Paylaş
Meğer Macaristan’da iktidarı devirmek için tam altı parti bir araya gelmiş.
Beş değil...
Yedi değil...
Altı, altı, altı.
*
Onlar da bizimkiler gibi altılı bir masada ayda bir kez buluşup bir araya geliyorlar mıydı acaba?
Bilmiyorum.
*
Macaristan’daki bu altılı muhalefet bloku, yapılan son seçimde fena halde yenilmiş.
Mevcut Orban iktidarı, seçimde bu altılı yapıyı fena halde ezmiş.
*
Buradan yola çıkarak...
“Türkiye’de de aynısı olacak” denemez tabii ki.
İki ülkenin ekonomik, sosyal, toplumsal, tarihi birçok farklılıkları var.
“Orada yenildiler, burada da yenilirler” diye bir hüküm verilemez.
*
Ama size bir şey söyleyeyim mi?
*
Eğer Macaristan’daki bu altılı muhalefet, Orban iktidarını seçimde devirmeyi başarsaydı...
Bizim muhalefet, iki ülke arasındaki tüm farklılıkları sıfıra indirerek bayram ederdi.
*
Mesela CHP medyası...
“Macaristan tamam, sıra Türkiye’de” diye manşetler fırlatırdı üstümüze.
*
Mesela Kılıçdaroğlu...
“Biz boşuna mı altı partiyi bir araya getirdik, bütün sihir altıda” derdi.
*
Mesela Akşener...
Macaristan ve altılı kafiyeli destansı bir şiir okurdu partisinin grup toplantısında.
*
Mesela Davutoğlu...
Macaristan’ın stratejik derinlikli altılısı üzerine akademik bir tez geliştirirdi.
*
Mesela Babacan...
“Macaristan başardıysa biz niye başarmayalım?” diye güler yüzlü nutuklar atardı.
*
Gültekin Uysal Bey, bütün bunları gördükten sonra...
“Bana bir şey bırakmadılar” diye susardı.
*
Diyelim ki bunların hiçbiri olmadı.
Ayşenur ablanın ağzı kulaklarında olurdu.
Bunun için bire on bahse girebilirim.
ALTI MUHALEFET PARTİSİNİN BİRLEŞMESİNİN BEŞ AÇMAZI
- BİR: İktidara geldiklerinde hepsi ayrı telden çalacakmış izlenimi verirler. Bu da ahaliyi ürkütür.
*
- İKİ: Küçük müttefikler ile büyük müttefikler aynı oranda mı söz sahibi olacak? Bu soru akıllara takılır.
*
- ÜÇ: “Sırf yenmek için altısı bir araya geldi” imajı doğar. Bu da biraz tatsız bir hava yaratır.
*
- DÖRT: Dünyada güçlü liderlere eğilim var. Altılı birliktelik, bu eğilime ters bulunabilir.
*
- BEŞ: Altı egolu şahsın, arıza çıkarmadan uzun süreli birlikteliği götürmesi güçtür. Bu da fark edilir.
CEMAL SÜREYA GERÇEKTEN ÇOK ENTERESAN BİR ADAMMIŞ
İHSAN Yılmaz’ın dünkü yazısından öğrendim.
Cemal Süreya, Osman Bölükbaşı’nın miting meydanlarında yaptığı konuşmalara bayılırmış.
Mitinglere gider, onun konuşmalarını dinlermiş.
*
Dünyanın en iyi portre yazarı olmak... İyi şair olmak... Artistik metinlere imza atmak... Süper günlükler tutmak...
Bunlar için sanırım, enteresan olmak birinci şart.
Ve Cemal Süreya, gerçekten çok enteresan bir adammış.
ORUÇLA İLGİLİ BİR SAPTAMAM VAR
BU yıl sosyal medyada oruçlu bir insanın hangi ahlaki kurallara uyması gerektiği konusunda uyarılarda bulunan kişilerin büyük çoğunluğu...
Oruç tutmayanlar.
*
Oruç tutmayanların, oruç tutanlara...
Oruç üzerinden fazilet dersleri vermesi...
Bana biraz tuhaf geldi.
ATATÜRK SÖMÜRÜSÜNÜN MİZAHI
STAND-UP yapan genç bir çocuğun videosuna rastladım.
*
Halk TV’de yapılan Atatürklü malzeme satışlarıyla fena halde kafasını buluyordu.
Bunu yaparken de Atatürk’ün “Türk milleti çalışkandır, Türk milleti zekidir” sözlerinin taklidini yapıyordu.
*
Ama Atatürk’e saygısını vurgulamayı da asla ihmal etmiyordu.
*
Buna bozulanlar çıkmış.
Atatürk’ün taklidini yapıyor, Atatürk’le dalga geçiyor falan diye.
*
Çocuğun yaptığı, Atatürk üzerinden sömürü yapmanın mizahıdır.
Dağılın.
AJDA PEKKAN VE MARMARAY
BELEDİYE otobüsüne hiç binmemiş Ajda Pekkan.
Marmaray’ı da merak ediyormuş.
*
Bazıları çok şaşırdılar bu bilgilere.
*
Şöhretin öyle bir basamağı vardır ki...
O basamakta birçok şeyi yapmanız mümkün değildir.
*
Mesela şöhretin İbrahim Tatlıses basamağı... Mesela şöhretin Cem Yılmaz basamağı... Mesela şöhretin Türkan Şoray basamağı...
Bu basamaklar, öyle kolay basamaklar değildir. Acayip kısıtlamalar getirir.
*
Ajda Pekkan’ın şöhreti de bu kapsamda değerlendirilmelidir diye düşünüyorum.
Paylaş