine çekilmiştir. Kimse pencereye çıkmaz, perdeler bile sımsıkı kapalıdır. Lady Godiva iddiayı kazanmıştır. Tek istisna röntgenci Tom’dur. O da kör edilir. Zalim kont ise vergileri o yıl sıfırlar."

Bu hikáye bana şair İsmet Özel’in meşhur "Amentü" şiirindeki şu iki dizeyi anımsattı:

"Ne Godiva geçer yoldan / Ne bir kimse kör olur."
Yazarın Tüm Yazıları