Kılıçdaroğlu’nun savunmasında...
- Sartre, Nobel’i ret ediyormuş gibi bir hava vardı.
- Emile Zola, Dreyfus’u savunuyormuş gibi bir eda vardı.
*
Bu öyle bir savunmaydı ki...
“Ben Kemal Kılıçdaroğlu. Denizlere, Mahirlere, Hüseyinlere yoldaş oldum” türü afili cümleler bile savunmada kendine yer bulabilmişti.
*
Peki Kemal Kılıçdaroğlu
Kendinize dikkat edin! Ne kadar da muğlak, ne kadar da başı sonu belirsiz, ne kadar da soyut bir uyarı.
Ne yapacağız dikkat edip? Sürekli ıhlamur kaynatıp maskeyle falan mı dolaşacağız?
*
Neyse... Olan oldu ve malum “acayip salgın” beni de buldu.
Biraz grip, biraz nezle, biraz tat alamama, biraz koku alamama ve çokça halsizlik şeklinde seyreden feci bir şey bu.
*
“Kovid oldum” diyeceğim ama diyemiyorum.
MİT cephesi açısından sunumun nasıl geçtiğini merak ettim.
MİT kaynaklarıyla görüştüm.
*
Öncelikle şunu belirteyim:
Bu brifingin gerçekleşmesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaklaşımı ve tutumu çok önemli rol oynamış.
Çünkü Cumhurbaşkanı Erdoğan, MİT yetkililerine “Gidin, anlatın. İyi olur” demiş.
*
Peki brifing MİT açısından nasıl geçti?
Şu başlıkları içeren bir konuşma yaptı:
*
- 1940’lı yıllardaki uygulamalar.
- Camilerin ahır yapılmasıyla ilgili iddialar.
- Kuran okumanın yasaklandığı tezleri.
Üçü de aynı şeyi söylemiş:
“Teğmenlerimizin tek suçu Mustafa Kemal’in askeri olmak.”
*
- Baştan sona doğru ve gerçekçi mi bu söz? Hayır, değil.
- Mesele bu kadar basit mi? Tabii ki değil.
- Teğmenlere herhangi bir yararı olur mu bu yaklaşımın? Olmaz.
*
Kara Harp Okulu’nu dönem birincisi olarak tamamlamıştı.
Diplomasını Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın elinden almıştı.
Sonra da kılıcını çekip bazı mezunlara yemin ettirmişti.
*
Ebru Teğmen’le ilgili başlatılan soruşturma tamamlanmış.
Kendisine ihraç talebiyle Yüksek Disiplin Kurulu’na sevk edildiği tebliğ edilmiş.
*
Dün sosyal medyada Teğmen Ebru’nun...
CHP’ye yakın yorumcuların tepkileri şöyle:
*
“Bizim partinin iki Cumhurbaşkanı adayıyla uğraşıyorlar. Amaçları iki ismin Cumhurbaşkanlığı adaylığına zarar vermek.”
*
İyi ama konser incelemeleriyle İmamoğlu ve Yavaş’ın adaylığına zarar verilemez ki!
Tam tersine her iki ismin de “Bakın, bakın! Nasıl da bizimle uğraşıyorlar. Çünkü bizden korkuyorlar” falan demelerine olanak sağlanır.
*
Başlatılan denetimlerle
- Hemşire karakteri azıcık kötülük yapsa... Hemşireler ayaklanır.
- Hamam berbat bir yermiş gibi gösterilse... Hamamcılar Odası ayaklanır.
- İyi ya da kötü herhangi bir pavyon gösterilse... Herkes ayaklanır.
*
Nice diziler vardır ki... Meslek ayaklanmalarına, şehir ayaklanmalarına, oda ayaklanmalarına yol açmıştır yakın tarihimizde.