Paylaş
Nihayet akıllar başa geldi.
“ABD’ye FETÖ nasıl anlatılır” sorusunun cevabı, nihayet bulundu.
En sonunda...
“Yeter, söz FETÖ’nün zulmüne maruz kalanlarda” dendi.
*
FETÖ’yü ABD’lilere anlatmak üzere Amerika’ya giden üç kişiye bakalım:
*
NEDİM ŞENER: O Nedim Şener ki... Fetullah’ın en güçlü olduğu dönemde Fetullah’ın kötülüklerine maruz kalmayı göze almış, bu uğurda hapislerde yatmış bir kahraman gazetecidir.
*
AHMET ZEKİ ÜÇOK: O Ahmet Zeki Üçok ki... Herkesin “Fetullahçılar darbe yapacakmış, güldürmeyin insanı” dediği bir dönemde... “Bunlar darbe yapacak, aha işte darbeci generallerin tam listesi” diye ortaya çıkmış, ancak sözünü kimseye dinletememiş, FETÖ yüzünden hayatı kararmış bir askeri savcıdır.
*
İSMAİL HAKKI PEKİN: O İsmail Hakkı Pekin ki... Balyoz ve Ergenekon’da ilk götürülen isim olmuş, hapisteyken vefat eden annesinin cenazesine katılmamış, FETÖ operasyonlarında hep hedef haline gelmiş bir komutan...
*
Amerika, bundan da anlamazsa...
Sıra Ali Tatar, Kuddusi Okkır, Murat Özenalp gibi FETÖ’nün acımasızca katlettiği isimlerin yakınlarına gelmeli.
TEK BİR KONUŞMADA TAM BEŞ SEKSİ POLEMİK
CUMHURBAŞKANI Erdoğan için şunları söyleyebiliriz:
Uzlaşma dönemlerinde alışıldık etkili çıkışlarını yapamıyor.
Sert karşıtlıklar doğuramadığında kendisini iyi bir siyasetçi gibi hissetmiyor.
Güçlü bir şekilde haykıramayınca tabanla bütünleşemediğini sanıyor.
*
İşte bakın!
Geçen günkü “Muhtarlar Toplantısı”nda nasıl da eski günlere döndü ve nasıl da üstün bir performans sergiledi!
Tek bir konuşmayla toplumun ağzına tam beş seksi polemik konusu vermek, her babayiğidin harcı olmasa gerek.
*
Ne mi o beş seksi polemik konusu?
İşte bunlar:
*
BİR: “Lozan zafer değil hezimet” dedi, tartışmayı alevledi.
*
İKİ: “Koy cebine üç-beş kuruş, istediğin notu versin” dedi, Moody’s’e çaktı.
*
ÜÇ: “15 Temmuz’u resmi tatil ilan ediyoruz” dedi, gündemi belirledi.
*
DÖRT: “Muhtarlara konuştuğum gibi konuşurum BM’de...” dedi, Kemal Bey’e yumuşak bir laf attı.
*
BEŞ: “OHAL’e belki 12 ay bile yetmeyecek” dedi, OHAL karşıtlarına malzemeyi verdi.
E KOYSAYDINIZ BARİ CEPLERİNE ÜÇ-BEŞ KURUŞ
CUMHURBAŞKANI Erdoğan, Moody’s türü kredi derecelendirme kuruluşları için şöyle dedi:
“Bunların cebine üç-beş kuruş ekstra para koy, istediğin notu al. Bunlar böyle. Böyle çalışıyorlar.”
*
Bu tür durumlarda bizim ahalinin aklına şu türden bir çıkış gelir:
“E koysaydınız ceplerine üç-beş kuruş da başımızı ağrıtmasalardı”.
TAYYİP ERDOĞAN, TAYYİP ERDOĞAN’A KARŞI
TARİH: 27 Temmuz 2016.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, aziz milletimize Lozan Antlaşması’nı “zafer” diye yutturmaya çalıştı.
Dediği şuydu:
“Aziz milletimizin inanç, cesaret ve fedakârlıkla elde ettiği zafer, Lozan Antlaşması ile diplomasi ve uluslararası hukuk alanına taşınarak tescil edilmiştir.”
*
Tarih: 29 Eylül 2016.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu kez Lozan Antlaşması’nı “zafer” diye yutturmaya çalışanlara sert çıktı.
Bu kez dediği şuydu:
“Birileri Lozan Anlaşması’nı zafer diye yutturmaya çalışıyor. O masaya oturanlar Lozan’ın hakkını veremediler. Sıkıntısını biz yaşıyoruz.”
*
Kısacası...
Tayyip Erdoğan, Tayyip Erdoğan’a muhalefet işini bile başkalarına bırakmıyor.
ŞÜKRÜ, BİR YÜZYIL KAZANDIK
LOZAN Antlaşması’nı imzaladıktan sonra kapıdan çıkan İsmet Paşa, yanındaki Şükrü Kaya’ya fısıltıyla şöyle demiş:
“Şükrü, bir yüzyıl kazandık”.
*
Yüzyıl biterken şu yaşadıklarımıza bakınca... “Gerçekten de yüzyıl kazanılmış” denmez de ne denir?
DİYANET AH DİYANET!
“SANDALYEDE namaz kılınmaz” demiş Diyanet.
Ardından da eklemiş: “Oturarak kılsınlar, bağdaş kurarak kılsınlar ama sandalyeyle olmaz”.
*
Adam keyfinden sandalyede namaz kılmıyor ki Sayın Diyanet!
Rahatsızlığından dolayı ancak sandalyeyle kılabiliyor.
*
Kuran’da “Allah hiçbir kimseye güç yetiremediği bir yük yüklemez” denirken sana ne oluyor Sayın Diyanet?
YOZGAT’IN DÜŞMANA İHTİYACI YOK, VALİSİ VAR
ÖZELLİKLE sosyal medyada...
Yozgat’ı sıkıcılığın ve yobazlığın başkenti ilan edenlerle ve ellerine geçen her fırsatı Yozgat’la alay etmek için kullananlarla mücadele ettim, ediyorum.
*
Ama Yozgat karşıtlığının, şehrin Valisi eliyle gerçekleştiğini gördüğümde inanın kolum kanadım kırıldı.
*
Şu Vali’ye bakın hele!
Türkiye’de “içki” dendiğinde, “içkili eğlence yeri” dendiğinde, “bar” dendiğinde, “pavyon” dendiğinde en son akla gelecek olan bir şehirde...
Tutmuş, “OHAL” yetkilerine dayanarak içkili eğlence yerlerini ve pavyonları yasaklamış.
Ardından da alay eder gibi “Yasaklamadık, sadece elektrik verdik” falan diye açıklama yaparak Yozgat’ı aşağılamaya meraklı bir sürü zıpırın eline muhteşem bir koz vermiş.
*
İstanbul’a, Ankara’ya, İzmir’e vali olsa aklından bile geçiremeyeceği şeyleri Yozgat’ta gözünü kırpmadan yapan bu Vali’ye sesleniyorum:
Bari sen düş şu mazlum Yozgat’ın yakasından!
Paylaş