Bilal Erdoğan’ın beş restoranı

BU memlekette...

Haberin Devamı

-Ta 70’lerden 90’lara en güçlü döneminde Demirel’in yeğenleri üzerine yazılıp çizilmeyen kalmadı. 

-12 Eylül rejiminin etkisi sürerken bile Turgut Özal’ın eşi, kızı ve oğlu üzerine söylenmedik tevatür bırakılmadı.
-Başbakan olduğu günlerde merhum Erbakan’ın oğlunun bindiği Mercedes’i haber yapmayanı dövüyorlardı.
-Dönemin en güçlü kadını Tansu Çiller’in eşi Özer Çiller’le ilgili güneş altında söylenmeyen söz kalmadı.
-Askeri vesayet döneminde dönemin Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş’in azıcık haylaz oğlunun bile haberleri yapıldı.

 

*

 

Fakat gelin görün ki...
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan, elin İtalyan gazetelerine röportaj vererek...
“Benim İstanbul’da beş adet restoranım var” diyerek cümle âleme alenen ve resmen ilan ettiği halde...
Koca ülkede...
“Yahu bu restoranlar nerededir, ne zaman kurulmuştur” diye en küçük bir merak kıpırtısı bile gelişmemektedir.

 

*

 

Haberin Devamı

Bırakın söz konusu restoranların ne zaman, nasıl kurulduğunu falan...
“Acaba yemekleri nasıl, hesapları makul mü” diye magazinsel bir merak bile gelişmemektedir.

 

*

 

Her şeyi geçtim...
Mehmet Yaşin ile Vedat Milor, bu restoranların önünden bile geçememektedir.

 

*

 

“Korku iklimi” falan dedikleri galiba bu...
Fazla sert, fazla ayaz, fazla tipili bir iklim bu...

 

*

 

Üşüyoruz Reis!

 

 

Ey firari Cemaatçi

 

 

YARGI senin elindeyken...
Nice koç yiğitler, “Bizim verilemeyecek hesabımız yok, kaçmıyoruz, aha da geldik” diyerek boyunlarını Zekeriya Öz’lerin zalim pençelerinin önüne aslanlar gibi uzatmışlardı.
Hiç mi ibret almadın?

 

*

 

Haberin Devamı

Yargı senin elindeyken...
80 küsur yaşındaki İlhan Selçuk’lar, ölüm döşeğindeki Türkan Saylan’lar, alenen haksızlığa maruz kaldığının farkında olan İlker Başbuğ’lar, olmadık iftiralara maruz kalan Hanefi Avcı’lar... Dağ gibi durmuşlardı senin tarafgir ve kumpasçı yargının önünde.
Hiç mi ders almadın?

 

*

 

Yargı senin elindeyken...
Yurtdışındayken sanık konumuna düşürdüğün adamlar, sen “gel” dediğinde anında gelmişler ve yurtdışında bir dakika bile fazla kalmaya tenezzül etmemişlerdi.
Hiç mi etkilenmedin?

 

*

 

Yargı senin elindeyken...
Senin zulmüne maruz kalacağını apaçık gördükleri halde... Sırf sen kendilerine “firari” yaftası vurma diye... Koşa koşa gelip teslim olmuşlardı senin zalim düzenine...
Hiç mi “vay be” demedin.

 

*

 

Haberin Devamı

Yargı senin elindeyken...
Önüne geleni tıkıyordun Silivri kodesine... Ancak buna rağmen kodese tıkılmaya aday olanlardan hiçbiri, kapağı Almanya ya da Amerika’ya atmamış, “adalet bir gün mutlaka tecelli edecektir” umuduyla şan ve şerefiyle yatmasını bilmiştir.
Hiç mi özenmedin?

 

81 yıl önce, 81 yıl sonra

 

SUUDİ Arabistan’da kadınlar, ilk kez oy kullanmaya başlamışlar.

 

*

 

Bu olayla birlikte...
Bundan ta 81 yıl önce kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanıyan başta Atatürk olmak üzere Cumhuriyet’in tüm kurucu babaları, Suudi Arabistan’a çok sağlam bir kapak takmış oldular.

 

*

 

81 yıl öncesinden gelen bu muazzam kapak, Suudi yöneticilerine hayırlı uğurlu olsun.

 

Haberin Devamı

Bilal Erdoğan’ın beş restoranı

 


Sur deyip de geçme

 

 

TERÖRİSTLERİN eşsiz katkılarıyla 15 gündür resmen “kapalı kent” haline getirilen Diyarbakır’ın Sur ilçesi, Kürt kentlerinin kalbidir.

 

*

 

-O Sur ki... İçinde Diyarbakır’a her gidenin ilk uğrak yeri olan tarihi Hasanpaşa Hanı’nı barındırır.
-O Sur ki... İçinde İstanbul’dan gelen entellerin en az sekiz saat geçirdikleri tarihi Sülüklü Han’ı barındırır.
-O Sur ki... İçinde Şahismail Bedirhanoğlu’nun yeni açtığı gıcır mı gıcır muhteşem Liluz Oteli’ni barındırır.
-O Sur ki... İçinde çatışmaların ortasında kalarak yanıp tutuşan tarihi Paşa Hamamı’nı barındırır.
-O Sur ki... İçinde acımasızca yakıp yıkılan tarihi Kurşunlu Cami’yi barındırır.

 

*

 

Haberin Devamı

Kısacası...
Sur deyip de geçme.
Sur, dar sokakları, otantik çarşıları, küçük pazarları, özgün yapılarıyla her köşesi tarih kokan bir yerdir.
Ve Sur devre dışı kaldığında... Diyarbakır devre dışı kalır.

 

*

 

Özyönetim saçmalıklarıyla, hendeklerle, amaçsız ve hedefsiz şiddetle, kör terörle...
İnsanlık, huzur, barış yok edildiği gibi...
Bir büyük uygarlık da yok edilmektedir.

 


Rus krizi nereye gider?

 


PROF. Nadir Devlet ve emekli Büyükelçi Uluç Özülker’den aldığım bilgileri aktarıyorum:

 

*

 

-Doğalgazın kesilmesi hayal... Böyle bir şey olmaz.
-Rus turistlerin Putin’e rağmen Türkiye’ye gelmesi imkânsız.
-Gerilim giderek yumuşar ama asla eskisi gibi olmaz.
-Müteahhitlik hizmetlerinde alınan ihaleler devam eder ama yenileri gelmez.
-Tarım ürünleri ihracatında sıkıntı olur.
-Rus ambargosundan Türkiye etkilenir ama Rusya da etkilenir.
-Rusya’da yaşayan Türkler için çok zorlu bir süreç söz konusu olacaktır.

Yazarın Tüm Yazıları