Paylaş
Söylediklerini hepimiz şaşkınlıktan ağzımız bir karış açık şekilde izledik.
*
Söz vermişler, aday yapmamışlar, rencide olmuş, oyunu birinci turda Sinan Oğan’a vermiş, ikinci turda “geçersiz oy” kullanmış falan. (Gerçi ikinci turda oy kullandığı sandıkta bir tane bile “geçersiz oy” çıkmadığına dair söylentiler var ama neyse...)
*
Bu bir itibar harakirisidir.
Canlı yayında kişisel itibar bombasının pimini çekerek patlattı Şener.
*
Yıllardır ilmek ilmek işleyerek muhalif kesimde topladığı itibarı, bir televizyon programında 15 dakikada paramparça etti.
Yazık. Yazık. Yazık.
BUNDAN SONRA ÇOK ZOR
CHP’nin muhafazakâr kesime açılması... ÇOK ZOR. AK Parti’den kopan birinin CHP’de baş tacı edilmesi... ÇOK ZOR. HDP’nin CHP’nin kuyruğuna takılması... ÇOK ZOR. Muhalefetin masa kurması... ÇOK ZOR. Akşener’in Kılıçdaroğlu ile ortaklaşması... ÇOK ZOR. Deva/Gelecek/Saadet üçlüsü ile CHP birlikteliği... ÇOK ZOR. Helalleşme söylemi... ÇOK ZOR. CHP’nin Atatürkçülerden fedakârlık beklemesi... ÇOK ZOR.
BAZI BAKANLAR... İLK İZLENİMLER...
ÖMER BOLAT: Ticaret Bakanlığı’nı proaktif biçimde yürütecek gibi.
YAŞAR GÜLER: Savunma Bakanı olarak daha az görünmeyi tercih edecek gibi.
ALİ YERLİKAYA: İçişleri Bakanı olarak atom karınca gibi çalışacak gibi.
HAKAN FİDAN: Dışişleri Bakanlığı’na kendine özgü bir üslup kazandıracak gibi.
MEHMET ŞİMŞEK: Az konuşup çok iş yapacak gibi.
CEVDET YILMAZ: Cumhurbaşkanı yardımcısı olarak toparlayıcı, diyalog sağlayıcı, dengeleyici bir görev üstlenecek gibi.
MEHMET ÖZHASEKİ: Deprem bölgesindeki evleri tamamlayıp bitirecek gibi.
SEKTER YAŞIYOR
YÜREĞİ insan ve hayvan sevgisiyle derinliğine dopdolu olduğunu bildiğim gazeteci dostum Hasan Öztürk, Bakü dönüşü uçakta çekingen bir şekilde şu soruyu sordu:
*
“Sekter ne durumda? Yaşıyor mu?”
*
“Aman Hasan Öztürk, sen ne diyorsun böyle. Ağzından yel alsın. Tabii ki yaşıyor Sekter” falan diye çıkışınca Hasan Öztürk çok üzüldü. “Uzun zamandan beri kendisinden söz etmiyorsun. O yüzden sordum. Pardon” falan dedi.
*
Madem öyle kedim Sekter’in son durumuyla ilgili bilgileri aktarayım:
*
28 Mayıs akşamına kadar teknik olarak beceremese de iki kolunu birleştirerek kalp işareti yapıyordu Sekter. “Pirom” diye miyavlıyordu. Arada sırada “Yargılanacaksınız” tarzı mırıldanmaları oluyordu. 28 Mayıs akşamından sonra ise içinden bir Fatih Portakal çıktı Sekter’in. Televizyonda ne zaman Kılıçdaroğlu’nu görse balkonda kuş görmüş gibi öfkeden deliye dönüyor.
ÖZETİN ÖZETİNİN ÖZETİ
HİÇ öyle uzun analizler okumanıza gerek yok. Ben size CHP’deki son durumun özetinin özetinin özetini çıkarayım:
*
Yerel seçimden önce yapılacak CHP Kurultayı’nda Kılıçdaroğlu, yeniden aday olacak. Muhtemelen karşısına aday çıkmayacak. Ekrem İmamoğlu ise İstanbul Belediye Başkanlığı’na yeniden aday yapılmaya fit.
DANIŞMAN FIKRASI
KEMAL Kılıçdaroğlu’nun 80’e yakın danışmanı varmış. Hepsinin görevine son verilmiş.
*
Danışman fıkraları anlatmaya çok meraklı bir arkadaşım vardı. Anlattığı fıkraları unuttum. Fakat hiçbir danışman fıkrası, şu olaydan daha komik olamaz:
*
Kılıçdaroğlu’nun danışmanı Jeremy Rifkin, Türkiye’ye ayak basamadan, İstanbul’u göremeden, “Şiş kebabınız çok güzel” diye demeç veremeden, Kapalıçarşı’da halı pazarlığı yapamadan görevden alındı.
ÇEVİKÖZ
CHP’de görevine son verilen danışmanlardan biri de Ünal Çeviköz. Çeviköz, “Maalesef Türkiye Azerbaycan’a cihatçı gönderiyor” açıklamasıyla ortalığı fena karıştırmıştı.
*
Kılıçdaroğlu, Çeviköz’ü seçimden önce görevden alsaydı Abdüllatif Şener’in CHP’ye kazandırdığı oydan daha fazlasını CHP’ye kazandırmış olurdu.
SANATÇI ŞU 4 KOŞULLA SİYASETE SOYUNABİLİR
- KOŞUL BİR: Sanatçı, siyasi görüşünü bangır bangır haykırabilir. Yeter ki küfretmesin, yeter ki hakaret etmesin.
- KOŞUL İKİ: Sanatçı, bir siyasi partiye ya da lidere sonsuz destek olabilir. Yeter ki azılı bir trole dönüşmesin.
- KOŞUL ÜÇ: Sanatçı, kendisiyle aynı oyu vermeyen halkı aşağılayabilir. Yeter ki sonuçlarına katlanmayı bilsin.
- KOŞUL DÖRT: Sanatçı, bir siyasi partinin seçim kampanyasının parçası olabilir. Yeter ki “bu son konserim olabilir” diye yalan söylemesin.
İZLEDİĞİM FİLMLERDEN ÇIKARDIĞIM SONUÇLAR
- Süper planlı bir soygunda çete elemanlarından biri mutlaka plana sadakatsizlik yapar.
*
- Sonu mutlu bitecek her aşk hikâyesinin başında ve ortasında mutlaka gürültü, patırtı, darılmaca olur.
*
- Bir türlü uslanmayan haylaz erkek evlat, mutlaka askeri okula gönderilmek suretiyle terbiye edilmeye çalışılır.
*
- Issız bir yol üstü motelinden başa bela gelmeden sağ salim çıkmak, neredeyse imkânsıza yakındır.
*
- Evde cinayet işlenirken o kahrolası perde mutlaka açıktır ve muhakkak karşı komşu jaluziyi aralayarak cinayeti izlemektedir.
*
- Bütün güzel kadınlar emlakçıdır. Beyaz yakalılar kutuda noodle yemeğe bayılırlar. Tehlike anında hiçbir telefon çekmez.
Paylaş