Paylaş
Başbakan Tayyip Erdoğan, son dönemde bir gelenek başlattı:
Önce duracağı yeri, Türk bayrağına bakarak buluyor...
Sonra eğiliyor, yerdeki bayrağı büyük bir saygıyla alıyor ve katlayıp ceketinin iç cebine yerleştiriyor.
Bu olay, necip Türk basını tarafından “Bayrağımızı yerde bırakmadı” türünden millici başlıklarla taltif ediliyor.
En son Pittsburgh’taki G-20 Zirvesi’nde de gelenek değişmedi...
Erdoğan yine Türk bayrağını yerden alıp cebine yerleştirdi...
Şöyle bir bakıyorum:
Ne Mehmet Altan, ne Ahmet Altan, ne Etyen Mahcupyan, ne Hasan Cemal, hatta ne de Baskın Oran, bu çocuksu ihtiram hareketine tek bir çift laf etmiyorlar / etmediler...
Hiçbiri çıkıp da...
“Bayrağa sahip çıkmak, fert başına düşen gayri safi milli hasılatı bilmem şu kadara çıkarmaktır... Sen ülkeni Obama’nın ülkesi kadar kalkındır da varsın bayrak yerde kalsın” türünden liberal tezleri haykırmıyor.
Oysa...
Devlet Bahçeli
Başbakan olsa idi...
Ve bu hareketi yapsaydı...
Ne makaleler attırırlardı, değil mi?
Mahsun’a destek farz mı, vacip mi
Mahsun Kırmızıgül’ün “Güneşi Gördüm” filmi Oscar aday adayı oldu ya...
Mahsun kardeşimiz, “Bırakalım ayrılıkları gayrılıkları... Hep birlikte filme destek olalım... Ülkemizin adını yükseltelim... Şimdi konuşma zamanı değil...” demeye başladı...
Hiç kimse söylemiyor, bari ben Mahsun kardeşime söyleyeyim:
“Sevgili Mahsun... Dünyada artık bu işler bu şekilde yürümüyor... ‘Ülkemizi temsil ediyor’ diye kimse senin filmine koltuk çıkmak zorunda değil... Düşünsene: Nuri Bilge, Cannes’da büyük ödülü alırken hangimizden destek istedi ki... Hem senin filmin adam gibi film ise, bütün Türkiye el birliğiyle yerden yere vursa kaç yazar... Sevgili Mahsun, istersen biraz bunlar üzerine kafa yor... Olur mu?”
Haftanın en komik beş’i
BİR: “Kevin Costner da Kürt açılımını destekliyor” açıklamasıyla AK Parti Genel Başkan Yardımcısı EDİBE SÖZEN
İKİ: Lafı “Ülkemizi Avrupa’ya şikâyet etmeyin” demeye getiren Avrupa Birliği Baş Müzakerecisi EGEMEN BAĞIŞ
ÜÇ: Genelkurmay Başkanlığı’na “Sizin kurumda darbe marbe planlayan oldu mu?” diye sorma kararı alan ERGENEKON YARGICI
DÖRT: Kürt açılımı konusunda yaptığı siyasal yorumda, “Bana eskiden kıro demişlerdi” saptamasını yapan NİHAT DOĞAN
BEŞ: Cem Uzan’ın partisinden milletvekili olmak için dünya nimetlerinden bir ay süreyle uzak kalan, ancak şimdi Tayyip Erdoğan’a yanaşan İBRAHİM TATLISES
Dizisi çekilecek romanlar
OĞLUM OSMAN
Raif Cilasun’un anlattığı bir ihtida hikâyesi... Herkesin bir biçimde hidayete erdiği bir dünya... “Konjonktür hazretleri”ne gayet uygun yani... Sanırım başrol için Yaşar Alptekin, biçilmiş kaftandır... Samanyolu Televizyonu hemen harekete geçmelidir.
ÜÇ İSTANBUL
Mithat Cemal Kuntay’ın İstanbul’un yakın tarihindeki kargaşaları anlattığı romanı... İçinde politika var, aşk var, ihanet var... Seks bile var... Geçmiş dönemde TRT, dizisini çekmişti... Eğer yeniden çekilecekse tek bir dileğim var: TRT’nin çektiği dizide Burçin Oraloğlu’nun oynadığı Adnan Bey karakterini Halit Ergenç oynamasın da kim oynarsa oynasın...
İNCE MEMED
Vaktiyle Peter Ustinov, hayli oryantalist bir yaklaşımla berbat etmişti güzelim “İnce Memed”imizi... Telafi etmenin tam zamanıdır... Türküsü de hazır... Grup Yorum söylesin: “Çakmağı yandıran kavdır / Demiri dövdüren tavdır / Dayan İnce Memed / Şimdi direnecek çağdır...”
KÖYÜN KAMBURU
Kırsal cinselliği açısından “Hanımın Çiftliği” yanına bile yaklaşamaz... Köy denilen yerin ne rezil bir yer olduğunu gösteren harika bir dizi çıkar bu kitaptan... Madem son zamanlarda rol için kılıktan kılığa girmeye başladı, o halde “Kambur” rolü için Kadir İnanır olamaz mı?
KOMÜNİST İMAM
Hasan Kıyafet’in erken dönem “Müslüman - sol” tezini işlediği naif romanından hayli enteresan bir dizi çıkar çıkmasına da, hangi televizyon gösterir böyle bir diziyi bilmem... Senaryosunu Sırrı Süreyya yazsın, başrolü ise Berhan Şimşek’e verelim...
Paylaş