- KURGU DEĞİL: Yolu Meksika’dan geçen çok dizi izledim. Sezon sezon... Breaking Bad, Better Call Saul, Narcos falan... Bir anda silahların çekilmesi, müthiş bir kaos ve her yer kan. Meğer katliam kurgusu izlemek ile gerçek bir katliamı izlemek arasında devasa bir fark varmış.
*
- SANKİ MEKSİKA: Gitgide daha çok Meksika’nın bir ilçesine dönen Esenyurt’ta bir tekel bayiinde meydana gelen katliamı, iki farklı kamera açısından izledim. Hay izlemez olaydım. Kahroldum. Perişan oldum. Etkisinden çıkamıyorum bir türlü.
*
- RACON... RACON... Bellerinde silahlar olan adamlar, tekel bayiine geliyorlar. Her hallerinden raconcu oldukları belli oluyor. Tekel bayiindeki genç adam da raconun farkında. Belli ki husumet var arada.
*
- TEZGÂH ALTI SİLAH: Olay yumruklu saldırıyla başlıyor. Yumruklu saldırı anında tezgâh altındaki silahı çekiyor maktul genç. Kendini korumak amacıyla saldırganın ayağına ateş ediyor. O andan itibaren de işler çığırından çıkıyor.
*
Şöyle bir şey:
*
Yapılan her saptamaya mutlaka zekice olduğu sanılan bir şaka karıştırılıyor. Her polemikte muhakkak hınzırca bir laf sokma çabası içine giriliyor. En ciddi analizlerin bile bir köşesine bir komiklik sıkıştırılmaya çalışılıyor.
*
Siyasetçisi de yapıyor bunu siyaset yorumcusu da. Sosyal medya bunların sayısız örnekleriyle dolu.
Çoğu da maalesef “cuk” oturmuyor, oturtulamıyor.
*
Keşke bu tutumdan hızla uzaklaşılsa...
Sözüne kıymet verilen, söyledikleri ekonomi çevrelerinde dinlenen dünyaca ünlü ekonomist Timothy Ash, üç isim için şu saptamaları yaptı:
*
- Cevdet Akçay: Çok iyi bir ekonomist ve düşünür.
- Hatice Karahan:
*
- Kıyafeti, tam bir Merkez Bankası Başkanı kıyafeti. Kıyafetini tamamlayan ay yıldızlı broştan millilik ve yerlilik mesajı yükseliyor.
*
- Zekice ataklarla tartışmalı konulardan uzaklaşmayı gayet iyi başarıyor. Bakınız: Erdoğan’ın ekonomi yaklaşımlarıyla ilgili soruya verdiği cevap.
*
- Ayakları yere basan, gerçekçi yorumlar yapıyor. Uçmuyor. Uçurmuyor.
*
-
- CHP tabanı, CHP medyasında konuşan kafaları her zaman çok sevdi. Hatta konuşan kafaları, hemen kahramanlaştırdı. Ayşenur Abla’dan Emin Çapa’ya onlarca kahraman yarattılar kısa bir sürede. CHP medyasını hem cüretkâr hem de avantajlı kılan temel unsur budur.
*
- Erdoğan mı güçlüdür, Erdoğan lehine konuşanlar mı? Taban bir tercih yapma durumunda kalsa hangisini seçer? Bu soruya herkes tartışmasız “Erdoğan” yanıtını verir. Kılıçdaroğlu mu güçlüdür, CHP medyasının konuşan kafaları mı güçlüdür? Bu soruya herkes tartışmasız “Kılıçdaroğlu güçlüdür” cevabını veremez. CHP medyasının bir avantajı da budur.
*
- Çok uzun bir süredir CHP tabanı, CHP medyasında söylenen her şeyi “
*
Gelenekçiler/Yenilikçiler.
*
Bugün CHP içinde baş gösteren ayrışma için Türk medyasına önereceğim isimlendirme şudur:
*
Statükocular/Değişimciler.
*
Tabii isteyen şöyle bir isimlendirme de yapabilir:
*
- EKREM İMAMOĞLU: CHP’nin başına mı geçse, İstanbul’a yeniden aday mı olsa? Hayatının kararını vermek durumunda. Bu yüzden zorlanıyor.
*
- CANAN KAFTANCIOĞLU: İmamoğlu’na öyle gıcık oluyor ki... Hiçbir iktidar yanlısı, İmamoğlu’na onun kadar gıcık olmuyordur.
*
Taaa Refah Partisi döneminden, taaa MGV döneminden.
Beş vakit namazını kılan biridir. Seçim için, gösteriş için yapmaz ibadetini. Namazı hayatının doğal bir parçası kılmıştır. CNN Türk’te bizim programa geldiği zamanlarda da “Vakit geçmesin, ben bir namazımı kılayım” der, sessizce bir kenara çekilip namazını kılar.
*
Geçenlerde CNN Türk stüdyosunda namaz kılarken çekilmiş bir fotoğrafı yayıldı sosyal medyada.
Görür görmez ben de herkes gibi yadırgadım, şaşırdım, şık bulmadım, hoş bulmadım. Tevfik Göksu’ya sordum konuyu. “Oraya bizimle birlikte gelen birinin münasebetsizliği... Başka bir şey değil” dedi.
*
Meseleyi yerli yerine oturtalım: