Paylaş
*
- AŞAMA BİR: “İstanbul Müzayede” adı verilen bir ticarethane, “Atatürk ticareti” dediğimiz olguyu iyice azıtarak... “Atatürk’ün iç çamaşırları” diye bir şey uydurup satışa sunma terbiyesizliğine ve çirkinliğine imza attı.
*
- AŞAMA İKİ: Atatürk ticaretini iyice azıtan bu ticarethanenin yaptığı terbiyesizliği bahane eden bir grup Atatürk düşmanı da “iç çamaşırı” kavramından hareketle Atatürk’e hakaret üstüne hakaret etti.
*
Hem o Atatürk tüccarlarına, hem de Atatürk’e hakaret için fırsat kollayanlara sesleniyorum:
ÇEKİN PİS ELLERİNİZİ ATATÜRK’ÜN ÜZERİNDEN!
İnsanlar işte böyle ikiye ayrılmalılar
- BİR: Utananlar.
- İKİ: Utanmayanlar.
*
- BİR: Vicdanının sesini dinleyenler.
- İKİ: Vicdanının sesine kulak vermeyenler.
*
- BİR: Hakkaniyette bağlılıktan milim sapmayanlar.
- İKİ: Hakkaniyeti zerre kadar iplemeyenler.
*
- BİR: Yüzü kızaranlar.
- İKİ: Yüzü kızarmayanlar.
*
- BİR: Kendi tarafının hatalarını hiç çekinmeden ifade edebilenler.
- İKİ: Kendi taraflarının hatalarını milim görmeyenler.
*
- BİR: Mahcup olabilenler.
- İKİ: Mahcup olmayanlar.
*
- BİR: Rezil olabilenler.
- İKİ: Asla rezil olamayanlar.
*
- BİR: Kendisine yapılmasını istemedikleri şeyleri başkasına yapmayanlar.
- İKİ: Kendisine yapılmasını istemedikleri şeyleri başkasına yapanlar.
*
- BİR: Empatiye zirve yaptıranlar.
- İKİ: Empatiyi yerin dibine sokanlar.
*
- BİR: Namuslular.
- İKİ: Namussuzlar.
ALOOOO! MAHMUT TANAL?
HATIRLIYORUM:
AK Parti, “Haydi Bismillah” diye bir seçim şarkısı yapmıştı.
CHP’li Mahmut Tanal da “Besmele dini bir kavramdır, seçimde kullanılamaz” diye YSK’ya başvurup şarkıyı yasaklatmıştı.
Hop! Geliyoruz bugüne...
CHP’den Ankara’ya başkan seçilen Mansur Yavaş’ın...
Ankara’da astırdığı teşekkür pankartlarında “Hep birlikte... Haydi Bismillah...” yazılı.
Mahmut Tanal!
Bir yerlere müracaat edecek misiniz?
Dini kavramlar, seçim zaferlerinde kullanılamaz falan diye...
Alooo!
Sesim geliyor mu Mahmut Tanal?
BEKAYI SOLLAYAN SORUN: KARŞILIKLI GÜVENSİZLİK
TRT, başvuruda bulundu.
“Oy sayımı yapılan yerlerden canlı yayın yapalım” diye...
Benim bildiğim şunlardır:
- Canlı yayın varsa... Hile hurda falan olmaz.
- Canlı yayın, her türlü alaverenin panzehiridir.
- Canlı yayın demek, şeffaflığın zirvesi demektir.
Fakat o da ne!
Muhaliflerin hemen hepsi...
- Kim bilir yine hangi oyunu oynayacaklar!
- Vardır kesin bir hinlik bu işin içinde!
- Kesin bir numara çekecekler!
Falan demeye başladılar.
Kimse de çıkıp...
“Yahu söz konusu olan canlı yayın... Nasıl bir numara çevrilebilir ki? Canlı yayın demek, numara yapmayı imkânsız kılmak demektir... Yapmayın Allah aşkına” falan demedi, diyemedi.
Size bir şey söyleyeyim mi?
Bu kadar büyük güvensizlik, beka sorunundan bile daha büyük bir sorun.
BÜYÜK TAŞINMAYA ÖVGÜ
NE zaman üç-beş kişiyle bir araya gelsem...
Hemen başlıyorlardı kısık sesle konuşmaya:
- Taşınamazlar.
- Göreceksiniz, fiyasko olacak.
- Nisanda bu işin bitmesi mümkün değil.
- Ellerine yüzlerine bulaştıracaklar.
*
Büyük havaalanı taşınması, öyle muazzam bir başarıyla gerçekleşti ki...
Şimdi her tarafta kısık sesle tezvirat yapan o tipleri arıyorum.
Kendilerine iki çift laf etmek üzere...
BİR FETÖ TARTIŞMASI
BEN DEDİM Kİ:
Yeter! Şu FETÖ’yü abartmayın... Sonuçta sinsi bir çakal çetesidirler. Bunlara her şeye güçleri yeten muazzam bir yapı muamelesi yapmayın.
*
BANA DENDİ Kİ:
Yok, hayır! Biz bu sinsi çakal çetesini abartmıyoruz. Onların çapını biliyoruz. Ama bunların arkasında güçler var. Biz asıl o güçleri kastediyoruz.
*
BEN DE DİYORUM Kİ:
Onları da abartmayın kardeşim! Uyanık olun. Kendinizi geliştirin. Öyle bir hale gelin ki... Hiçbir güç, size katakulli çeviremesin...
YENİ YENİ HUYLAR EDİNDİM
- Birine fena halde bozulduğumda... Aklıma ilk gelen şey “bloklamak” oluyor.
*
- Yeni tanıştığım birini azıcık sevdiysem... Hemen “takibe” alıveriyorum.
*
- Moralim iyiyse, keyfim yerindeyse... Önüme gelene bin “like” yapıyorum.
GİTTİ/GELDİ
- GİTTİ: “Makarna, kömür için oy verenler” falan...
*
- GELDİ: “Bir soğana, bir patatese oyunu satanlar” falan...
Paylaş