Ali Babacan’ın ömrü sanki Alman Yeşiller Partisi’nde geçmiş gibi

Şöyle bir baktım açıklamalarına... Şu tür şeyler söylüyor:

*

“Bunların zihniyeti böyle... Bu zihniyetten ancak böyle şeyler çıkar... Temel sorun bu zihniyettir...”

Ben hayatımda böyle komik bir açıklama görmedim!

*

O Ali Babacan ki...

AK Parti’nin yıllar süren iktidarı boyunca hep bakandı.

Hani “Süleyman / Hep Başbakan” diye bir şarkı yapmıştı ya rahmetli Fikret Kızılok.

Tıpkı onun gibi...

“Babacan / Hep Bakan... Babacan / Hep bakan...” diye şarkısı yapılsa yadırganmaz.

*

“Bu zihniyet” dediği zihniyet...

Gencecik yaşta Ali Babacan’ı bulup siyasete kazandırmadı mı? Kazandırdı.

*

“Bu zihniyet” dediği zihniyet...

Ali Babacan’a yıllarca ülke ekonomisini teslim etmedi mi? Etti.

*

“Bu zihniyet” dediği zihniyet...

Ali Babacan’ı dışişleri bakanı yapmadı mı? Yaptı.

*

Daha da önemlisi...

Adamın ömrü, AK Parti zihniyetini ilmek ilmek işlemekle geçti. Söz konusu zihniyetin oluşumuna, yükselmesine, genişlemesine sonsuz katkılarda bulundu.

*

Sonra yollar bir biçimde ayrılınca...

Sanki yıllardır AK Parti iktidarlarında bakanlık yapmamış da Alman Yeşiller Partisi’nin idare heyetinde yer almış gibi...

“Bu zihniyet var ya bu zihniyet” demeye başladı.

*

İlahi Ali Babacan!

Sen insanı öldürürsün.

Ama gülmekten.

ATATÜRK İTTİFAKI

AK PARTİ: Parti Sözcüsü Ömer Çelik, ne bir kelime eksik ne bir kelime fazla, tam kararında bir açıklama yaparak Atatürk’ün partileri nezdindeki yerini ortaya koydu.

*

MHP: Partinin lideri Devlet Bahçeli, destansı bir çıkışla Atatürk’ü kırmızı çizgi ilan etti. Atatürk’e düşmanlık edenlere muhteşem bir ders verdi.

*

CHP: Hem partinin lideri, hem de sözcüleri, yaptıkları peş peşe açıklamalarla hem Atatürk’e sahip çıktılar hem de konuyu gündemde tuttular.

*

İYİ PARTİ: Lideri Akşener, “İstiklal ordularının başkomutanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü bir kez daha minnet ve saygıyla anıyorum” diyerek duruşunu ortaya koydu.

*

İçinde HDP’nin yer almadığı bir ittifak bu...

Adına Atatürk İttifakı diyebiliriz.

KOCASAKAL’IN ÇABASI NEDEN TAKDİRE ŞAYAN

ÜMİT Kocasakal’la her konuda anlaşır mıyım?

Hayır, anlaşamam.

Ama çabasını sonsuz takdir ederim.

Peki nedir çabası? Şudur:

*

Söz söylerken... Sözüm kimin işine yarar diye düşünmemeye çabalıyor.

Eleştirirken... AK Parti imiş, CHP imiş... Hiç bakmamaya çabalıyor.

Hüküm verirken... Gözünü sağa sola değil, vicdanına çevirmeye çabalıyor.

Yargı dağıtırken... İyiye iyi, kötüye kötü demeye çabalıyor.

Bir kesimi değerlendirirken... Hepten iyi, hepten kötü dememeye çabalıyor.

*

İşte bu çaba var ya bu çaba... Bugün en çok ihtiyaç duyulan çabadır.

Bu nedenle Ümit Kocasakal’ı takdir ederim. Benim takdirime zerre kadar ihtiyaç duymasa da.

ASLI BAYKAL, PARTİ KURMA HABERLERİNİN ÖNÜNE NASIL GEÇEBİLİR?

ARADA sırada haberler çıkıyor.

“Aslı Baykal parti kuracak” diye.

Ve Aslı Baykal da yalanlıyor bu haberleri...

Yalanlarken de “Bizim tek çözüm merkezimiz CHP’dir, CHP’den başka bir yere gitmeyiz” falan türü afili yazılı açıklamalar yapıyor.

*

Eğer Aslı Baykal, kendisiyle ilgili bir daha bu tür haberlerin yapılmasını istemiyorsa...

Şöyle bir açıklama yapmalı:

*

“Ben ki şu ana kadar ‘Deniz Baykal’ın kızı’ dışında herhangi bir sıfatla kamuoyunun gündemine gelmemişim. Henüz kamuoyu benim ses tonumu bile işitmemiş. Memlekette olup biten şunca olay karşısında ağzımdan tek bir harf bile çıkmamış. Böyle biri, nasıl olacak da parti kuracak? Güldürmeyin beni Allah’ınızı severseniz.”

*

Garanti veriyorum:

Böyle bir açıklama yaparsa... Bir daha kimse “Aslı Baykal parti kuruyor” haberi yapmaz.

MÜZİK SEKTÖRÜNÜN TALEBİ KARŞILANMALI

KÜLTÜR ve Turizm Bakanlığı’ndan dün bir açıklama geldi.

Şöyle deniyor açıklamada:

*

“Müzisyenlere haziran ayında da tek seferde 3 bin lira ödemeye devam ediyoruz. Toplam destek miktarını yaklaşık 250 milyon liraya ulaştırmış olacağız.”

*

Bu desteği küçümsemiyorum.

Önemlidir. Anlamlıdır. Çok zor durumda olan müzisyenlerimiz açısından yaşamsaldır.

*

Ama artık daha kalıcı bir çözüme yönelmenin sırası geldi.

Mesela ne gibi bir çözüm?

*

Dünkü Hürriyet’in haberinde okudunuz. Müzisyenlerimizin yapıcı bir önerileri var bu konuda. Diyorlar ki:

*

“Müzik icra edilen mekânlar saat 24.00’e kadar açık olsun.”

*

Kültür ve Turizm Bakanlığı, bu talebi işitmeli ve bu talebi karşılamak için adım atmalı.