Beşinci parti için beş madde

Herkes, “Beşinci parti nereden ve nasıl çıkar” diye soruyor. Bu önemli soruya beş madde ile yanıt veriyorum:

*

-BİR: Eğer beşinci parti çıkacaksa... Muhakkak ki bir biçimde AK Parti içinden çıkacaktır.

*

-İKİ: AK Parti içinden böyle bir partinin çıkabilmesi için AK Parti’nin seçimden azıcık zayıflayarak çıkması şarttır.

*

-ÜÇ: Bir zayıflama söz konusu olursa... “Bu parti bizim kurduğumuz parti olmaktan çıktı, bir Tayyip Erdoğan partisi oldu” diyerek partinin bazı kurucularının da içinde yer aldığı yeni bir partinin doğma ihtimali güç kazanır.
-DÖRT: Kendisini merkezde, sağda konumlayacak olan böyle bir parti “muhafazakâr demokrat” bir kimlikle ortaya çıkacaktır.

*

-BEŞ: AK Parti’de kendisine adım bile attırılmayacağını gören Abdullah Gül, 1 Kasım seçiminin ardından böyle bir partinin kuruluşunu gerçekleştirmek için kolları sıvayabilir.

ART NİYETLİLER İÇİN BİR NOT: Yukarıda yazılanlar bir temenniyi değil bir analizi yansıtmaktadır. Yoksa beşinci parti çıkmış, çıkmamış... Zerre kadar bile umurumda değildir.

Öyle yağma yok

-SİZ masada otururken... Terör örgütü lideri hakkında “Öcalan çok cici adam” diyeceksiniz... Ve hakkınızda tek bir kovuşturma bile açılmayacak.
-Ama siz masayı devirdiğinizde... Biri çıkıp “PKK terör örgütü değil” dediğinde... Adama hayatı dar edeceksiniz.
YOK ÖYLE YAĞMA!

*

-Siz masada otururken... Size en yakın gazetede “PKK terör örgütü değildir, Apo da şiddet kullanan ulusalcı bir politikacıdır” yazacak... Ve hiç kimse “İşte bu terör propagandası” demeyecek.
-Ama siz masayı devirdiğinizde... Bir televizyon kanalında bir konuk “PKK terör örgütü değildir” diyecek... Üstelik bütün konuklar, o konuğa şiddetle itiraz edecek... Ve siz “Bu kanalda terör propagandası yapılıyor” diye ter ter tepineceksiniz.
YOK ÖYLE YAĞMA!

*

-Siz masada otururken... Öcalan güzellemeleri yapılacak... Kandil’e heyetler gönderilecek... “Ben de olsam dağa çıkardım” diye açıklamalar yapılacak... İmralı’dan alınan beyanlar meydanlarda okunacak...
-Ama siz masayı
devirdiğinizde... Öcalan denemeyecek... Kandil denemeyecek... Dağ denemeyecek... İmralı denemeyecek... Diyen “terörist” olacak... Diyen tehdit edilecek... Diyene mavi gökyüzü dar edilecek...
YOK ÖYLE YAĞMA!

28 Şubat 1997, 20 Ekim 2015

BU iki tarih arasında şöyle bir benzerlik var:

*

28 ŞUBAT 1997’DE...
Televizyonda sunuculuğunu yaptığım programda bir konuk, “Hâkimlerin askerden brifing alması, yargı bağımsızlığına aykırıdır” dediği için...
Diyen kişiyle birlikte hakkımda dava açılmış, Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanmıştım.

*

20 EKİM 2015’TE...
Televizyonda sunuculuğunu yaptığım programda bir konuk, “Ben PKK’nın terör örgütü olduğunu düşünmüyorum” dediği için...
Diyen kişiyle birlikte hakkımda soruşturma açıldı ve ne olacağını bekliyorum.

*

Benim açımdan değişen pek bir şey yok yani.

Bari iki dakika delikanlı ol be adam

“KÖŞE yazısı” adı altında ölüm tehditleri yazarken pervasız ve korkusuzdun.
Atıyordun, tutuyordun.
-“Seni sinek gibi ezeriz” diyordun.
-“Yaşıyorsan merhametimizden yaşıyorsun” diyordun.

*

Ama “şüpheli” sıfatıyla savcılığa ifadeye çağırılınca...
“Kıvır da kıvır” yapmışsın.
-“Ben aslında ironi yapmıştım, mecaz yapmıştım” diye ağlaşmalar...
-“Ben kimim ki sinek gibi ezeceğim” demeye getiren acındırmalar...
-“Ben Ahmet Hakan’la eskiden sohbet ederdim” diye palavra sıkmalar...
Falan...

Savcılığa çekilince iki dakika bile delikanlı olamadın!
“Ben adamı sinek gibi ezerim” diyemedin.
Yuh sana!

*

Bak Tahir Elçi’ye...
Hakkında yakalama kararı çıkardılar, az kalsın tutuklayıp kodese tıkacaklardı.
Ne yaptı? Aslanlar gibi “İsterseniz kellemi kesin, ben dönmezem sözümden” dedi.

*

Madem “Sinek gibi ezerim” diye yazıyorsun... Bari iki dakika yazdığının arkasında dur be adam!
Madem kıvır kıvır kıvıracaksın... Ne diye “Sinek gibi ezerim” diye heyheyleniyorsun be adam!

*

Buradan herkese sesleniyorum:
Bu “Sinek gibi ezeriz” diyen şahsın tehditlerine, hakaretlerine, şantajlarına sakın prim vermeyin.
-Bu adam bırakın sinek gibi ezmeyi, sinek kadar bile rahatsızlık veremez.
-Bu adam savcının karşısında ifade verirken bile tir tir titreyen bir korkaktır.
Bu korkak adamı dikkate almayın, bu tırsak adamı yok sayın, bu kıvrak adamı görmeyin, bu dansöz adamı korkaklığıyla baş başa bırakın.
Mesela ben, bundan sonra hep öyle yapacağım.

Savcılara ‘Fethullahçı terörist’ dedi

SAVCILAR, “İstesek sinek gibi ezeriz” diye yazan adamın ifadesini aldılar.
Nihayet!
Peki o ne yaptı?
İfadesinin alındığı gün, köşesinde şunu yazdı:
“Ahmet Hakan, Fetullahçı terörist kimliğe sahip savcıları bana azmettirmeye çalışıyor.”
Ey savcılar!
Düne kadar “Fethullah Hoca hepimizin yüzünü ak ediyor” diye yazılar döşeyen ve bugün size “Fethullahçı terörist” diye kara çalan bu korkağı hemen ifadeye çağırın.
Göreceksiniz anında tornistan edip “Ben ironi ve mecaz yapmıştım” diyecektir.