Bomba imal ederken ölen iki Suriyeli kalifiye miydi?

İmal ettikleri bomba yanlışlıkla patlamış.İkisi de oracıkta can vermiş.

*

Şimdi biz bu iki Suriyeli için ne diyeceğiz?

*

Kalifiye mi diyeceğiz?

Yoksa...Kalifiye değil mi diyeceğiz?

BİNALİ BEY’İN AĞZINDAN BAL DAMLIYOR

BAŞBAKAN Binali Yıldırım, AK Partililere hitaben yaptığı bayram konuşmasında şunları söylemiş:

- Dost arttırıp düşman azaltmayı ana prensip olarak hayata geçiriyoruz.

- Sadece dışarıda değil aynı zamanda ülkemizde farklılığı zenginlik görmek, birliğimizi ve kardeşliğimizi daha da arttırmak şiarımız olacak.

- Buna muhalefet partilerimiz de dahildir. Biz istiyoruz ki konuşalım, görüşelim, ortak zeminde, asgari müştereklerde birleşelim.

- İnşallah her şey daha güzel olacak. Yarın, bugünden daha güzel olacak.

*

“Ay hadi inşallah” diyorum, başka da bir şey demiyorum.

GAZETE KAOSUNDAN BİR POLİTİK ÇIKARIM

- Can Dündar “Artık yoruldum, bir süre kenara çekileceğim” dedi.

- Bu olay, “Can Dündar, Cumhuriyet gazetesini bıraktı” diye yorumlandı.

- Cumhuriyet’in İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay, “Can Dündar görevinin başında” dedi.

- Bu arada gazeteden dokuz ismin istifa ettiği haberi geldi.

*

Muhalif dediğimiz kesimler...

Öyle dağınık, öyle kopuk, öyle organizasyonsuz ki...

Doğru dürüst izne bile ayrılamıyorlar.

*

Bir de çıkıp...

“Tayyip Erdoğan nasıl oluyor da hep kazanıyor” diye sormazlar mı?

İKİ SANİYECİK BİLE DELİKANLI OLAMIYORLAR

RAMAZANDA sigara içen bir kişiye öldüresiye yumruk atan şahıs, “mesele oruç değil, karımın yanında bana küfretmesi” demiş.

*

Tıpkı...

Tophane’de plakçı basıp “Ramazanda içki mi içiyorsunuz ulan” diyen şahsın, “mesele içki değil, karıma laf atmaları” demesi gibi.

*

Bu tosuncukların iki saniyecik bile delikanlı olamamaları tesadüf değildir herhalde.

BU TONY’Yİ LAHEY’DE NİYE YARGILAMAZLAR?

ESKİ İngiltere Başbakanı Tony Blair, bir kez daha günah çıkarmış.

- “Elimizde kanıt olmadığı halde Irak’ı işgal ettik” demiş.

- “Kan dökülmesine yol açtık” demiş.

- “Irak’ı mahvettik” demiş.

Demiş de demiş.

*

Ne yani bütün dünya, bu adamın ikide bir kendini temize çıkarma adına sergilediği güya cüretkâr özeleştirilerine fit olacak mı?

*

Neden bu adamı Lahey’de falan yargılamazlar?

Nerede bu devletler?

Nerede bu BM?

Nerede bu dünya?

‘ALLAHU EKBER’İ DUYUNCA CAN KORKUSUYLA KAÇIŞMAK

SOSYAL medyada izledim görüntüleri.

*

Irak’ın Kerkük kentinde bir pazaryeri...

Acayip kalabalık.

Çoluk çocuk, kadın erkek, genç yaşlı... Herkes orada.

Bir anda bir adam “Allahu ekber” diye bağırıyor.

Ve o pazaryeri, öyle bir can pazarı yerine dönüşüyor ki...

Anlatarak olmaz, mutlaka görmelisiniz.

*

‘Allahu ekber’i bu hale getirenleri Allah kahhar ismi hürmetine kahretsin.

MURSİ RAZI MIDIR ACABA SİSİ İLE BARIŞMANIZA?

İSRAİL ile barış söz konusu olduğunda...

“HAMAS bu barışa razı, size ne oluyor kardeşim” diyorlardı.

*

Madem şimdi Sisi ile barışılacak...

O zaman soralım:

“İdamla yargılanan ve hapiste çürümeye terk edilen eski Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi, acaba razı mıdır bu barışa?”

*

“Mursi bu barışa razı, size ne oluyor kardeşim” diye bir cümleyi işitmek istemiyorum da...

Ondan sordum.

BODRUM NOTLARI

- Nihayet Bodrum’un meşhur trafik sorunu yüzünü gösterdi. Artık bir yerden bir yere gitmek bir buçuk saat...

*

- Bodrum’da bu yıl “beach modası” ortaya çıkmış durumda. Yarın da dünyaca ünlü “Nikki Beach”in açılışı var ve ben hayatımda ilk kez bir beach açılışına katılacağım.

*

- Mikonos’un meşhur restoranı “İnterni”, artık Yalıkavak’taki Tilkicik Koyu’nda... Mikonos’takini görmedik ama Yalıkavak’taki şahane.

*

- Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon’la eski Bodrum muhabbeti yapmak pek bir güzel. Yanlış anlaşılmasın, Bodrum’un eski günlerini özlemle anmıyor, yani nostalji yapmıyor Başkan...

BEN GALİBA ODTÜ’YÜ KISKANIYORUM

FIRSATINI bulduğumda anında harcıyorum ODTÜ’yü...

Hatta ODTÜ konusunda Melih Gökçek bile beni destekliyor.

Dahası bazı ODTÜ’lüler, “Ulan imam-hatipli, bu okula giremediğin için pislik atıyorsun değil mi” diye laf sokuyor.

Ve işin tuhaf tarafı her defasında ODTÜ’nün önünde diz çökmek durumunda kalıyorum.

*

Ben galiba...

- Tıpkı Merkel’in Türkiye’yi kıskandığı gibi... ODTÜ’yü çok ama çok kıskanıyorum.

- Tıpkı Almanya’nın bizdeki üçüncü havaalanını kıskandığı gibi... ODTÜ’nün zekâ dolu pankartlarını çok ama çok kıskanıyorum.