Paylaş
*
Suriyeli mültecilerin doğurduğu ve doğuracağı sorunlar nedeniyle kaygılı olalım.
*
Suriyeli mültecilerin “oy deposu” olarak görülmesine ve sırf bu kaygıyla kendilerine vatandaşlık verilmesine şiddetle itiraz edelim.
*
Ama...
“Suriyelileri istemiyorum” diye kampanyalar düzenleyenlere de karşı çıkalım.
*
Ama...
Suriyelilere yönelik nefret söylemlerini büyütenlere de “hop” diyelim.
*
Ama...
Suriyelilere küfürler yağdıran faşistlerin karşısında da dimdik duralım.
*
“Ama” çok ama mühimdir.
“Ama”yı kaybedersek...
İnsanlığımızı da kaybederiz.
İnsanlığımızı kaybetmeyelim.
ERDOĞAN TAM BU ANDA ŞUNLARI DİYOR OLABİLİR..
- “Beni oyuna getireceğinizi mi sandınız? Ben yemem bunları” diyor olabilir.
*
- “Dur, ben onlar gibi yukarı bakmayayım da bir fark yaratayım” diyor olabilir.
*
- “O baktığınız şeyden bizde çok var” diyor olabilir.
*
- “Hepiniz bir, ben tek” diyor olabilir.
*
- “Siz bir de bizim Osmangazi Köprüsü’nü görseniz, küçük dilinizi yutarsınız” diyor olabilir.
*
- “Bir gün gelecek Obama’nın cebinden de sigara paketini alacağım” diyor olabilir.
YUNAN ADALARI GOYGOYU
“YUNAN adaları, Alaçatı’dan daha ucuz” diyenlere...
“Allah başka dert vermesin bacılarım” diye karşılık veresim var.
*
“Yunan adalarında yumuşacık enfes kalamara 15 lira veriyorum” diyenlere...
“Yozgat’a buyurun ahretlikler, Yozgat’ta kalamar 5 lira” diye karşılık veresim var.
*
“Bodrum’a gidip şezlonga para vereceğime, Yunan adalarına gidip ücretsiz şezlonguma uzanırım” diyenlere...
“Melihland’e gelin kardeşler... Melihland’de de şezlonga para almıyorlar” diye karşılık veresim var.
*
“Alaçatı kazıkçı, Alaçatı pahalı, Alaçatı kalabalık, Alaçatı bik bik” diyenlere...
“Sizin Yunan adalarına gidesiniz var, Alaçatı’yı bahane etmeyin” diye karşılık veresim var.
*
“Yunan adaları çok ucuz” diyenlere...
“Avşa Adası daha da ucuz, gelsenize...” diye karşılık veresim var.
YENİDEN MODA OLAN ŞEYLER
- Polaroid fotoğraf makineleri...
*
- Kalabalık aile yemekleri...
*
- Twitter’da yeniden aktif olmak...
*
- “Mississippi Yanıyor” filmi.
*
- Topçular / Eskihisar feribotları.
*
- Akçay’da tatil yapmak.
ALİ İSMAİL’İN ADINI YAZDIM DİYE
ÖLDÜRÜLME SİNİN yıldönümü nedeniyle Twitter’da “Ali İsmail Korkmaz” yazdım diye...
İki türlü saldırıya uğradım:
- Hükümet karşıtları ağza alınmayacak küfürler savurdular, “sen Ali İsmail’in adını yazamazsın” diye...
- Hükümet yanlıları da ağza alınmayacak küfürler savurdular, “yeni bir Gezi mi istiyorsun” diye...
*
Var ya...
Bunların Ali İsmail’i döverek öldüren fırıncı, çaycı ve sivil polislerden farkı yok.
Bunlar adamı sokak ortasında sopalarla döverek linç ederler.
ÇOK İDDİALIYIM
EĞER yakında “Rus uçağını düşürterek Ruslarla aramızı açtı” diye Kemal Kılıçdaroğlu’nu protesto etmeye başlamazlarsa...
Melih Gökçek olayım.
‘BABAANNEM’ FİLMİ
İSTANBUL’da özellikle hava karardıktan sonra ortaya çıkan kâğıt toplayıcıları var ya...
‘Babaannem’ adlı film, işte bu insanların öyküsünü anlatıyor.
*
Yönetmen Serkan Özarslan’ın bu sıcak, samimi ve dürüst filminde Meral Çetinkaya, Mehmetcan Mincinozlu, Neslihan Aka, Tuna Kiremitçi rol alıyor.
Tabii bir de bizim Sayım Çınar.
*
Yazar ajanlığını, gezginliğini ve buna benzer bin türlü faaliyetini yakından izlediğim kadim dostum Sayım Çınar’ın, bir sinema filminde nasıl bir performans göstereceğini çok merak ediyordum.
İzleyince “Vay be, olmuş” dedim. Doğrusu ben onun “yeni bir Necdet Tosun” olmasını bekliyordum ama o, Erol Taş ile Ahmet Tarık Tekçe arası bir yerde gezinmiş.
BODRUM XUMA’DA BİR SERGİ
KÜRATÖR Pınar Akalın, “Bodrum’da bir çağdaş sanat sergimiz var, buyurun” dediğinde...
“Ben bir garip imam hatipliyim, ne anlarım çağdaş sanattan” diyemediğim gibi bu işlerden çok iyi anlıyormuş gibi “olur, bakarız” falan dedim.
*
Ama Pınar Akalın, “olur, bakarız” geçiştirmesine prim vermedi.
Ve sayesinde Bodrum’un doğa ve insan arasındaki uyumu en fazla gözeten mekânlarından “Xuma”daki sergiyi gördüm.
*
İyi ki görmüşüm.
Her biri çok etkileyici, çok şaşırtıcı, çok düşündürücü, çok yaratıcı muhteşem eserlerle tanıştım.
En azından çağdaş sanatla ilgili önyargılarım tuzla buz oldu.
Paylaş