Paylaş
Sözde tahminlerin kralı...
*
Soruyorsun:
“Seçimde ne olur?”
*
Cevap veriyor:
AK PARTİ: 39/46 bandında.
CHP: 25/33 bandında.
MHP: 16/21 bandında.
HDP: 8/12 bandında.
*
“Bandında... Bandında...” diye konuşan bu tür siyaset allamelerini...
39 ile 46 arasındaki devasa farkı fark ettirinceye kadar...
25 ile 35 arasındaki her şeyi tepetaklak ettirecek farkı fark ettirinceye kadar...
16 ile 21 arasındaki muazzam farkı fark ettirinceye kadar...
8 ile 12 arasındaki baraj farkını fark ettirinceye kadar...
Dövmek istiyorum.
AK Parti’ye çok acil bir mağduriyet lazım
BAŞÖRTÜSÜ: Çok şükür bu mesele çoktan çözüldü ve birkaç iflah olmaz marjinal dışında artık hiç kimse “başörtüsü”nü mesele etmiyor.
*
ASKER: Mağdur etmek bir yana... Adamlar mağdur oldular... Aylarca hapislerde çürüdüler... Sonunda sadece bir “pardon” işittiler.
*
MUHTIRA: Önümüzdeki haftalar içinde Necdet Özel Paşa’nın kafası atmaz ve gece vakti kaleme aldığı bildiriyi internete koymazsa... Bundan da mahrum kalınacak.
*
PARALEL: Ciddi bir tabanı yok. Devlet içindeki artıkları, artık sadece intihar dalışı yapabiliyor... Kafasını çıkaracak takati yok...
*
MUHALEFET BİRLEŞMESİ: Muhalefet partilerinin AK Parti’ye karşı birleşmesi söz konusu değil. “Hepsi bize karşı” edebiyatını destekleyecek bir durum yok. Bakınız: HDP/MHP çelişkisi... Bakınız: MHP/CHP uzaklığı.
*
ANTİ-ERDOĞAN DALGA: Muhalefet partileri Erdoğan karşıtı bir kampanya yürütmek yerine ekonomik vaatlere ağırlık veriyor. Yani “Hepsi Erdoğan’a karşı” diye bir mağduriyet çıkarılamaz.
*
DOLAR: Yükseliyor, düşüyor... Yükseliyor, düşüyor... Yani hain bir parmak, dolar kuruna basmıyor... Her şey olağan seyrinde...
*
LOBİLER: Eğer bol keseden vaatlerde bulunan muhalefet partilerine “vaat lobisi” denmeyecekse... En inanmış taraftarlarını bile ikna edecek herhangi bir lobiyi bulamayacak durumdalar.
*
Her seçime mağduriyetle giren AK Parti, ilk kez “mağduriyetsiz” bir seçime hazırlanıyor.
Galiba bugünlerde parti koridorları “Bize çabuk bir mağduriyet bulun vicdansızlar” diye inliyordur.
1 Mayıs’ta Taksim’i açtığınızda
2010’da Taksim, 1 Mayıs’a açılmıştı...
Ve siz de gazetelerinize manşetleri çakmıştınız:
“Tabu Yıkıldı” demişti Star.
“Katliamdan Şenliğe” demişti Türkiye.
“Taksim Dar Geldi” demişti Sabah.
“Tabu Yıkıldı” demişti Yeni Şafak.
*
Ne olurdu...
Şenlik devam etseydi, tabu yeniden diriltilmeseydi, Taksim dar gelseydi, yıkılan tabu yerin altında kalsaydı.
Ne olurdu?
10 bin polisle önlem olmak, TIR’lar dolusu bariyerlerle uğraşmak yerine...
Açsaydınız meydanı 1 Mayıs’a...
Ne olurdu?
Cumhurbaşkanı haklı: Ortada bir masa yok
CUMHURBAŞKANI Erdoğan şöyle demiş:
“Çözüm sürecinde karşı karşıya oturulan bir masa yok. Olması devletin çökmesi anlamına gelir. Çözüm sürecinde taraf yoktur. Devlet vardır.”
*
Cumhurbaşkanımız haklıdır.
Fotoğrafta da görüldüğü gibi...
Karşı karşıya oturulan bir masa yoktur.
Sehpa vardır.
O da masadan sayılmaz.
Muhabbette fon olarak kullanılabilecek filmler
RÜZGÂR Gibi Geçti...
Doktor Jivago...
Baba 1 ve Baba 2...
Neşeli Günler...
Çiçek Abbas...
Çok Şey Bilen Adam...
Yeni tanımlar
JAKUZİ: Diyanet İşleri Başkanı’nın da kullandığı bir dünya nimeti...
*
ASLİYE CEZA: Cemaat...
*SULH CEZA: Hükümet...
*
GONCA VUSLATERİ: Bu tarafın Tuğçe Kazaz’ı...
*
MAZOT: Her seçimde akla gelen bir akaryakıt türü.
*
BEATLES: Bilmemekle övünülen müzik grubu...
*
RESMİ UÇAK: Efkan Ala’nın en sevdiği ulaşım aracı...
*
SOYKIRIM: Yapmadığımızı kanıtlamaya çalışırken fazla sinirlenip yapacak hale geldiğimiz şey...
*
ALKIŞ: Tutmazsa kabağın Ali Taran’ın başına patlayacağı CHP propaganda unsuru...
*
MELİH GÖKÇEK: İktidarın Ankara belediye reisliğinden ziyade “Yakup Cemil” olarak kullandığı zat...
Paylaş