Bakan Hanım... Ne yapıyorsunuz?

Şunu görüyoruz:

Devletin bir bakanı olan Zehra Zümrüt Selçuk’un, Diyarbakır’da HDP’nin önünde bekleyen annelerin arasında boynu bükük şekilde oturduğunu görüyoruz.

*

Devletin bir bakanı...

Annelerin direnişine tabii ki destek verir, annelerin taleplerinin haklılığını tabii ki haykırır.

Hatta Diyarbakır’a gidip anneleri ziyaret de eder.

Hatta ve hatta annelere çiçek de verir.

*

Ama bir tek şeyi yapmaz, yapamaz:

HDP’nin önünde oturmaz, oturamaz!

*

Çünkü...

Anneler talep etme makamındadır ama Bakan Hanım öyle bir makamda değildir.

Anneler hesap sorma makamındadır ama Bakan Hanım öyle bir makamda değildir.

Anneler isyan etme makamındadır ama Bakan Hanım öyle bir makamda değildir.

*

Orada herkes oturur ama devlet oturmaz.

İki dakikalığına bile oturmaz.

Sembolik olarak bile oturmaz.

*

Bakan Hanım, keşke annelerin arasına oturmadan önce...

“Ben koca devletin koca bakanıyım... Çocukları zorla ya da gönüllü olarak dağa götürdüğü iddia edilen bir siyasi partinin il binasının önünde boynu bükük oturmam hiç yakışık almaz... Ayaküstü desteğimi bildirip gitmem en doğrusu” diye düşünseydi, düşünebilseydi.

AL SİLAHI DAĞA ÇIK O ZAMAN LEYLA GÜVEN

HDP Diyarbakır Milletvekili şöyle diyor:

“Kürt sorunu devam ettiği müddetçe gerillaya katılım da olacak, çatışmalar da olacak, savaş da”.

*

Sorunları siyaset içinde çözmek için halktan oy almış bir milletvekili, siyaset yapacağına dağ için “gel gel” yapıyor.

Üstelik evlatlarını dağa kaptırmış anaların “Yeter artık!” diye feryat ettiği bir günde yapıyor bunu.

*

Güya siyaset yapacaklardı, güya çözüm üreteceklerdi, güya Türkiye partisi olacaklardı, güya dağı işlevsiz kılacaklardı.

İşte bakın geldikleri yere:

Dağı kutsuyorlar, teröristi meşrulaştırıyorlar, dağa çıkmayı normalleştiriyorlar, çatışmayı seçenek olarak sunuyorlar, savaşı olağan karşılıyorlar.

*

Leyla Güven’e sesleniyorum:

Madem kan kokan cümleler kurarak dağa çıkışları meşrulaştırıyorsun...

O halde al silahı kendin çık dağa...

Başkalarının çocuklarından ne istiyorsun?

KAMUOYU NE DİYOR?

ARAŞTIRMA işini düzgün yapan firmalardan OPTİMAR’ın araştırmasından iki çarpıcı sonuç:

*

1- KAYYIM MESELESİ

Diyarbakır, Van ve Mardin belediyelerine kayyım atanmasını nasıl karşılıyorsunuz?

Yüzde 54.8: Olumlu �- Yüzde 28.7: Olumsuz�- Yüzde 16.5: Cevap yok/Fikrim yok/Kararsızım

*

2- ANNELER OLAYI

Annelerin Diyarbakır HDP önünde yaptıkları oturma eylemini nasıl karşılıyorsunuz?

Yüzde 63.7: Destekliyorum.  

Yüzde 10.3 Provokasyon olabilir. (Diğer seçeneklerin yüzdelik dilimleri çok küçük)

ÜÇ BOMBA İSTİHBARAT

YAKLAŞIYOR YAKLAŞMAKTA OLAN - BOMBA BİR

Ankara’nın tam göbeğinden kulağıma gelen bilgilere göre...

Bir kabine değişikliği geliyor. Eli kulağında... Bazı bakanlar gidici... Bazı bakanlıkların ikiye bölünmesi söz konusu...

Hatta ve hatta “gidecek olan bakanlar” ve “yerleri garanti bakanlar” listelerini bile gördüm.

*

Sadece şu kadarını söyleyeyim:

Gidecek olanlar listesine de kalacak olanlar listesine de hiç şaşırmadım.

KANADA ŞİRKETİNE KÖTÜ HABER - BOMBA İKİ

İyi haber alan kaynaklardan gelen bilgilere göre...

Kazdağları tartışmasında gündem olan altın arayıcısı Kanadalı şirket var ya...

O şirketi postalamanın yolları aranıyormuş.

*

 “Kendi altınımızı kendimiz çıkaralım” sloganı, Ankara’nın en yüksek katlarında sıkça işitilmeye başlanmış.

DURDURMA DEĞİL YIKMA - BOMBA ÜÇ

Yetkililer, Bodrum’da yükselen vahşi inşaatları durdurma yoluna gitmişlerdi.

Durdurmadan sonra ne olacaktı?

Tabii ki sağı solu biraz yontulup aynen yola devam!

*

Ankara’nın en yüksek katlarında...

O inşaatlar için tek çarenin yıkım olması gerektiği üzerine basa basa söyleniyormuş.

*

Ne diyordu zamane çocukları bu tür durumlar için...

“Ay hadi inşallah”.

KABAHAT SENDE DEĞİL REYNMEN

FENOMEN dedikleri şahıslardan biriymiş bu Reynmen... Çektiği sersem sepelek videolarla falan o kadar meşhur olmuş ki... Fotoğrafını çeken gazeteciyi dövmüş.

*

Kabahat bu çocukta değil. Bu çocuğun çektiği sersem sepelek videolara prim verip asla hazmedemeyeceği bir pozisyonu ona verenlerde.

SEN KOVMUYORSUN BEN İSTİFA EDİYORUM

AHMET Davutoğlu’nun AK Parti’den istifası üzerine herkesin aklına geldiği gibi benim de aklıma o meşhur replik geldi:

“Sen kovmuyorsun, ben istifa ediyorum”.

Tazminat mazminat söz konusu olsa...

İstifa etmez, atılmayı beklerdi.

Sonunda tazminat mazminat olmayınca...

İstifayı basıverdi.