15 Temmuz kendi kahramanlarını mı yemeye başladı?

*

Zekai Paşa bir aslan kesilmişti 15 Temmuz’da...

- Darbeciler kendisini teslim almaya geldiğinde sonuna kadar savaşmıştı.

- Eşi yaralandığı halde teslim olmamıştı.

- İşgal altındaki Özel Kuvvetler’i kurtarmak için ulaşabildiği silah arkadaşlarıyla birlikte işgalcilerle çatışmaya girmişti.

- Özel Kuvvetler Komutanlığı’nı FETÖ çetesinin elinden almayı başarmıştı.

- Televizyon kanallarına bağlanıp halka güven vermişti.

- Darbecilerin yakalanması, komutanların kurtarılması operasyonlarını koordine etmişti.

*

Kısacası Zekai Paşa...

Korkusuz, cesur, kararlı, çetecilere meydan vermeyen kahraman bir Türk subayı olarak bir anıt gibi yükselmişti.

*

İşitiyoruz ki...

Küskünmüş, kırgınmış Zekai Paşa... Özel Kuvvetler’in başından alınmış... İstifa falan söz konusuymuş.

*

Vay arkadaş!

Bir kere de bir devrim kendi kahramanlarını yemesin yahu!

ATATÜRK’E SALDIRAN MECZUPTUR
ATATÜRK heykellerine saldıranlar için bulunan en uygun sıfat şu:

“MECZUP.”

*

Artık ne zaman “Atatürk heykeline saldırı” olayı meydana gelse...

“Meczup” nitelemesi de arkasından geliyor.

*

Bence harika bir buluş bu!

Ve yine bence bu harika buluş, hayatları boyunca Atatürk’e saldırıdan geçinenler için de geçerli olabilir.

*

Öyle değil mi Kadir Mısırlıoğlu Amca?

YENİ ZAMANIN YENİ RUHU 
- ARTIK hayat... Hiçbir egemenin kontrol altına alamayacağı kadar karmaşık...

*

- Artık ülke... Beka için hukuka sarılmak zorunda...

*

- Artık ilişkiler... Başörtülü ve mini etekli dostluğuna doğru hızla gidecek.

*

- Artık gençler... Prangaları gülerek parçalıyor, parçalayacak.

*

- Artık siyaset... Yepyeni doğumlara gebe...

*

- Artık hamaset... Doyum noktasına ulaştı.

*

- Artık kazananlar... Yeni şeyler söyleyenler olacak.

58’E ‘YAŞIN KAÇ’ DİYEN, 30’A NELER DEMEZ Kİ?
58 yaşındaki Alman Dışişleri Bakanı Gabriel’e “Senin yaşın kaç?” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan...

Kendisine laf saydırmaya kalkan 30 yaşındaki Avusturya Dışişleri Bakanı Sebastian’a neler diyebilir?

*

Mesela...

- “Ağzın süt kokuyor” diyebilir.

- “Dünkü çocuksun” diyebilir.

- “Sen git de evcilik oyna” diyebilir.

- “Velinden izin aldın mı velinden” diyebilir.

Diyebilir de diyebilir yani.

*

Tek sorun şu:

Bunlar Almancaya nasıl çevrilecek?

RIDVAN’IN ERDOĞAN’I
RIDVAN Dilmen, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı şöyle betimliyor:

- İçinde müthiş derecede çocuk ruhu var.

- Son derece çocuksu...

- Sıfır kini var.

- Hayata pozitif bakıyor.

*

İlahi Rıdvan!

- “Haksızlığa gelemez” desen...

- “Ömer öfkesinde” desen...

- “Kininin davacısı” desen...

- “Hayata davasının penceresinden bakıyor” desen...

Hiç değilse...

Övgüde inandırıcılık sorunu yaşamayacaksın.

ADALET BAKANI GÜL: HERO MAĞDURİYETİ YOK
ADALET Bakanı Abdulhamit Gül aradı.

*

Söylediklerini aynen aktarıyorum:

- “Hero” tişörtü giyenlerin mağdur edildiklerine dair iddialar doğru değil.

- Diyarbakır’daki olay şöyle gelişti: Vatandaşlardan bir ihbar gelince güvenlik güçlerimiz
nedir diye bakıyorlar. Bırakın gözaltına almayı, herhangi bir
işlem yapmadan serbest bırakıyorlar.

- Bu konuda duyarlıyız. Terör örgütüyle ilişkisi olmayan iki sevgili bir örnek “Hero” tişörtü giymiş, çocuğun üstünde “Hero” tişörtü varmış... Bunlarla ilgili hiçbir işlem yapılmıyor.

- Bu konuda gelen ihbarları değerlendirmek ayrı bir şey, mağduriyet oluşturmak ayrı bir şey... Biz mağduriyet oluşmamasına özen gösteriyoruz.

- Atatürk heykeline saldırı olayında da saldırganların üzerine süratle gidiliyor. Diyarbakır’daki saldırgan gözaltına alındı ve tutuklanması isteğiyle mahkemeye sevk edildi. Değerlerimize saldırı konusunda da duyarlılığımız en üst seviyede.

*

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’e duyarlılığı için teşekkür ediyorum.

BAYKAL’IN HAYATI BOYUNCA YAPTIĞI EN DOĞRU HAREKET
HÂLÂ Deniz Baykal’a...

“Her şey senin yüzünden oldu. Sen Tayyip Erdoğan’ın yasağını kaldırmasaydın bunlar başımıza gelmezdi” diyenler var.

*

Bana göre Deniz Baykal’ın siyasi hayatı boyunca yaptığı en demokratik, en özgürlükçü, en janti, en şövalyece harekettir Erdoğan’ın yasağının kaldırılmasına verdiği destek.

*

Milletten destek alan bir kişinin önü yasaklarla kesilir mi kardeşim?

Kesilse bile... Bu yapılan delikanlılığa sığar mı kardeşim?

Sığsa bile... Bundan medet umulur mu kardeşim?

*

“Biz milletten Erdoğan’ın aldığı destekten daha fazlasını almalıyız” diye bir iddia ortaya koymak yerine...

Baykal’a “Sen elinde imkân varken Erdoğan’ın önünü niye kesmedin” diye saldırıyorlar.

*

Bazen öyle karamsarlaşıyorum ki...

Neredeyse her şeyi bırakıp bir kıyı kasabasında balıkçılık yapmaya karar vereceğim.

Gerçi onu da pek beceremem ya...

Neyse... Neyse...

RADYOCULARLA MUHABBET
ÜNLÜ radyocular “Hop Dedik Ayhan” ve Adem Metan’la biraz radyolar üzerine konuştum.

Anlattıklarından çıkardıklarım şunlardır:

*

- Radyonun altın çağı 90’larmış. Bugünlerde herkes “Nerede o eski radyo starları” diyormuş.

*

- Radyoda prime time: Sabahları 6.00 ile 9.00 arası... Akşamları 18.00 ile 21.00 arası...

*

- Radyonun en büyük dinleyici kitlesi: Sıkışık trafikte arabalarında olanlar... Taksiciler, minibüsçüler...

*

- Radyonun popüler sanatçıları: Şaşıracaksınız ama Tarkan ile Aleyna Tilki başabaş gidiyormuş. Hande Yener ve Demet Akalın hep öndeymiş. Soner Kabadayı ve Serdar Ortaç iyi durumdaymış. Bir de Çağatay Akman varmış.

*

- Radyoda sivrilen şarkılar: Son dönemde “Ben Yoruldum Hayat” ve “Bağdat” şarkıları pek bir sivrilmiş.

SON 24 SAATTE YAŞANANLAR