Bu yaptığınla ölüm orucunu kutsar gibisin İstanbul Barosu!

Ölüm orucu eylemi yapan avukat Ebru Timtik, hayatını kaybedince...

Haberin Devamı

İstanbul Barosu, Beyoğlu’ndaki merkezinin duvarına Ebru Timtik’in dev bir posterini astı.

*

Bu yaptığınla ölüm orucunu kutsar gibisin İstanbul Barosu

“Şahane bir eylem yaptın ve şahane bir şekilde öldün” der gibi... “Ne güzel eylem yaptın da ne güzel öldün” der gibi...

*

İstanbul Barosu’nun “ölüm orucu” adı verilen adı batasıca eyleme böyle bir davranışla bir nevi meşruiyet kazandırmasını aklım almıyor.

*

Barona kayıtlı olan avukatın yeniden yaşama dönmesi için çabalarsın... Barona kayıtlı olan avukata “Bu eyleminden vazgeç” diye çağrıda bulunursun... “Avukatımız ölmesin” diye her türlü yolu denersin... Yetkilileri duyarlı olmaya ve adım atmaya çağırırsın...

Bunların hepsi tamam.

Ki ben de “Ölmesin, yaşasın” diye iki kez yazı yazdım.

*

Haberin Devamı

Ama hayatına kendi elleriyle kıymış, bu şekilde güya eylem yapmış bir avukatın posterini, baro duvarında dalgalandıramazsın.

Çünkü bu yaptığınla...

“Kendini öldürme” denilen gayri insani ve hayat düşmanı eylemi kutsamış ve özendirmiş olursun.

*

Ebru Timtik için yapılan cenaze töreninden gelen görüntüleri de izledim dün.

Bu yaptığınla ölüm orucunu kutsar gibisin İstanbul Barosu

- Tam bir DHKP-C gösterisiydi...

- Örgütsel sloganlarla, marşlarla “kendini öldürmek” kutsanıyordu...

- “Kendini bilerek ve isteyerek öldürme” davranışına destansı bir anlam yükleniyordu.

*

Hadi diyelim ki bu örgüt, bu tür ölümlerden kendine bir yol açmaya çalışıyor.

Peki İstanbul Barosu’na ne oluyor?

İstanbul Barosu ne yapmaya çalışıyor?

*

Yoksa İstanbul Barosu...

“Çoklu baro teklifi, aslında acayip haklı bir teklifti” falan demeye mi çalışıyor?

Nedir?


FERHAN ŞENSOY’UN KİTABI DA SAPIKÇA MI?

ÇOCUKLARA yönelik bir masal kitabında hayvanlar üzerinden tecavüz teması işlenmesi, haklı olarak büyük tepki çekti toplumun her kesiminden.

*

“Masal kitabı” olgusunun içerdiği masumiyeti hunharca kirleten bu olayın ardından, şimdi de Ferhan Şensoy’un “Elveda SSK” adlı kitabı gündeme geldi.

Bu yaptığınla ölüm orucunu kutsar gibisin İstanbul Barosu

*

Haberin Devamı

Ne var Ferhan Şensoy’un kitabında?

Şu var:

Kediye önce tecavüz edip ardından öldürmek isteyen pislik bir herifin iğrenç hezeyanları var.

*

Hemen şunu söylemeliyim ki... Ferhan Şensoy’un kitabının, hepimizin tepkisini çeken masal kitabından bir farkı var:

Bu kitap yetişkinlere seslenen bir kitap. Çocukları muhatap almıyor. Doğru ile yanlışı ayırt edebilme kudretine sahip olan erişkinleri muhatap alıyor.

Bu nedenle masal kitabına gösterilen tepkinin aynısının bu kitaba gösterilmesini beklememek lazım.

*

Ayrıca meselenin şöyle bir boyutu da var:

*

Kurmaca bir kitap bu... Roman yani... Romanın kahramanı berbat biri... Yazar da onun berbatlığını bu şekilde göstermek istiyor. Eğer buna itiraz edilirse... Hiçbir romanda katillerin, ırz düşmanlarının, tecavüzcülerin yer almaması gibi bir sonuç çıkar.

*

Haberin Devamı

Bunlar ilkesel açıdan söyleyeceklerim.

*

Kişisel olarak ise durduğum yer şurasıdır:

*

Kedinin yürüyüşüne bakıp sulanan bir adamın iğrençliğinin anlatıldığı bir edebiyat, asla bana göre bir edebiyat değil. Kusturucu bir edebiyat bu...

Midemi böyle bir şeyle bulandırmak, zihnimi böyle bir şeyle kirletmek istemem. “Benden uzak olsun” derim. Hem de fersah fersah...



BEN ARTIK KORONA OLAYINA ŞÖYLE YAKLAŞMAKTAYIM

- Tüm kurallara harfiyen uyuyorum ama korona haberlerine göz bile atmak istemiyorum.

*

- Maskemi takmayı asla ihmal etmiyorum ama “Aşı ne zaman çıkacak aşı” diye sormayı bile kestim.

Bu yaptığınla ölüm orucunu kutsar gibisin İstanbul Barosu

*

- Acımasızca mesafe koyuyorum ama eskisi gibi “günlük korona tablosu”nu takip etmiyorum.

*

Haberin Devamı

- Günde on sekiz kereden sekize indirsem de el yıkamaya hâlâ önem veriyorum ama “İkinci dalga mı geliyor” diye endişe etmiyorum.

*

- Maskesiz birini gördüm mü canım biraz sıkılıyor ama en azından eskisi gibi nevrim dönmüyor.

*

- “Yine evlere mi kapanacağız” diye pek hayıflanmıyorum... Çünkü artık evlere tıkılmamaya acayip kararlıyım.


UYANIR UYANMAZ TELEFONU ELİNE ALIRSAN

- Daha günün ilk saniyesinde yaşamının tam ortasında kocaman bir NAVTEX ilan edilmiş olur...

*

- Güne başlarken kendine odaklanmak yerine zorunlu olarak Merkel’e odaklanmış olursun...

*

- Gözünü açar açmaz Şeyma’nın sevgilisinden ayrıldığına dair lüzumsuz bir bilgiye maruz kalırsın...

Bu yaptığınla ölüm orucunu kutsar gibisin İstanbul Barosu

*

- Bir anne ve iki kızdan oluşan Samyeliler deryasına dalar ve hafazanallah boğulursun...

*

Haberin Devamı

- Bir Yunan şımarıklığı bulur yakalar seni ve böylece daha günün ilk dakikalarında demoralize olursun.

*

- Gözünü ruhsuz, seni birey olarak iplemeyen, tek yönlü, sıkıcı toplu mesajlarla açmış olursun...


YATIŞTIRICILARIM

- Mutfağı birbirine katma pahasına domatesten salça yapmaya yeltendiğimde başaramasam da dünyanın tüm dertlerinden anında kurtulurum.

Bu yaptığınla ölüm orucunu kutsar gibisin İstanbul Barosu

- İngiliz Kraliyet Ailesi içinde dönen dolapların sergilendiği diziyi izlediğimde “İyi ki Yozgat’ta doğmuşum” diyerek halime şükrederim.

- İnternette kedi videoları izlediğimde bir su bardağı dolusu “passiflora”yı lıkır lıkır içmiş gibi olurum.

- Maskeyle kıyafetini kombinleme çabasında olan herkesle ufaktan kafa bulduğum anda tüm gerginliğim geçip gider.

- Haşlanmış mısır kokusunu içime çektiğim anda omzumdaki yüklerimin en az yüzde 20’sinden kurtulurum.

- Hande Ataizi’nin “Ne dedin sen? Çat” videosunu izlediğimde bir yürek ferahlaması hissederim.

Yazarın Tüm Yazıları