Paylaş
Daha bunun acısı dinmemişken...
Dün de üç askerimiz şehit oldu.
Havai fişek taşıma işlemi sırasında.
*
İlk olarak söyleyeceklerim şunlar:
*
Bu iki olayın da üzerine gidilmelidir.
Fabrikadaki patlamanın da üzerine gidilmelidir, askerlerimizin havai fişek taşıma işleminde ne işi olduğunun da üzerine gidilmelidir.
*
Giden canların hesabı mutlaka sorulmalıdır.
İhmallerin, özensizliklerin, savruklukların sorumluları, yargı önünde muhakkak hesap vermelidir.
*
İkinci olarak söyleyeceklerim ise şunlar:
*
En başta kuşlara verdiği zarar olmak üzere bazı kusurlarından söz ediyorduk havai fişeğin.
Ama şu saatten sonra...
Gökyüzünde çalımlı bir biçimde patlayan her havai fişek...
Vefat eden işçilerimizi, şehit düşen askerlerimizi hatırlatacak bizlere.
*
Kısacası havai fişek...
Artık lanetli bir eğlencedir hepimizin gözünde.
HADİ GELİN VAZGEÇİLSİN ŞU HAVAİ FİŞEK İŞİNDEN
EDİRNE Belediye Başkanı Recep Gürkan’dan açıklama geldi.
*
Artık hiçbir etkinliklerinde havai fişek kullanmayacaklarını söyleyen Gürkan, ayrıca tüm belediyelere “Hiçbir etkinlikte havai fişek kullanmayalım” çağrısı da yaptı.
Birkaç belediyeden bu çağrıya olumlu yanıt geldi.
Mesela Bakırköy Belediyesi...
*
Edirne Belediyesi’ne de Bakırköy Belediyesi’ne de bravo!
Ancak çok daha geniş, çok daha kapsamlı, çok daha katılımcı bir kampanya şart.
“Havai fişeğe hayır” kampanyası...
*
Konuyu zerre kadar siyasallaştırmadan...
Bütün belediyelerimizin, bütün kurumlarımızın hatta bütün vatandaşlarımızın katılımıyla gerçekleştirelim bu kampanyayı...
*
Havai fişekli kutlamalara son verecek böyle bir kampanyayı...
Biz Hürriyet olarak başlatıyoruz.
*
Hem yitip giden canlarımızı unutmamak için...
Hem de... Kuşlar aşkına!
SUSACAK MISINIZ AYKUT ERDOĞDU
CHP’nin önemli isimlerinden Aykut Erdoğdu, yanına aldığı CHP’lilerle birlikte sekiz yıl önce dönemin Ziraat Bankası Genel Müdürü Can Akın Çağlar’ı hedef almıştı.
*
Can Akın Çağlar’ın tarihin en büyük batık kredisini verdiğini söylüyordu. İstifaya davet ediyordu. Suçluyordu. İtham ediyordu.
*
Aykut Erdoğdu’nun suçladığı Can Akın Çağlar, şu anda İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri...
*
Can Akın Çağlar, yaptığı ilk açıklamada da şunu söyledi:
*
“Ben o dönemde Aykut Erdoğdu ile oturdum konuştum. Kendisi beni dinledi. İkna oldu. Anlaştık. Sorun yok.”
*
Acaba doğru mu bu bilgi?
*
Gerçekten de Can Akın Çağlar ile Aykut Erdoğdu oturup konuştular mı? Gerçekten de Aykut Erdoğdu, Çağlar’ın anlattıklarından sonra iddialarından vaz mı geçti?
*
Aykut Erdoğdu’nun konuşması gerekir.
*
- “Evet, görüştüm” ya da “Hayır, görüşmedim” demesi gerekir.
*
- Eğer görüştü ve ikna olduysa... Neden sekiz senedir kamuoyuna bu doğrultuda bir açıklama yapmadığını izah etmesi gerekir.
*
- Eğer görüşmediyse... Can Akın Çağlar’a “Nereden çıkarıyorsun bunu” diye sorması gerekir.
*
Aykut Erdoğdu...
Siyasetteki saygın yerini korumak istiyorsa, bundan sonra sallayacağı yolsuzluk dosyalarının ciddiye alınmasını istiyorsa, ilkeli ve şeffaf bir siyasetçi olarak yoluna devam etmek istiyorsa...
Mutlaka ama mutlaka konuşmalıdır.
HEP BÖYLE OLUYOR
- Ne zaman birinden emanet araba alsam... Muhakkak arabanın başına bir iş gelir.
*
- Ne zaman birine ödünç kitap versem... Asla geri gelmez.
*
- Ne zaman birine iyilik yapsam... Hiç şaşmaz, mutlaka bir kötülüğünü görürüm.
*
- Ne zaman çok gülsem... Muhakkak bir tatsızlıkla karşı karşıya kalırım.
*
- Ne zaman gizemini koruyan bir ünlüyle tanışsam... Hayal kırıklığı kaçınılmaz olur.
KAPISINDA ‘İLETİŞİM BAŞKANLIĞI’ YAZMASAYDI
BİR bina fotoğrafı paylaşıyorlar.
Üzerinde “İLETİŞİM BAŞKANLIĞI” yazan bir bina fotoğrafı.
“Bu kadar büyük bir binaya ne gerek var?” falan diyerek...
*
O binanın üzerinde...
“BASIN YAYIN ENFORMASYON GENEL MÜDÜRLÜĞÜ” yazsaydı...
Kimse böyle bir şey demezdi.
*
Oysa yeni sistemde Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü gitti, yerine İletişim Başkanlığı geldi.
Ayrıca İletişim Başkanlığı’na daha birçok yeni kamusal görevler de verildi.
*
Yani İletişim Başkanlığı...
Yüzlerce kamu çalışanını bünyesinde barındıran Türkiye’nin en eski kurumsal yapılarından birinin, yeni sistemdeki adıdır.
*
Hep diyorum:
Muhalefet et, sonuna kadar et ama doğru bilgi üzerinden...
GİBİ GİBİ
- Bu saatten sonra açılmaması pek mümkün görünmüyor. Ayasofya muhakkak ibadete açılacak gibi gibi...
- Böyle giderse ağustos sonunda okulların eski düzende açılması pek mümkün olmayacak, onun yerine yarı okulda yarı dijital hibrid bir eğitim bizi bekliyor gibi gibi...
- Çoklu baro yasası çıkacak ama öyle tahmin edildiği üç büyük şehirde çok sayıda baro kurulmayacak gibi gibi...
Paylaş