Paylaş
*
Ben de bu çabaya mütevazı bir katkı sunmaya çalışacağım.
İşte benim saptayabildiğim ortak değerlerimiz:
*
- AŞK: Farklı bir aşk anlayışımız vardır. Ertuğrul Özkök bile aşk söz konusu olduğunda “Geberiyorum aşktan” der.
*
- KAVUŞMA: “Aşk nedir” diye sorarlar, “Seversin, kavuşamazsın, aşk olur” diye cevap veririz. Kavuşmayı hor görürüz.
*
- ORTAK DİZE: Hepimiz ama hepimiz “Lambada titreyen alev üşüyor” dizesine meftunuzdur.
*
- KEMAL SUNAL: İster solcu olalım, ister İslamcı, ister milliyetçi, isterse apolitik... Hepimiz Kemal Sunal’a güleriz...
*
- YARDIMSEVERLİK: Biri adres mi sordu? Bilmesek de tarif ederiz o adresi...
*
- TÜRKÜ: Her Türk’ün dönüp dolaşıp geleceği yer Neşet Ertaş türküleridir.
*
- KİRVE: Başka hiçbir millette yoktur elin adamını baba yarısı yapan kirvelik müessesesi...
*
- ESPRİ: Espri duygusuna sahip olup olmadığımız hiç önemli değildir, büyük bir özgüvenle patlatırız espriyi.
*
- NERELİSİN: Doğduğumuz topraklardadır gözümüz. Bunca hemşeri derneğinin başka nasıl bir açıklaması olabilir ki?
*
- EĞLENCE: Her şeyden ama her şeyden bir eğlence çıkarırız. Başka hiçbir dilde yoktur “cenazeye mi geldik yahu” sözü!
*
- ALAY: Başkalarıyla değil kendimizle alay ederiz ve çok da iyi ederiz.
*
- KAPTIRMA: Filmlere öyle bir kaptırırız ki kendimizi... Kötü adamı oynayan oyuncuyu yuhalarız, hatta döveriz.
*
- BECERİ: Hangi ideolojik görüşe sahip olursak olalım hepimiz dönerle ayranı aynı anda bitirme becerisine sahibiz.
*
- TAVLA: Hep yenildiğimiz halde hep yendiğimizi sanırız.
*
- MERHAMET: Son ama en son tahlilde hepimizde az çok vardır merhamet.
*
- HALAY: Düğünde de çekeriz bunu, protestoda da...
*
- EMPATİ: Çok kolay empati yaparız. Mesela biri çıkıp da “Aynısını senin anana bacına yapsalar” dedi mi... Şak diye dururuz.
*
- YEMEN TÜRKÜSÜ: En koyu dindarımızdan en koyu ateistimize kadar hepimiz “Ah o Yemen’dir” diye başlayan türküye anında eşlik ederiz.
*
- TEKNOLOJİ: Hiçbir buluşumuz yoktur ama çok iyi kullanırız şu teknoloji denilen mereti.
*
- PRATİKLİK: Başka ulusların sayfalar dolusu kılavuzlarla boğuşarak çözebildikleri bir makineyi, şöyle bir bakıp iki dakikada çözeriz.
YUSUF KAPLAN’IN TEMEL SORUNU
YENİ Şafak yazarı Yusuf Kaplan, amansız bir Fetullah ve Kemalizm düşmanı olarak beliriyor son günlerde.
*
O kadar ki...
Fetullahçılık ile Kemalizm’i aynı potada eritmeye çalışıyor ve “Gülenizm, Kemalizm’in çocuğudur” falan türü çok iddialı analizler patlatıyor.
*
Oysa aynı Yusuf Kaplan, bir zamanlar şu türden analizler patlatıyordu:
“Fethullah Gülen Hocaefendi ve onun samimi, ihlaslı, dur durak demeden ülke ülke koşan talebeleri, bu ülkenin emniyet supabıdır.”
*
Bir insan değişebilir. Gerçeği görebilir. Farklı düşünmeye başlayabilir. Aldatıldığına inanabilir. “Kandırıldım” diyebilir.
Bunların hepsi normaldir.
Hepsi insana dairdir.
*
Yeter ki...
“Ben kısa süre öncesine kadar çok ama çok yanlış analizler yapmış, okurlarımı çok hatalı bir şekilde yönlendirmiş, büyük laflar etmiş bir adamım. Ama artık akıllandım. Artık büyük laflar etmeyeceğim, büyük ahkâmlar kesmeyeceğim, iddialı saptamalar yapmayacağım” desin, demeyi bilsin.
ÜÇ FİLM, ÜÇÜ DE BİRBİRİNDEN BERBAT
- BEN-HUR: Taha Akyol’a sonsuz katılıyorum: 1959 yapımı Ben-Hur’da samimiyet vardı, ihlas vardı, adanmışlık vardı... Yenisinde ise içi boşaltılmış bir teknolojik gösteri var. 1959 yapımı Ben-Hur’un tiryakisi olanlara sesleniyorum: Gitmeyin bu filme... Küfür etmekten helak olursunuz.
*
- TARZAN: Kardeşim basitçe ve eğlenceli bir şekilde anlatsana bize Tarzan denilen olguyu... Ne kasıyorsun? Ne diye işi Afrika sömürgeciliği bağlamına oturtup sıkıcı bir tarih dersine çevirmeye kalkışıyorsun? Bıraksan da Tarzan ağaçlar arasında uçsa, Jane’le hiç de karmaşık olmayan bir aşk yaşasa, ormanın derinliklerinde meşhur haykırışını yankılandırsa... Nedir yani?
*
- KAN BAĞI: “B sınıfı” aksiyonların bile kendine özgü bir çekiciliği varken bu film, hakikaten iticilikte bir zirve... Aksiyon sahneleri zayıf, diyaloglar feci, mesajlar zorlama, konu arkaik... Enteresan tek bir tarafı var: Filmin başında ak düşmüş sakallarıyla bayağı bir karizma haline gelmiş Mel Gibson abimiz, filmin sonuna doğru tıraş olunca karizmasını gülünç derecede yerlere çalıyor.
İLBER HOCA TORUNUNUN ADIYLA NASIL KAFA BULDU
İLBER Ortaylı ile enfes bir bayram sohbeti yaptık.
- Haşhaşiler üzerine konuştuk.
- Cahillik üzerine konuştuk.
- Eski bayramlardan söz ettik.
- Kurban kesimine karşı çıkanlara laf soktuk.
Falan...
*
Bu arada İlber Hoca’nın henüz bir yaşına basan torunu varmış.
Hemen adını sordum:
“Ali Deniz” dedi.
Ardından da espriyi patlattı:
“Bu isimle ileride Tunceli’den milletvekili olabilir.”
Kendi koymamış torununun adını...
“Peki siz çocuğunuza ne isim vermiştiniz?” diye sorunca da...
Gururla “Tuna” dedi.
*
İlber Hoca ile yaptığımız bayram sohbeti, bu akşam saat 21.00’de Tarafsız Bölge’de.
İSHAK ALATON
İSHAK Alaton vefat etmiş.
Gerçekten enteresan, gerçekten sıra dışı, gerçekten esprisi kuvvetli, gerçekten zeki, gerçekten üretken, gerçekten değişik bir işadamıydı.
*
Birkaç yıl önce...
“Galiba Adam Smith öldü. Çözüm için belki de insanlığın Karl Marx’ı yeniden keşfetmesi gerekiyor” demişti de kıyamet kopmuştu.
*
Nur içinde yatsın.
GAZETELERE ÖNERİ
HEMEN “KHK mağdurlarının köşesi” diye bir bölüm açın.
Tirajınızın ikiye katlanması garantidir.
Paylaş