300 cihatçı palavrası 300 Spartalı’dan esinlenme mi?
Azerbaycan’a 300 cihatçı gitmiş.
Batı basını bunu yazıyor. Macron bunu söylüyor. İçimizden bazıları da buna sarılıyor.
*
“300 cihatçı gitti... Türkiye gönderdi...” deyip duruyorlar.
“300 Spartalı” filminden esinlenmiş olacaklar ki...
301 değil, 299 değil, tam 300 diyorlar.
*
Akıl yok, mantık yok.
Eğer gram akıl olsa, gram mantık olsa...
Şöyle düşünürler:
*
10 milyonluk Azerbaycan... Ordusunu modernize etmiş... En etkili silahlara sahip... Böyle bir ülkenin 300 cihatçıya ne ihtiyacı olur?
*
Hepsini geçtim.
İlerlemesini sürdüren, sahada üstün olan, rüzgârı arkasına alan Azerbaycan, 300 cihatçı yüzünden uluslararası ortamda kendisini niye zor durumda bıraksın?
*
Vallahi gram akılları yok, billahi gram mantıkları yok.
*
Bazıları “Akılları da var, mantıkları da var. Onlar da biliyorlar söylediklerinin palavra olduğunu. Bilerek yalan söylüyorlar. Adamların derdi Azerbaycan aleyhine propaganda yapmak” diyebilirler.
*
Bu kadar desteksiz sallamaya inanılacağını düşünüyorlarsa...
Aynı şeyi söylemeye devam ederim:
*
Vallahi gram akılları yok, billahi gram mantıkları yok.
KORONA OLMASI TRUMP’A YARAR MI, YARAMAZ MI?
EĞER Amerikan halkı mağduru seviyorsa...
“Vah yazık... Korona olmuş... Vah ki vah... Bari oyumuzu verelim de biraz moral bulsun gariban” der.
Ve olay Trump’a yarar.
*
Eğer Amerikan haklı güç ve kuvvet seviyorsa...
“Bu daha kendine mukayyet olamıyor, bize nasıl mukayyet olacak? Vaka mı, hasta mı, o bile belli değil” der.
Ve olay Trump’a yaramaz.
YÜZDE 49.5 OY ALMIŞ BİR BAŞBAKANMIŞ
AHMET Davutoğlu’nun dilinde sürekli aynı hikâye:
“Ben yüzde 49.5 oy almış bir başbakandım.”
*
O oyun bir analizini yapsak...
Şöyle bir tabloyla karşılaşırız:
*
- Oyun yüzde 75’i Erdoğan’ındır.
- Oyun yüzde 15’i patlayan bombalar yüzündendir.
- Oyun yüzde 9’u muhalefetin beceriksizliğindendir.
*
Kaç etti? Yüzde 99 etti değil mi?
*
Kalan yüzde 1 de Ahmet Davutoğlu’nun oyudur.
Gerçi Davutoğlu’nun oyu anketlerde bu kadar bile çıkmıyor ama neyse neyse...
KEŞKE ‘ERDOĞAN KÜPELİ TUTUKLANSIN’ DENSEYDİ
ERDOĞAN Küpeli diye bir adam vardı.
Bu adam, bir kadını tehdit edip taciz etti.
Bundan dolayı gözaltına alınıp bırakıldı.
*
Sonra? Adam bu sefer başka bir kadını öldürdü, sonra da intihar etti.
*
Eğer ilk vukuatında...
Sosyal medyada “Erdoğan Küpeli tutuklansın” diye bir kampanya yapılsaydı... Ölen kadın, şimdi hayatta olacaktı.
*
Demek ki neymiş?
“Falanca tutuklansın” diye sosyal medyada kampanya yapmak, o kadar da kötü, fena, berbat bir şey değilmiş.
İYİ PARTİ’Yİ YÖNETMEK AMMA DA ZORMUŞ
- Çabuk küsüyorlar.
- Hemen alınıyorlar.
- Anında istifa kozuna sarılıyorlar.
- Derhal kamu önünde tartışıyorlar.
- Bir çırpıda kamplara bölünüyorlar.
- Şak diye gözlerini karartıyorlar.
- Küt diye kapılara dayanıyorlar.
*
Sonuç:
İYİ Parti’yi yönetmek, CHP’yi yönetmekten bile daha zor galiba... Meral Hanım’ın işi hiç kolay değil yani.
TİCARİ ZEKÂ
ATATÜRK, İzmir Marşı, Nutuk ticaretine tam gaz devam.
*
Daha önce yazdığı Atatürk kitaplarının kaymağını fazlasıyla yemiş olan yazarımız, yine ortaya çıkmış durumda.
Arkadaş, aynı temalara yaslanarak yeni bir kitap daha yazmış.
*
Tanıtımına da başlamış.
Ama ne tanıtım!
- Bu kitap 12 yılda yazıldı.
- Bunda büyük emek var.
- Bu kitabı yazan kör oldu.
Türü cümlelerle yeni kitabının pazarlamasını yapmaya başlamış bile.
*
Adam olayı çözmüş.
Bakıyor talep var, hemen arz ediyor.
*
Dolayısıyla ben asıl...
Arza değil de talebe odaklanılması gerektiği kanaatindeyim.
