Baykal’a dostça uyarı: Akif’ten ekmek çıkmaz

Bu soruya hayli iddialı kaçacağını bilerek şu yanıtı veriyorum:

‘Hayır. Bırakın okumayı şöyle bir karıştırmamıştır bile.’

Çünkü:

Eğer karıştırsaydı: Mehmet Akif’in 20. yüzyılın başında ortaya çıkan ‘İslamcılık’ akımının en önemli isimlerinden biri olduğunu fark ederdi.

Eğer karıştırsaydı: Mehmet Akif’in eserlerinde ‘fikri kavmiyet’, yani ‘ırkçılık’ karşıtı bir tutum izlediğini görürdü.

Eğer karıştırsaydı: Mehmet Akif’in yüzyılın başında ortaya çıkan bunalımlara tek çare olarak İslamcılığı gösterdiğini anlardı.

Eğer karıştırsaydı: Mehmet Akif’in Türk’ün Kürt’e, Arap’ın Çerkez’e hiçbir üstünlüğü olmadığını savunduğunu ve ‘din çimentosu’na bel bağladığını yakalardı.

Demek istediğim şudur:

Baykal, Safahat’ı bilmemektedir.

Bu yüzden Başbakan Erdoğan’a, ‘Mehmet Akif gibi Türk ol’ diye seslenebilmekte ve Erdoğan’ın eline hayli kullanışlı bir ‘koz’ vermektedir.

***

Madem ki Baykal ile dostuz...

O halde bu ‘gönül’, onun köşeye sıkışmasına razı olamaz.

İşte sırf bu yüzden kendisine ‘bedelsiz’ bir danışmanlık hizmeti sunmak isterim.

İşte Baykal için Safahat’tan seçtiğim küçük bir ‘okuma parçası’...

Şöyle diyor Akif:

‘Hani milliyetin İslam idi... Kavmiyet ne / Sımsıkı sarılıp dursaydın ya milliyetine / ‘Arnavutluk’ ne demek var mı şeriatta yeri? / Küfür olur başka değil, kavmini sürmek ileri / Arap’ın Türk’e, Laz’ın Çerkez’e yahut Kürt’e / Acem’in Çinli’ye rüchanı mı varmış ne gezer / Fikri kavmiyeti telin ediyor Peygamber’.

(Not: Baykal için değil ama ‘genç kuşaklar’ için küçük bir sözlük: Rüchan: Üstünlük, Fikri kavmiyet: Irkçılık).

Demek ki neymiş:

Mehmet Akif alt kimlikleri yan yana sıralayıp, Türklük dahil, hiçbirinin bir diğerine üstün olmadığını ve birleştirici unsurun ‘din’ olduğunu savunuyormuş.

Erdoğan da aşağı yukarı böyle bir şey söylemiyor muydu?

Şaşırmayalım:

Zaten ‘Mehmet Akif’ dendiğinde aklımıza onun inanmışlığı gelmez mi?

Ne demiş Názım Hikmet:

‘Akif, inanmış adam...’

***

Sakın aldatıcı olmasın:

Mehmet Akif, eserlerinde tabi ki ‘millet’ vurgusu yapar.

Ama onun ‘millet’ten anladığı ‘Türk milleti’ değildir.

Millet derken daha çok ‘İslam milleti’ni esas alır.

Esaslı bir incelemeye tabi tutulduğunda görülecektir ki:

‘Koca’ Safahat’ın sadece birkaç bölümünde ‘Türk’ sözcüğü yer almaktadır.

Sadece şu kadarını söyleyelim:

Safahat’ta yer alan en ‘Türkçü’ şiirin ilk dizesinde Akif, Baykal’ın iddiasını destekler gibi şöyle demektedir:

‘Türk eriyiz, silsilemiz kahraman.’

Ama bu dizenin ardından ikinci dize gelir:

‘Müslümanız, Hakka tapan Müslüman.’

***

Yani demem odur ki:

Baykal, Başbakan Erdoğan’ın açtığı ‘alt kimlik-üst kimlik’ tartışmasından rahatsız olabilir.

Hepimizin ‘Türk Milleti’ içinde değerlendirilmemizi savunabilir.

Kürt’ün, Arnavut’un, Gürcü’nün ‘Türk Milleti’nin bir parçası olduğunu düşünebilir.

Bütün bunlara eyvallah!

Ancak, bu görüşlerini desteklemek için Mehmet Akif’i yardıma çağırması yanlıştır.

Üzgünüm.

Zira Baykal’a, Akif’ten ekmek çıkmaz.