Başıma bir şey gelmeyecekse

BİR - Ergenekon soruşturmasının ikinci gözaltı dalgasının babalarından ATO Başkanı Sinan Aygün, "Atatürk’ü sevmekle suçlanıyorum" diye bir açıklama yapmış... Benim aklıma ise "Başıma bir iş gelmeyecekse Atatürk’ü sevmiyorum" diyen türbanlı kızımız geldi... İkisini bir arada düşündüğümde "Ne iş yahu? Atatürk’ü sevmek de suç, sevmemek de" şeklinde bir özet geçiyorum, başıma bir şey gelmeyecekse...

İKİ - Hani Cem Yılmaz’ın, "Vizontele" filminde "Zeki Müren de bizi görecek mi?" şeklinde sorduğu tarihi sorunun bir benzerini, "Abdurrahman Yalçınkaya da gözaltına alınacak mı?" diye sorabilir miyiz? Hadi diyelim ki sorduk... Başımıza bir iş gelir mi?

ÜÇ - "Sevgili günlük... Bugün de darbeyi yapamadık" şeklinde günlük tutan emekli Oramiral Özden Örnek Paşa gözaltına alınan paşalar arasında yer almadı... Başıma bir şey gelmeyecekse sormak istiyorum: Neden?

DÖRT - Gözaltına alınan iki paşadan biri olan Hurşit Tolon Paşa, Türk popüler kültür tarihine "Sezen Aksu’ya posta koyan paşa" olarak geçmişti... Sezen Aksu’nun bir 30 Ağustos günü Rumca şarkı söylemesine itiraz eden Hurşit Paşa, "30 Ağustos’ta Rumca şarkı söylemek terbiyesizliktir" demişti... Hurşit Paşa’nın en zor gününde bu vakayı anımsattığım için başıma bir şey gelir mi? Mesela bana en hafifinden "zalim" der misiniz?

BEŞ - Cumhuriyet Gazetesi’nin Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay’ın, her ne kadar acayip sekter görüşlere sahip olsa da, "fırlamalık yapan bir yeniyetme" tavrının yol açtığı sevimlilik nedeniyle "gözü dönmüş darbeci" olacağına zerre kadar inanmıyorum... İnanamıyorum... Bu inancımı korumak istiyorum, tabii başıma bir iş gelmeyecekse...

ALTI - Gözaltına alınanlar arasında yer alan Erol Mütercimler’in bir zamanlar Fethullah Gülen ekibine yakın durduğunu, hatta STV’de programlar yaptığını anımsatmak isterim... Tabii başıma bir şey gelmeyecekse...

YEDİ - Mehmet Altan abimiz bana "Ahmetçiğim, darbecilere karşı mücadele ve direnişte yumuşama olmaz" demeyecekse... Ve tabii başıma bir iş gelmeyecekse... Raconu şöyle kesiyorum: Ergenekon davasında bir yıldır iddianamenin ortaya çıkmamasını ve neyle suçlandıklarını bilmeyen insanların bir yıldır "mahpushane türküleri" söylemek durumunda kalmasını insani açıdan kabul edilemez buluyorum...

SEKİZ - Ergenekon soruşturmasında gözaltına alma saatinin birkaç saat ileri alınması, polisin ve savcının insafa gelmesi olarak mı yorumlanmalı? Yoksa "deve dişi gibi paşalara kıyak" olarak mı yorumlanmalı? Sorduğum için başıma bir iş gelir mi?

DOKUZ - Başbakan Tayyip Erdoğan’ın eski özel doktoru ve eski özel kalem müdürü Turan Çömez de hedefteymiş! Başıma bir iş gelmeyecekse sormak istiyorum: Turan Çömez, sorguda sırf gıcıklık olsun diye "Tayyip Erdoğan da Ergenekoncu’dur" dese, Erdoğan da gözaltına alınır mı?

ON - Bu memlekette "Paşalara dokunulmaz" tarzında bir yargının var olduğunu belirtsek ve dünkü "gözaltı dalgası" ile en azından bu yargının tepetaklak olduğunu yazsak... Başımıza bir iş gelir mi?

’Goralı’ tarihi için bir tavzih

ENGİN Ardıç geçen günkü yazısına şöyle girmiş:

"Sokak büfelerinde, kaşarlı, sucuklu ve sosislinin yanı sıra artık ’goralı’ tost ve sandviç de satıldığını biliyor musunuz? Eh, yakında muhallebicilerde ’Aroglu keşkül’ de başlar."

Ben ki bıçkınlık konusunda şu kadar acemiyim...

Buna karşın...

İstanbul’da entel delikanlılar ve kızlar arasında Taksim büfelerinin nasıl paylaşıldığını bilirim...

Hatta "Söyle bakalım Kızılkayacı mısın? Bambici misin?" diye sınava çekilmişliğim bile vardır...

Dolayısıyla...

"Goralı" denilen "sosisli sandviç"in, taa benim en dinci olduğum yıllardan beri, Taksim büfelerinin en baba seçenekleri arasında yer aldığının farkındayım...

Yani...

Cem Yılmaz, Leman dergisinde sabahladığı ve yırtmanın yollarını aradığı dönemlerde Taksim büfelerinde tıkındığı "goralı sandviç"ten kopya etmiştir "GORA" adını...

Sokakların tarihini benden daha iyi bildiğine emin olduğum Engin Ardıç, nasıl oldu da sokakların tarihi konusunda bu denli vahim bir hata yaptı acaba?

Vallahi şaşırdım...

MERAKLISINA NOT: Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Enis Berberoğlu, Hürriyet’in 26.09.2003 tarihli sayısında kaleme aldığı makalede dört başı mamur bir "goralı tarihi" çıkarmıştır... Dileyenler o makaleye bakabilir...
Yazarın Tüm Yazıları