Böyle bir İran’ın elinde nükleer güç olmamalı

Düşman uçağı diye yolcu uçağını vurup 176 masumu katlettiler.

*

Yolcu uçağı ile savaş uçağını ayırt etmekten aciz...

 Onlarca kişinin ezilerek ölmediği bir cenaze töreni düzenlemekten aciz...

Bir ülkenin elinde nükleer güç olmasının nasıl büyük bir tehlike oluşturduğunu hangimiz görmezden gelebiliriz?

*

Ne yani?

Ellerindeki nükleer bombayı kazara patlattıklarında da...

“Çok pardon, özür dileriz, bir yanlışlık oldu, uzatmayın, olur böyle şeyler” falan mı diyecekler?

*

Şu andan itibaren...

“İran ve nükleer” meselesi, tüm dünyanın en temel meselesi haline gelmeli, getirilmeli.

Tüm dünya ayağa kalkıp “yangın mangın çıkarır” endişesiyle çocukların elinden kibrit alır gibi İran’ın nükleer hevesine “hop” demeli.

*

Yoksa bir kazaen nükleere kurban gitmemiz işten bile değil.

ATATÜRK’ÜN BÜYÜKLÜĞÜNÜ NEREDE GÖREBİLİRSİNİZ?

Biraz İran’a bakın...

Sonra Irak’a bakın...

Daha sonra Suriye’ye bakın...

Biraz da Yemen’e bakın...

Azıcık da Libya’ya bakın...

Kısacası...

Başkasından satın aldıkları silahlarla birbirlerini öldürüp başkasının bulduğu ilaçlarla iyileşmeye çalışanların yaşadıkları ülkelere bakın.

*

İşte orada göreceğiniz şey...

Atatürk’ün büyüklüğüdür.

*

 (Bu yaklaşımın esin ve fikir kaynağı Sayın Naim Babüroğlu’na binlerce teşekkür.)

MANİKÜRCÜ CEZALANDIRAN AK PARTİLİ BELEDİYE OLSAYDI

CHP’li bir kadın milletvekili, manikürcüde sıra bekleyince... CHP’li belediye başkanı eşi, manikürcü dükkânına mavi gökyüzünü dar etmiş.

İddia bu.

*

Böyle bir iddia...

AK Partili bir milletvekili ve AK Partili bir belediye başkanı hakkında ortaya atılsaydı...

 Kaç zirilyon tane “görgüsüzlük” paylaşımı yapılırdı?

 Kaç zirilyon tane “kibir” mesajı verilirdi?

 Kaç zirilyon tane “sonradan görmelik” analizi attırılırdı?

*

Galiba görgüsüzlük, kibir, sonradan görmelik falan bir tek AK Partililer söz konusu olunca akıllara geliyor.

*

Ya da görgüsüzlüğün, kibrin, sonradan görmeliğin bile CHP’lilerin üzerinde gayet iyi durduğu düşünülüyor.

YOK/VAR

Artık güzellik ölçülerine uymamak diye bir şey yok.

*

Artık estetik yaptırmaktan kaçınmak diye bir şey var.

İLİŞKİLERDEN HİÇ ÇAKMAYANDAN İLİŞKİ TAVSİYELERİ

Kaçan kovalanır derler. Doğrudur. Ama siz yine de kovalanmaktan bezdirecek denli kaçmamayı seçin.

*

Mesajlara anında cevap vermemek gerekir. Doğrudur. Ama siz yine de süreyi fazla uzatmayın.

*

Yakın arkadaş tavsiyeleri önemli. Doğrudur. Ama siz yine de yakın arkadaşa çok fazla güvenmemeyi tercih edin.

*

Fazla kasmamak lazım... Doğrudur. Ama siz yine de kendinizi fazla salmayın.

*

Film gibi aşklar istemek lazım. Doğrudur. Ama siz yine de o aşkların sadece filmlerde olduğunu unutmayın.

*

İltifat etmeyi asla ihmal etmemekte yarar var. Doğrudur. Ama siz yine de muhatabınızda “bütün güzel şeyleri işittim” duygusu yaratmayın.

*

“Hayır” cevabı almaktan korkmamak gerekir. Doğrudur. Ama siz yine de bir ön yoklama yapmayı ihmal etmeyin.

*

Israrcı olmak lazım... Doğrudur. Ama siz yine de olayı pervasızlık noktasına vardırıp “resmen yapıştı yahu” dedirtmeyin.

*

Cool olmakta yarar var. Doğrudur. Ama siz yine de cool olacağım diye sıkıcılığa zirve yaptırmayın.

*

Dürüst olmak gerekir. Doğrudur. Ama siz yine de gerektiğinde minik kurtarıcı yalanların güvenli limanlarına atılmaktan çekinmeyin.

*

Komikler ilgi çeker. Doğrudur. Ama siz yine de olayı sululuk noktasına taşımamaya dikkat edin.

KANAL İSTANBUL OLAYININ CILKINI ÇIKARMAYI BAŞARDIK

KANAL İstanbul konusunda son durum şudur:

 AK Partili isen... Sorgusuz sualsiz “Kanalcılar” tarafındasın.

 AK Parti karşıtı isen... Sorgusuz sualsiz “Kanal Karşıtları” tarafındasın.

*

Durum öyle bir hale geldi ve getirildi ki...

 Artık bir AK Partilinin... Herhangi bir gerekçeyle “Kanal”a destek vermemesi ihtimal dışı!

 Artık bir AK Parti karşıtının... Herhangi bir gerekçeyle “Kanal”a destek vermesi de ihtimal dışı!

*

Böylesine keskin bir ayrışmayı bilim falan da çözemez artık.

Çünkü her iki tarafın da bayağı sağlam bilim insanları fazlasıyla mevcut...

*

Kanal İstanbul, artık tamamen siyasi bir aparat haline gelmiştir.

Bilhassa Ekrem İmamoğlu’nu ya batıracak ya çıkaracak bir siyasi aparat.