Paylaş
Çarşamba Sohbetleri için geçen gün “Türkiye Muhafazakârlaşmıyor” tezini ortaya atan bir akademisyenle konuşmuştum. Ama önce Dağlıca’dan kara haber geldi, ardından da Iğdır’dan... Yüreklerimiz yanıyor. Böyle bir günde Türkiye’nin muhafazakârlaşıp muhafazakârlaşmamasının zerre kadar önemi olmaz. Tek gündemimiz var artık: Şehitlerimiz. Kısacası bu hafta Çarşamba Sohbetleri yok.
OTURMUŞLAR, makale falan döşeniyorlar.
Hem de sayısız makale.
Diyorlar ki:
“Bu memlekette Erdoğan düşmanlığı gözleri kör etti. Erdoğan nefretinden gözler dönmüş.”
*
Doğrudur.
Bu memlekette bir Erdoğan düşmanlığı, bir Erdoğan nefreti var, gözleri kör eden, akılları uçuran.
*
Ama en az onun kadar dikkat çekici bir düşmanlık daha var:
Hürriyet düşmanlığı.
*
İşlerini, güçlerini bırakmışlar.
Her gün gazetelerinden manşetlerle, haberlerle, makalelerle Hürriyet’e hücum ediyorlar.
Her gün ekranlarından sövgülerle, tehditlerle, hedef göstermelerle Hürriyet’e saldırıyorlar.
Öyle azılı bir Hürriyet düşmanlığıdır ki bu...
Gözleri kör olmuş, akılları gitmiş, izanları kaybolmuş.
*
Düşünün:
-Iğdır’dan 13, Tunceli’den
1 şehit haberi gelmiş.
-Memleket isyanda. Memleket yasta. Memleket ağlıyor.
-Ateş düştüğü yeri yakmış, aslan gibi gençler can vermiş.
İşte tam bu dakikalarda...
Ethem denilen şahsın televizyon kanalında...
Hımhım ile burunsuz iki tip oturmuş Hürriyet’i konuşuyor, Aydın Doğan’ı, Ahmet Hakan’ı falan konuşuyor.
Hem de en aşağılık iftiralar, en korkunç saptırmalar, en mide bulandırıcı kışkırtmalar, en düzeysiz yalanlarla...
*
Adamların Hürriyet düşmanlığı ve nefreti,
üzerine makaleler döşedikleri o meşhur Erdoğan düşmanlığı ve nefretini fersah fersah geçmiş durumda.
*
Erdoğan nefretine ve düşmanlığına duçar olanlara denildiği gibi...
Bunlara da söylenecek tek bir şey var:
Gidin tedavi olun, rehabilite olun kardeşim. Yoksa bu nefret sizi yok edip tüketecek.
Ve ‘sünnetsiz’ defteri de açıldı
BURHAN Kuzu hocamız demiş ki:
“PKK’lı teröristlerin alayı sünnetsiz... Kürt kardeşim seni kandırıyorlar.”
*
İyi de Burhan Kuzu Hocamız...
Senin dediğin gibi değilse...
Yani PKK’lı teröristlerin alayı sünnetliyse...
Ne olacak?
O zaman Kürt kardeşlerimiz kandırılmamış mı olacak?
*
Burhan Hocam...
Sen biraz dinlen, bir tatile falan çık istersen.
Bu millete cevap borcunuz var
VERİN şu soruların yanıtını...
Ödeyin borcunuzu:
*
-“Çözüm Süreci”nde kimler tarafından kandırıldınız?
*
-“Çözüm Süreci” boyunca terör örgütü bölgeye mühimmat yığarken sizin eliniz armut mu topluyordu?
*
-“Çözüm Süreci”ne yeniden başlayacak mısınız?
*
-Başlayacaksanız... Neyi bekliyorsunuz?
*
-İmralı’yı neden devreye sokmuyorsunuz?
Adam evladını vermiş be
ADAM aslan gibi evladını vermiş.
Sen onun bir sitemciğine bile katlanamıyorsun.
Nerede insaf?
*
Adam büyütüp asker ettiği oğlunu toprağa koymuş.
Sen ona “Bu çocuğum niye öldü” deme hakkı bile tanımıyorsun.
Nerede vicdan?
*
Adam ciğerparesini kaybetmiş.
Sen ona “Vatan sağ olsun” dışında herhangi bir cümleyi kurma hakkı vermiyorsun.
Nerede merhamet?
*
Adam öpmeye kıyamadığı yavrusunu vatan uğruna feda etmiş.
Sen onun haklı ya da haksız herhangi bir kelam etmesine bile fena halde bozuluyorsun?
Nerede ölçü?
Hadi oradan
ADAM milletvekili...
Gazeteye yönelik kapı pencere indiren eyleme liderlik yapmış.
Gazetenin kapısında veryansın ediyor.
“1 Kasım’dan sonra hepinizi buradan göndereceğiz” diye tehdit ediyor, “seçimden çıkan sonucu takmayacağız” iması yapıyor.
*
Biz de bu milletvekiline...
“Kardeşim bu yaptığın ayıptır, yakışmadı, sen nasıl milletvekilisin, sen kimi nereden gönderiyorsun, yavaş gel de saçın başın dağılmasın” falan diyerek nefsi müdafaa yapıyoruz.
Bunun hempaları ise yavuz hırsızın ev sahibini bastırması gibi “Milletvekilimizi linç ediyorlar” diye ağlaşıyorlar.
*
Hadi oradan be! Gidin işinize.
Al bu yedi maddeyi günde yedi vakit oku
-BİR: Kürtlere düşmanlık yapmamalıyız! Eğer yaparsak PKK’lıdan bile daha fazla PKK’lılık yapmış oluruz.
*
-İKİ: “HDP eşittir PKK” dememeliyiz! Eğer dersek... “6 milyona yakın PKK’lı var” demiş oluruz ki Allah muhafaza!
*
-ÜÇ: “6 milyon PKK’lı var derim, ne olacak” diye akılsızca laflar etmemeliyiz! Eğer edersek... Bütün memleketi uçuruma sürüklemiş oluruz.
*
-DÖRT: Galeyana gelmemeliyiz! Eğer galeyana gelirsek... Aklımızı yitirir, mantığımızı savuşturur ve her şeyi berbat etmiş oluruz.
*
-BEŞ: “Barış” diyene, “Çözüm” diyene, “Yeter artık” diyene çemkirmemeliyiz... Eğer çemkirirsek... Umut diye bir şey kalmaz elimizde.
*
-ALTI: Teröre en küçük bir müsamaha bile göstermemeliyiz. Eğer en küçük bir müsamaha gösterirsek... Cinayetlerin ortağı oluruz.
*
-YEDİ: “Neden şehit oluyorlar, ne oldu da böyle oldu” diyenleri susturmamalıyız. Eğer susturursak ve eleştirinin önünü kesersek... Daha büyük yanlışlar kaçınılmaz olur.
Paylaş