MÜSTAKBEL cumhurbaşkanımız Abdullah Gül, bir vakitler Vakit adlı gazeteye röportaj verirken...
"Hangi gazeteleri okursunuz?" sorusuna, "Başta Vakit Gazetesi’ni okurum ve severim" diye yanıt vermişti.
Şimdi gelin, yarın Çankaya’nın ev sahibi olacak zatın, severek okuduğu bu gazetenin diline bir bakalım...
Sadece dünkü gazeteye göz atmamız bile bu gazetenin ne derece müstekreh ve müstehcen olduğunu göstermeye yeter de artar bile...
İşte bir "makale"nin başlığı:
"Don ile pantolon arasında kaka yapılır mı?"
Yanlış anlamayın...
Yazar bir "iğrençlik" yapma gayretinde falan değil...
Abdullah Gül’e bindirenlere bindirmek için yazdığı siyasi yazının başlığı bu...
Sadece bu kadar mı?
İşte yine dünkü gazeteden birkaç sözcük:
"Sidikli, hoştunuz, çemkirmen..."
Yan taraftaki başlıkta ise bu terbiyesiz gazetenin etekleri zil çalıyor:
"Salıya tamam inşallah."
Yani...
Gül’ün seçimi salı günü tamammış...
İnşallah diyerek vurgulanan başlığın yanında ise bin bir küfür:
"Don, kaka, sidikli, hoşt vs."
* * *
Peki neden böyle?
Müslümanlık iddiasındaki bir gazete nasıl oluyor da bırakın Müslümanlığı insanlığa bile sığmayacak bu işleri nasıl yapabiliyor?
Cevap veriyorum...
Şöyle yapabiliyor:
Bunlar utanmaz, arlanmaz saldırılarını yaptıktan sonra...
"Camia" içinden edep/adap bilir ak sakallı bir hacı amca, bastonunu havaya kaldırıp şöyle demiyor:
"Oğlum Hasan! Oğlum Mustafa! Siz nasıl insanlarsınız böyle? Utanmıyor musunuz böyle don, sidik, kaka, çüş gibi kelimeleri yazmaya? Ayıp değil mi evlatlarım? Peygamber ahlakına yakışır mı bu? Hem çoluk çocuk var, biz bu gazeteyi eve götürüyoruz."
Bir ak sakallı hacı amca çıkıp da bunları söylemeyince...
Yani...
Baston kalkmayıp kaş da çatılmayınca...
Hatta...
"Bunlar da bizim yaramaz çocuklarımız" ya da "Vakit yazınca yüreğimiz soğuyor" denilerek sırt sıvazlanınca...
Hatta...
Terbiyesizliğin mükafatı olarak, Başbakan’ın uçağında ağırlandıklarında...
Ya da...
Küfürbazlığın mükafatı olarak, müstakbel cumhurbaşkanından "Severek okuyoruz" cümlesini kaptıklarında...
Hasan’ı da, Mustafa’sı da, her geçen gün daha da terbiyesizleşerek ahlak eşiğini biraz daha düşürüyor...
Sanırım artık Çankaya Köşkü’ne de davet edilirler...
Ve herhalde o gazla da "sidik, çüş, kaka, don" falan yazmak yerine ana avrat dümdüz giderler...
Güya ben hükümetin güdümündeki bir kanala transfer olmak için yanıp tutuşuyormuşum... Ve tam da işi bitirmek üzereymişim... Ama Abdullah Gül devreye girip, "Ahmet Hakan’ı bu kanala almayacaksınız" demiş...
Ben de bunun üzerine acayip hırslanmış ve Abdullah Gül’ün aleyhinde yazılar yazmaya başlamışım.
Dikkat! Dikkat!
En kutsal bildiğim değerler üzerine yemin ederim ki...
Bu iddianın tek harfi bile doğru değildir.
Bu iddiayı ortaya atanları ispata davet ediyorum.
İspat edemezlerse, Başbakan Erdoğan’ın deyişiyle, kendilerini müfteri ve şerefsiz ilan ediyorum...