TRABZONSPOR, kabus dolu 13 haftanın ardından ilk defa üst üste 3 maç kazanırken, Şenol Güneş, son iki haftalık performansıyla Milli Takım’ın başına ısrarla yabancı hoca getirme çabaları içinde olanların keyfini bir hayli kaçırmışa benziyor.
Güneş, Broos’un, Moğol orduları gibi dağıttığı takımı toparlayıp, iki hafta içinde ayağa top yapan, daha pozitif futbol oynayan ve maç kazanmasını bilen bir görüntüye kavuşturmuş Trabzonspor’u. Gabric katkı sağladı “Benim oyun sistemimde, bu oyuncuya yer yok” diyen Broos’a nazire yaparcasına oynayan Alanzinho’nun, oyuna ve sonuca katkısı tartışılmazdı. Ona Yalanzinho yakıştırmasını yapan bazı yorumcuların da yüzleri kızarmıştır herhalde. Futbolculuğu neredeyse tartışılır hale gelen Gabric’in, oyunda olduğu süre içerisinde takım oyununa ne kadar katkısı olduğu, yokluğunda çok daha iyi anlaşıldı. Oyundan alınma nedeni, sakatlık mıdır yoksa sarı kart sınırında olmasından mı kaynaklandı bilemeyeceğim ama hocanın tercihi bu yöndeydi. Saygı duymak lazım. Onur’u kazandılar İkinci yarıda anlaşılmaz bir şekilde rakibinin üzerine gelmesine izin veren Trabzonspor’da, oyuncu değişikliklerinden kaynaklanan saha içi değişikliği ve Colman’ın gerçek performansının uzağında olmasının payı büyüktü. Kaleci Onur ve Trabzonspor defansı, Denizlispor forvetine gol şansı vermedi. Onur’un hem Trabzonspor, hem de Türk sporu için kazanç olduğuna inanıyorum. Trabzonspor’un ligi kaçıncı olarak bitireceğini söylemek için henüz çok erken. Ancak son 3 haftada ortaya koyduğu performans umut verici. En azından teknik anlamda sıkıntı yaşayacağını sanmıyorum. Dünkü maçta, Trabzonspor’un Denizli’de vermiş olduğu mesaj şuydu: “Ben 3 puanımı aldım, gidiyorum. Ama dikkatli ol eğer böyle devam edersen sen de gidersin.”